Logo

1. Hukuk Dairesi2024/4647 E. 2024/6239 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Afet bölgesinde kamulaştırılan ve daha sonra ifraz edilen taşınmaza yönelik tapu iptali ve tescil talebinin reddi üzerine açılan temyiz davası.

Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazın afet sonrası kamulaştırılarak Hazine adına tescil edildiği, ifraz işlemleriyle başka kişilere tahsis edildiği ve bu nedenle davacı yararına zilyetlikle iktisap şartlarının oluşmadığı gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/587 E., 2023/553 K.

HÜKÜM/KARAR : Ret/Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Tosya Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2018/411 E., 2021/406 K.

Taraflar arasındaki tescil ve tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmiş olmakla; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı ... vekili dava dilekçesinde; 232 ada 5 parsel sayılı taşınmazın müvekkilinin babası tarafından 1960 ila 1980 yılları arasında mesken olarak kullanıldığını, 1980 yılında köyde çıkan yangında taşınmaz üzerinde bulunan evin yandığını, müvekkilinin arazinin halen babasına ait olduğunu düşünerek evin bakım ve onarımını gerçekleştirdiğini, taşınmazın halihazırda müvekkilinin kullanımında olduğunu ancak yangından sonra tapu almak için yaptığı başvuru sırasında taşınmazın Hazine adına kayıtlı olduğunu öğrendiğini, taşınmazda zilyetlikle iktisap şartlarının müvekkili lehine oluştuğunu ileri sürerek dava konusu 232 ada 4 parsel sayılı taşınmazın müvekkili adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

1. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; bir taşınmaz üzerine bina yapılmasının imar-ihya faaliyeti sayılmayacağını, taşınmaz Hazine adına kayıtlı olmakla zilyetlikle iktisap edilemeyeceğini ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

2. Dahili davalı ... tarafından davaya cevap verilmemiş; dahili davalı 23.01.2020 tarihli duruşmada, dava konusu yerde 1982 yılında yangın çıktığını, davacının evinin yanmadığını, yanan evlerle ilgili olarak Devlet tarafından taşınmazlara ev yapılıp kura yöntemiyle dağıtıldığını, evlerin tesliminden sonra davacı ... kardeşlerinin Hazine yerine ev yaptığını belirtmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Tosya Sulh Hukuk Mahkemesinin 03.10.2018 tarihli ve 2018/650 Esas, 2018/688 Karar sayılı kararıyla; davanın çekişmeli yargı işi olduğu gerekçesiyle Mahkemenin görevsizliğine, görevli ve yetkili Mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğuna karar verilmiş; hüküm, istinaf edilmeksizin 26.10.2018 tarihinde kesinleşmiştir.

Tosya Asliye Hukuk Mahkemesinin 11.11.2021 tarihli ve 2018/411 Esas, 2021/406 Karar sayılı kararıyla; nizalı taşınmaz ile yangın afeti sonucunda oluşturulan davacının babasına ait 6 ada 12 nolu afet parselinin aynı yer olduğu, bilahare nizalı yerin kamulaştırıldığı, bu hali ile taşınmazın mülkiyetinin kamuya geçtiği, tesis kadastrosu sırasında bu yerin yol ve dere yatağı olarak tescil harici bırakıldığı, öte yandan davacının babasına ait taşınmazın yangında zarar görmediği, üzerinde bulunan evin 1993 yılında davacı tarafından yıkılarak yeniden yapıldığı ancak kamulaştırılarak mülkiyeti kamuya geçen taşınmazın imar-ihya edilmek suretiyle iktisap edilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içerisinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde; Mahkemece yapılan yargılama sonunda verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, 1982 yılında köyde çıkan yangın afetinde 10 hane hariç tüm evlerin yandığını, bu nedenle köyün afet bölgesi ilan edilip kamulaştırma yapıldığını ve köyde ikamet edip evlerini kaybedenlere yer tahsis edildiğini, müvekkilinin çatısı yanarak zarar gören babasının evini yıkarak aynı yere ev yaptığını, bu ev ve çevresindeki arazinin müvekkili ve murisleri tarafından yıllarca kullanıldığını, dahili davalı ...’nın kendi sınırlarını geçerek müvekkilinin arazisine müdahale ettiğini, Mahkemece nizalı yerin kamulaştırıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesinin usule aykırı olduğunu ileri sürerek istinaf taleplerinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 26.04.2023 tarihli ve 2023/587 Esas, 2023/553 Karar sayılı kararıyla; dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebepler ile kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan incelemede, mahallinde yapılan keşif ve uygulama sonucunda, dava konusu edilen taşınmazın afet sonucu oluşturulan 6 ada 12 parsel sayılı taşınmaza tekabül ettiği, 6 ada 12 parsel sayılı taşınmazın 1993 yılında kamulaştırılarak Hazine adına tescil edildiği, daha sonra dağıtım yapılmak üzere ifraz edildiği, ifraz sonucu taşınmazın bir kısmının 30 ada 5 parsel içinde bir kısmının ise yolda kaldığı, taşınmazın kamulaştırılması nedeni ile mülkiyetinin kamuya geçtiği, böylece taşınmazın zilyetlik ile hak sahibi olunabilecek, bir başka anlatımla özel mülkiyete konu teşkil edebilecek taşınmazlardan olmadığı ve davacı taraf yararına zilyetlikle iktisap şartlarının gerçekleşmediği gerekçesiyle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b.1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde; İlk Derece Mahkemesi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararlarının usul ve yasaya aykırı olduğunu, öte yandan nizalı taşınmazın teknik bilirkişi raporunda boşluk olarak göründüğünü, evveli boşluk olan taşınmazların zilyetlikle iktisap edilebileceğini belirterek istinaf dilekçesini tekrarla kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava; afet sonucu kamulaştırma yolu ile Hazine adına tescil edilen taşınmazdan ifrazen oluşturulan parsele yönelik tapu iptali ve tescil ile aynı taşınmazdan ayrılarak yol olarak bırakılan kısma ilişkin tescil isteğine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesi,

3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14/1. ve 16/B maddeleri,

7269 sayılı Umumi Hayata Müessir Afetler Dolayısiyle Alınacak Tedbirlerle Yapılacak Yardımlara Dair Kanun’un 18. maddesi.

3. Değerlendirme

1. 1982 yılında Kastamonu ili, .... ilçesi, .... köyünde meydana gelen afet sonucunda 7269 sayılı Kanun kapsamında yapılan çalışma neticesinde, 6 ada 12 parsel sayılı 442,00 metrekare yüz ölçümündeki taşınmaz, ahşap ev ve arsa vasfı ile ... oğlu ... adına tespit ve tescil edilmiş, 1993 yılında aynı Kanun kapsamında üretilen taşınmazlar 6 ada 12 parsel de dahil olmak üzere afet çalışmaları kapsamında Hazine tarafından kamulaştırılarak 22 ada 1 parsel numarası ile Hazine adına tescil edilmiş, daha sonra söz konusu taşınmaz da ifraz edilmiş, ifraz ve dağıtım sonunda dava konusu edilen ve teknik bilirkişinin 19.09.2019 tarihli raporuna ekli krokide (A1) ve (A2) ile gösterilen taşınmaz bölümleri, 28.02.1994 tarihinde Hazine adına tescil edilmiş olan 30 ada 5 parsel sayılı 300,00 metrekare yüz ölçümlü taşınmaz ile yolda kalmış, 30 ada 5 sayılı parsel sayılı taşınmaz da tahsis yolu ile dahili davalı ... adına tescil edilmiş, bölgede 2014 yılında yapılan uygulama kadastrosu sonucunda ise taşınmaz, 232 ada 5 parsel numarasıyla ve 317,08 metrekare yüz ölçümlü olarak tespit ve tescil edilmiştir.

2. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

3. Temyizen incelenen karar; tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen sebepler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 247,70 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

14.11.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.