Logo

1. Hukuk Dairesi2024/4795 E. 2025/1394 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasında, davalının dava tarihinden önce ölmüş olması nedeniyle pasif husumet ehliyetinin bulunup bulunmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Davalının dava tarihinden önce öldüğünün ve 4-5 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca ölen kişinin taraf ehliyetini yitirdiği, aleyhine dava açılamayacağı ve mirasçılarına halefiyet kuralı uygulanamayacağı gözetilerek, pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine dair yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2024/95 E., 2024/380 K.

Mahkemece bozmaya uyularak verilen karar davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; Malatya ili, Merkez ilçesi, ... köyü 337 parsel sayılı taşınmazın davalı adına tapuya kayıtlı olduğunu, dava konusu taşınmazın ... Paşa Vakfının 6 Recep 994 tarihli vakıfnamesi kapsamında kaldığını, adı geçen vakfın Vakıflar Genel Müdürlüğünde kayıtlı olduğunu, vakfiye kapsamında kalan taşınmaz malların tapu siciline geçirilmemiş olmasının vakıf malının zamanaşımı yoluyla iktisap edilmelerine imkan vermediğini ileri sürerek dava konusu taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile ... Paşa Vakfı adına tapuya tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı; davaya cevap vermemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Malatya 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 29.12.1998 tarihli ve 1998/198 Esas, 1998/706 Karar sayılı kararıyla; dava konusu taşınmazın hiçbir duraksamaya yer vermeyecek şekilde davanın dayanağı olan vakıfnamenin sınırları içerisinde kaldığı, muteber tasdikli vakıf defterinde kayıtlı bulunan vakıf mallarının tapu sicillerine kayıtları geçirilmemiş olsa bile Medeni Kanun'un 639. maddesi gereğince zilyetlikle iktisap edilmelerinin de mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, dava konusu taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile ... Paşa Vakfı adına tapuya tesciline karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1.Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde ... mirasçıları vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Dairenin 25.10.2023 tarihli ve 2023/4266 Esas, 2023/5875 Karar sayılı kararıyla; “ Somut olayda, öncelikle çözümlenmesi gereken husus davacıların mirasbırakanı ... oğlu ... ile eldeki davanın davalısı ve 337 parsel sayılı taşınmazın tespit maliki olan ... oğlu ...'ın aynı kişi olup olmadığıdır. Ne var ki, dosyadaki mevcut belgelerin bu konuda kanaate ulaşmaya yeterli olmadığı sonucuna varılmaktadır. Hâl böyle olunca, Mahkemece öncelikle bazı sayfaları okunaklı olmayan kadastro tespit tutanağı ile taşınmazın kadastro tespitine dayanak tapu kayıtlarının okunaklı suretlerinin ilgili Tapu Müdürlüğünden, temyiz edenlerin mirasbırakanı olan ...'nın üst soyunu gösterir aile nüfus kayıtlarının ve dava konusu taşınmazın tespit maliki olarak görünen kişi ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişi veya kişilerin nüfus kayıtlarının bulunup bulunmadığının Nüfus Müdürlüğünden, gerekirse Nüfus ve Vatandaşlık Genel Müdürlüğünden sorulması, aynı kimlik bilgilerine sahip kişiler mevcut ise bu kişi veya kişiler duruşmaya çağrılarak talep konusu taşınmazda mülkiyet hakkı iddiaları bulunup bulunmadığının kendilerinden sorulması, tapu kaydı ve dayanakları ile bağlantı kurulacak şekilde inceleme yapılması, taşınmazın bulunduğu yerleşim yerinde zabıta aracılığıyla tespit maliki ile aynı ismi taşıyan başka kişi veya kişilerin bulunup bulunmadığının da araştırılması ve mahallinde keşif yapılarak taşınmaz başında tanıkların dinlenmesi suretiyle temyiz edenlerin mirasbırakanı olan ... ile 337 parsel sayılı taşınmazın tespit maliki ve eldeki davanın davalısı olan ...'ın aynı kişiler olup olmadığının duraksamaya yer bırakmayacak şekilde saptanması, aynı kişi olduklarının tespit edilmesi halinde ise 04.05.1978 tarihli ve 4-5 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca dava tarihinden önce ölen kişinin taraf ehliyetini yitireceği, aleyhine dava açılamayacağı, dava tarihinde şahsiyeti sona ermiş kimsenin mirasçılarına halefiyet kuralı uygulanamayacağı hususu gözetilerek karar verilmesi gerekirken noksan inceleme ile yazılı olduğu üzere karar verilmesi doğru değildir.” gerekçesiyle karar bozulmuştur.

B. Mahkemece Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; tapu kaydında ... olarak geçen kişinin aslen ... olduğu ve dava konusu yerin ... tarafından kullanıldığı, yaklaşık 30-35 yıl önce harici satış sözleşmesi ile Mehmet Arslan'a devredildiği, tanıkların ve mahalli bilirkişilerin, açık bir şekilde tapu kayıtlarında ... olarak geçen kişinin aslında ... olduğunu beyan ettikleri, yine tapu kaydında her ne kadar ... oğlu ...'ın 1934 doğumlu olduğu yazılmış ise de bu bilgilerin kadastro çalışmalarında görevli bilirkişi beyanına göre yazıldığı, tespit tutanağında da bu bilgilerin bilirkişi beyanına göre yazıldığının not düşüldüğü, Yeşilyurt Nüfus Müdürlüğünün gönderdiği kayıtlardan da anlaşılacağı üzere tespit tutanağında doğum tarihinin 1934 olarak geçtiği, bilirkişi beyanı olduğu için böyle bir hatanın olmasının normal olduğu, dolayısıyla tapu maliki ... ile davalıların murisi ...’nın aynı kişi olduğunun tespit edildiği, ...’nın dava tarihinden önce 23.02.1990 tarihinde öldüğü, bu durumda 04.05.1978 tarihli ve 4-5 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca dava tarihinden önce ölen kişinin taraf ehliyetini yitirdiği, aleyhine dava açılamayacağı, dava tarihinde şahsiyeti sona ermiş kimsenin mirasçılarına halefiyet kuralı da uygulanamayacağı gerekçesiyle pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

Davacı vekili temyiz dilekçesinde; davanın 1998 yılında açıldığını, bu yıllarda tapuda malik görülen kimsenin sağ olup olmadığının tespitinin kolay olmadığını, bu nedenle tapuda malik görünen kimse aleyhine dava açıldığını, bu durumda davacı kendisinden beklenen tüm çaba, özen ve önlemlere rağmen davalının sağ olup olmadığını tespit edememiş ise ya da tespit edememe durumu bir yanılgıya dayanıyor ve bu durum açıkça dürüstlük kuralına aykırılık arz etmiyorsa, bu dava ilişkisinde daha sonra da kendilerine karşı dava açılması muhtemel olan mirasçılara, yani gerçek taraflara karşı davaya devam edilmesinin mümkün olması gerektiğini, davalı ...’nın mirasçılarının davaya eklendiğini, taraf teşkilinin sağlandığını, işin esası yönünden de dava konusu taşınmazın vakfiye kapsamında kalıp kalmadığının ve vakfın mülkiyetinde olup olmadığının bilirkişiler vasıtasıyla tespit edilmesi gerektiğini belirterek kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

Dosya içeriğinden; dava konusu Malatya ili, Merkez ilçesi, ... köyü, 337 parsel sayılı taşınmazın 18.05.1977 tarihinde yapılan kadastro tespiti ile bilirkişi beyanına göre ... köyünde ikamet eden 1934 doğumlu ... oğlu ... adına tespit gördüğü, itirazlar üzerine 17.03.1981 tarihli Malatya Bölge Tapulama Müdürlüğü Komisyon kararı ile itirazların reddine karar verildiği ve tespitin 09.02.1995 tarihinde kesinleştirildiği, eldeki davanın 11.03.1998 tarihinde açıldığı, temyiz edenlerin mirasbırakanı ... oğlu ...'nın 23.02.1990 tarihinde öldüğü, ... mirasçılarının eldeki dava için yargılamanın yenilenmesi istemiyle Malatya 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2020/140 Esas sayılı davasını açtıkları, 20.10.2020 tarihli karar ile davanın kabulüne karar verildiği, kararın istinafı üzerine Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 14.01.2021 tarihli ve 2020/1262 Esas, 2021/42 Karar sayılı kararı ile istinaf başvurusunun kabulü ile hükmün kaldırılmasına ve yargılamanın yenilenmesi talebinin reddine karar verildiği, toplanan tüm delillerden davalıların mirasbırakanı ... oğlu ... ile eldeki davanın davalısı ve 337 parsel sayılı taşınmazın tespit maliki olan ... oğlu ...'ın aynı kişi olduğu anlaşılmaktadır.

Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı HMK'nın geçici 3/2. maddesinin yollamasıyla uygulanması gereken 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Temyizen incelenen kararın bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı, özellikle davalıların mirasbırakanı ... oğlu ... ile eldeki davanın davalısı ve 337 parsel sayılı taşınmazın tespit maliki olan ... oğlu ...'ın aynı kişi olduğu tespit edilmekle ...’nın dava tarihinden önce 23.02.1990 tarihinde öldüğü, bu durumda 04.05.1978 tarihli ve 4-5 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca dava tarihinden önce ölen kişinin taraf ehliyetini yitirdiği, aleyhine dava açılamayacağı, dava tarihinde şahsiyeti sona ermiş kimsenin mirasçılarına halefiyet kuralı uygulanamayacağı, pasif husumet ehliyeti yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verildiği gözetilerek davacı vekilinin temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı ... vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

7531 sayılı Yasa'nın 20. maddesi uyarınca değiştirilen 5737 sayılı Yasa'nın 77. maddesi uyarınca davacı ... harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın Malatya 2. Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

17.03.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.