"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2008/274 E., 2013/20 K.
Mahkemece verilen karar, davacı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı Hazine temsilcisi dava dilekçesinde; Görele ilçesi, ... Mahallesinde yapılan kadastro çalışmaları sonucu 230 ada 21 parsel sayılı taşınmazın zilyetlik nedeniyle davalı adına tespit ve tescil edildiğini, ancak Hazinenin hisseli malik olduğu 24.09.1963 tarih 185 nolu tapu kaydının kadastro çalışmaları esnasında uygulanmadığını, tapu kaydının çekişmeli taşınmaza uyduğunu ileri sürerek tapu kaydının iptali ile tapu kayıt miktarı kadar kısmın Hazine adına tescilini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı cevap dilekçesi sunmamıştır.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacı Hazinenin hisseli malik olduğu tapu kaydının çekişmeli taşınmaza uygulanamadığı ve taşınmazı kapsayıp kapsamadığının anlaşılamadığı, davacının davasını ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı Hazine temsilcisi temyiz talebinde bulunmuştur.
B. Temyiz Nedenleri
Davacı Hazine temsilcisi temyiz dilekçesinde özetle; Hazinenin hisseli malik olduğu tapu kaydının kadastro çalışmaları sırasında uygulanmadığını, Mahkemece eksik inceleme ve araştırma ile karar verildiğini belirterek ve re'sen görülecek eksiklikler nedeniyle kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi tapu kaydına dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
2. Değerlendirme
Kadastro sonucu, Görele ilçesi, ... Mahallesi çalışma alanında bulunan 230 ada 21 parsel sayılı 1.284,36 m2 yüz ölçümlü taşınmaz irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ... adına tespit ve tescil edilmiştir.
3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 20. maddesine göre kayıt ve belgelerin harita, plan ve krokiye dayanması halinde bu kaydın kapsamı dayanılan harita, plan ve krokiye itibar edilmek suretiyle belirlenir. Kaydın haritası yok veya uygulama imkanı bulunamıyor ise hudutlara değer verilir.
Somut olayda; Mahkemece davacı tarafın dayanak tapu kaydının tedavülleri ile birlikte varsa haritası getirilip kadastro paftası ile çakıştırılarak mahallinde yöntemince uygulanmadan karar verilmesi doğru değildir. Mahallinde yapılan keşifte tapu kaydının sınırları tek tek okunup mahalli bilirkişiler ve tanıklardan sorulmamış, tapu kaydının revizyon görüp görmediği hususu araştırılmamış, tapu kaydının tüm tedavülleri ile varsa haritası getirtilip yöntemince uygulanmamıştır. Bu şekilde eksik araştırma, inceleme ve uygulamaya dayalı olarak karar verilemez.
Hal böyle olunca; doğru sonuca varılabilmesi için tespite esas tapu kaydının tesisinden itibaren tüm tedavülleri ile varsa haritası getirtilmeli, tapu kaydının revizyon görüp göremediği araştırılmalı, tapu kaydının revizyon gördüğü parseller ile komşu parsellere ait onaylı tutanak örnekleri, tutanakları kesinleşmiş ise tapu kayıtları getirtilip dosya ikmal edildikten sonra yerel bilirkişi, taraf tanıkları ve teknik bilirkişi huzurunda yeniden keşif yapılmalıdır.
Yapılacak keşifte, 3402 sayılı Kanun'un 20. maddesi göz önüne alınarak varsa harita uygulanmak suretiyle; haritasının bulunmaması halinde ise sınırlarına göre tapu kaydının kapsamı belirlenmeli, tapu kayıtların tüm sınırları tek tek okunup yerel bilirkişi ve tanıklardan sorulmak suretiyle mahallinde uygulanmaya çalışılmalı, uygulamada komşu taşınmazların kadastro tutanak ve dayanaklarından yararlanılmalı, keşifte gösterilen sınırlar teknik bilirkişiye işaret ettirilmeli, bilirkişilerin gösteremediği hudutların tespiti için taraflara tanık dinletme imkanı sağlanmalı, yerel bilirkişi ve tanıkların sözleri arasında doğabilecek çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılarak yöntemince giderilmeye çalışılmalı, teknik bilirkişiye uygulanan tapu kaydının kapsadığı alanı gösterir ve keşfi takibe imkan verir kroki düzenlettirilmelidir.
Uygulama sonucunda çekişmeli taşınmazın tapu kayıt kapsamında kaldığının anlaşılması halinde, tapu kaydının sınırlarının sabit sınır olup olmadığına bakılmalı, sınırlarında sabit sınır bulunmaması halinde ise 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 20/c maddesi uyarınca tapu kaydının hudutlarıyla değil miktarıyla geçerli olacak şekilde kapsam tayin edilmesi gerektiği düşünülmeli, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir.
V. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı Hazine temsilcisinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün, (6100 sayılı Kanun'un geçici 3. maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA,
Temyiz eden davacı Hazine harçtan muaf bulunduğundan bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
Dosyanın Görele Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
1086 sayılı HUMK'nun 440/III-2. maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,
05.02.2025 tarihinde oy birliği ile karar verildi.