"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/33 E., 2024/234 K.
BİRLEŞTİRİLEN DAVADA
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ezine Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2017/29 E., 2021/474 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı asıl ve birleştirilen davada davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Asıl ve birleştirilen davada davacı vekili; Ezine Kadastro Mahkemesinin 1998/17 Esas, 1999/5 Karar sayılı dosyasından açılan dava neticesinde Çanakkale ili, Ezine ilçesi, Çarıksız köyü, 36 parselde yer alan taşınmazda kadastro teknisyeninin mahkemeye sunduğu belgede (A) ve (B) ile gösterilen 16.542 metrekare ve 13.785 metrekare bölümlerin (A) ile gösterilen kısmın ... adına, (B) ile gösterilen bölümünde ½ hissesinin ..., ½ hissesinin de ... adına tapuya tesciline karar verildiğini, Mahkemenin vermiş olduğu karar neticesinde 13.785,00 metrekarelik alan ve 16.542,00 metrekarelik alanların paylaştırılması doğru olsa da (A) ve (B) olarak ayrılan bölümlerde yanlışlık yapıldığını, (A) ile gösterilen 13.785 metrekare kısmın ½ hissesinin ..., ½ hissesinin ise ... adına tapulu olup (B) ile gösterilen 16.542 metrekare kısmın davacı adına kayıtlı olması gerekirken yapılan maddi hata sonucunda tam tersi yönünde kayıt yapıldığını, taraflar dinlendiğinde ve eski dosyalar incelendiğinde yapılan hatanın rahatlıkla görüleceğini öne sürerek Çanakkale ili, Ezine ilçesi, Çarıksız köyü, 36 parselde yer alan taşınmazın tescili sırasında oluşan hatanın giderilerek (A) ile gösterilen kısmın 13785,00 m2 olarak ½ hissesinin ... ve ½ hissesinin ise ... adına, (B) ile gösterilen kısmın ise 16542,00 m2 olarak davacı ... adına tesciline karar verilmesini istemiş; asıl davada davalı ...'ın yargılama sırasında vefatı ile birlikte mirasçıları davaya dahil edilmiştir.
II. CEVAP
Asıl davada davalı ... vekili; diğer 1/2 hissenin ...' ya ait olduğunu, eldeki davanın her iki malike de açılması gerektiğini, kesinleşen bir mahkeme kararı üzerine, doğru olarak tapuya tescil edilen ve tapuya tescil edildikten sonra üzerinden 10 yılı aşkın bir zaman geçen, bu süre zarfında malikler tarafından tasarrufta bulunulan taşınmazın tescilinde hata olduğu iddiası ile açılan davanın yerinde olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; Mahallinde yapılan keşif sonucu alınan bilirkişi raporuna göre Ezine Kadastro Mahkemesinin 1998/17 Esas, 1999/5 Karar sayılı kararının kararda belirtilen şekliyle ekli krokiye uygun olarak tapuya işlendiği, mahkeme kararında (A) harfi ile gösterilen (16.542 metrekarelik) kısmın 36 parsel numarası ile ... adına, (B) harfi ile gösterilen (13.785 metrekarelik) kısmının ise 379 parsel numarası ile 1/2 hissesinin ..., 1/2 hissesinin ... adına tescil edildiği, mahkeme kararının tapuya işlenmesi sırasında herhangi bir maddi hata bulunmadığı, davacı vekili taşınmazların kullanım durumlarına göre Ezine Kadastro Mahkemesince hükme esas olduğu bilirkişi raporunun hatalı olduğunu iddia etttiği, Ezine Kadastro Mahkemesinin 1998/17 Esas, 1999/5 Karar sayılı dosyasının tarafların katılımı ile karara bağlandığı ve kesinleştiği, taraflar açısından kesin hüküm teşkil ettiği belirlenerek asıl ve birleştirilen davaların kesin hüküm dava şartı nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı asıl ve birleştirilen davada davacı vekilinin istinaf başvurusunda bulunması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığı, Ezine Kadastro Mahkemesinin 24.03.1999 tarihli ve 1998/17 Esas, 1999/5 Karar sayılı kararında eldeki davanın cüzi ve külli halefleri ile kendilerinin taraf olduğu, anılan mahkeme kararı ile çekişmeli taşınmazın (A) harfli bölümün davacının halefi adına, (B) harfli bölümün ise davalı ve davalıların murisi adına tescil edildiği ve bu kararın kesinleştiği, hükmün infazı sırasında maddi bir hata yapılmadığı, tescilin hükme uygun olduğu, kararda bir isabetsizlik bulunmadığı belirlenerek davacı vekilinin istinaf isteminin esastan reddine karar verilmişir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Asıl ve birleştirilen davada davacı vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; Ezine Kadastro Mahkemesinin 1998/17 Esas, 1999/5 Kararının dördüncü paragrafında tarla sınırlarının tarifinde dava dilekçesinde iddia edildiği gibi 235 parselin doğusunda kalan kısmın ...'a ait olduğu ve eski sınırların yani (B) ile gösterilen kısmın 16 dönümlük bir alan olduğunun yer aldığını, karışıklığın nedeninin Kadastro bilirkişi raporu olduğunu ve keşif mahallinde dinlenen tanık ifadeleri ile de desteklendiği şekliyle davalılar tarafından da (A) ile gösterilen ancak 13 küsur dönümlük arazinin kendilerine ait olduğunun sanıldığını, durumun lihkap ölçümü sonrasında fark edildiğinin ifade edildiğini, keşifte dinlenen tanıkların dava konusu yerin müvekkilin babası ve davalının kardeşi tarafından kullanıldığını doğruladıklarını, bu kullanımın Ezine Kadastro Mahkemesinin 1998/17 Esas, 1999/5 Kararının ardından olduğunu, aslında mahkeme kararının içerik olarak fiiliyatta yer bulduğunu ancak kanunen de düzeltilmesi noktasında bu davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu belirterek kararın bozulmasını istemiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Dava, tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup ve özellikle çapa dayalı satın alınan taşınmaz için bu davanın açılamayacağı gözetilerek asıl ve birleştirilen davada davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Asıl ve birleştirilen davada davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,Aşağıda yazılı 187,80 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,21.01.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.