"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/408 E., 2023/234 K.
HÜKÜM : Ret
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece verilen karar Yargıtay (Kapatılan)16. Hukuk Dairesince bozulmuştur.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; Kırklareli ili, Merkez, ... mahallesinde bulunan 573 ada, 9 parsel sayılı taşınmazın davacı adına kayıtlı olduğunu, ancak kadastro tespitleri sırasında taşınmazın davalı adına tespit ve tescil edildiğini, taşınmazın evveliyatı itibarı ile davacı adına tapuda kayıtlı bir taşınmaz olduğunu belirterek çekişmeli taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına tescilini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; davalının davada taraf sıfatının olmadığını, dava dilekçesinde davalının adının ... soyadının ... olarak gösterildiğini, asıl adının ... olduğunu, davanın bu açıdan reddini talep ettiklerini, davanın zamınaşımına uğradığını, taşınmazda davalının hissesinin mevcut olduğunu, kadastro tespitinin doğru olduğunu, taşınmazın bir bölümünün davalıya ait olduğunu beyan etmiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 06.04.2006 tarihli ve 2001/580 Esas, 2006/183 Karar sayılı kararı ile; davacı tarafın dayandığı tapu kaydının çekişmeli taşınmaza uyduğu kabul edilmek suretiyle davanın kabulüne ve çekişmeli 573 ada 9 sayılı parselin davalı adına olan tapu kaydının iptali ile davacı ... adına tesciline karar verilmiştir
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı olarak davaya dahil ettirilen Şehsuvar Darcanoğlu vekili, ... ve ... temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 19.02.2008 tarihli ve 2008/1202 Esas, 2002/780 Karar sayılı kararıyla; davada husumetin tapu malikine ve mirasçılarına karşı yöneltilmesi gerektiği, çekişme konusu taşınmazın tapuda ... adına kayıtlı olduğu, davacı tarafın dava dilekçesinde ...’ı davalı olarak gösterdiği, Mahkemece davacı tarafından ibraz edilen veraset ilamına göre ...’ın davalı gösterilen ... dışındaki diğer mirasçılarının da davaya dahil edildiği, veraset ilamında adı geçen bu şahsın kayıt maliki ... olduğunun dosya kapsamından anlaşılmadığı açıklanarak Mahkemece davacı tarafa dava konusu taşınmazın kayıt malikini ve mirasçılarını araştırması için kesin süre verilmesi, davalı olarak dava dilekçesinde gösterilen şahsın tapu kayıt malikinin mirasçısı olması halinde diğer mirasçılarının da davaya dahil ettirilmesi, aksi halde davanın husumetten reddi gerekeceğinin düşünülmesi gereğine değinilerek karar bozulmuştur.
3. Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda; Mahkemenin 17.06.2016 tarihli ve 2009/216 Esas, 2016/380 Karar sayılı kararıyla; dava konusu taşınmazın kadastro tespiti öncesi ve sonrasında Hayri Acer tarafından kullanıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne, çekişmeli taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmiş, karar davalı ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
4.Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 10.02.2021 tarihli ve 2020/9923 Esas, 2021/959 Karar sayılı kararıyla; eksik inceleme ile karar verildiği belirtilerek öncelikle davacının dayandığı tapu kaydının tesisinden itibaren tüm tedavülleri, varsa haritası ve çekişmeli taşınmaza sınırları itibariyle komşu olan parsellere ait onaylı tutanak suretleri ile dayanağı olan belgelerin tesislerinden itibaren tüm tedavülleri ile getirtilmesi, bundan sonra mahallinde keşif yapılması ve keşifte 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 20 nci maddesi hükmü uyarınca davacının dayandığı tapu kaydının dayanağı harita mevcut ise yerel bilirkişi yardımı ve uzman teknik bilirkişi eliyle yöntemince yerine uygulanması, uygulama yapılırken haritası bulunan kayıtlarının kapsamlarının öncelikle haritasına göre belirleneceğinin gözetilmesi; haritası bulunmayan kayıtların, sınırların tespiti bakımından yerel bilirkişiler yardımı ile zemine uygulanması, yerel bilirkişilerce bilinemeyen sınır yerleri bulunduğu takdirde bu konuda taraflara tanık dinletme olanağı sağlanması, uzman bilirkişiye tapu kaydında tarif edilen sınır yerlerinin düzenleyeceği haritada ayrı ayrı işaret ettirilmesi, bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanakları ile denetlenerek tapu kaydının kapsamının duraksamaya yer vermeyecek şekilde tespit edilmesi; fen bilirkişisinden komşu parsellerin dayanağı kayıtların dava konusu taşınmaz yönünü ne okuduğunun belirlendiği ve kroki üzerinde işaretlenmek suretiyle tapu kaydının sınır denetiminin yapıldığı ve kaydın kapsamının kesin olarak gösterildiği keşfi izlemeye imkan veren, ayrıntılı ve gerekçeli rapor ve kroki alınması; taşınmazın tümünün ya da bir kısmının tapu kaydının kapsamı dışında kaldığının anlaşılması halinde taşınmazın öncesinin ne olduğu, ilk zilyedinin kim olduğu, kimden kime ve ne suretle kaldığı, taşınmazın ne zamandan beri, kim tarafından ve ne şekilde kullanıldığı hususlarında yerel bilirkişi ve tanıklardan somut olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınması; bundan sonra toplanan ve toplanacak deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir hüküm kurulması gereğine değinilerek karar bozulmuştur.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; bilirkişi raporunun Mahallinde yapılan keşifte dinlenen tanık ve mahalli bilirkişilerin beyanlarıyla uyumlu olmadığı, davada ispat yükü davacıda olup mahallinde dinlenen tanık ve mahalli bilirkişilerin beyanlarından dava konusu parselin kullanımına ilişkin davacı tarafın (veya mirasbırakanının) zilyetliğine veya kullanımına ilişkin beyanın da bulunmadığı ve 9 parselin Yunus Hoca'nın zilyetliği ve kullanımında olduğuna ilişkin beyanlar nedeniyle davacının davasının sübut bulmadığı gerekçesi ile reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde; verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, Mahkeme gerekçesinin elle tutulur nitelikte olmadığını, delillerin takdirinde hataya düşüldüğünü, taşınmazın Hayri Acer kullanımında olduğunun tanık ve bilirkişilerce beyan edildiğini, fen bilirkişilerinin tapu kaydının taşınmaza uyduğunu bildirdiklerini belirterek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 üncü ve 20 nci maddeleri, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Kadastro sonucu, Kırklareli ili, ... ilçesi, ... mahallesinde bulunan 573 ada 9 parsel sayılı taşınmaz vergi kaydı bulunduğu ancak zilyedinin kim olduğunun bilinemediği açıklanarak Hazine adına tespit edilmiş, Komisyon kararı neticesinde ... adına tescil edilmiş, Asliye Hukuk Mahkemesi kararı ile çekişmeli taşınmazdaki tespit malikinin ismi Süleyman oğlu ... olarak tashih edilmiştir.
2. Mahkemece yazılı gerekçe ile hüküm kurulmuş ise de yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Bozmaya uyulduğu halde bozma gerekleri yerine getirilmemiştir. Şöyle ki; davacının dayanağı tapu kaydı ile komşu parsellerin kadastro tespitine esas tapu ve vergi kayıtları tesislerinden itibaren tüm intikalleri ile okunaklı şekilde getirtilmemiş, davacının dayanağı olan tapu kaydının geldilerinden olan 29.03.1951 tarih ve 73 sıra numaralı tapu kaydının edinme sebebinde okunabildiği kadarıyla; s.19 ve 71 'deki nedene istinaden tescil edildiği, 71 sırada ise edinme sebebi olarak" Sulh Hukuk Yargıçlığının 126/110 sayılı kararı ile tescil edildiği" belirtilmesine rağmen bu konuda araştırma yapılmamış, tapu kaydının haritası ya da tescile esas krokisi olup olmadığı belirlenmemiş, taşınmazın tapu kaydının kapsamında kalıp kalmadığı kesin olarak belirlenmediği gibi fen bilirkişilerinin 29.11.2022 tarihli raporunda davacının dayanak tapu kaydının taşınmazı kapsadığının bildirilmesine rağmen bu tespit Mahkemece kabul görmemiş, davacının dayanak kadının güney hududunda Mahya Baba Türbesi okunmasına ve dosya arasında bulunan 24.3.2016 tarihli ve 28.2.2023 tarihli bilirkişi raporları ile bahsi geçen türbenin çekişmeli taşınmazın güneyinde bulunan 10 parsel içerisinde bulunduğu bildirilmesine rağmen bu husus gözardı edilmiş, taşınmazla ilgili usulünce zilyetlik araştırması yapılmamıştır. Bu şekilde eksik ve yetersiz araştırma ve inceleme ile hüküm kurulamaz.
3. Hal böyle olunca; doğru sonuca varılabilmesi için öncelikle davacının dayandığı tapu kaydı tesisinden itibaren tüm tedavülleri, varsa haritası ve dava dosyası ile getirtilmeli, çekişmeli taşınmaza sınırları itibariyle komşu olan parsellere ait olup kadastro tespitine esas vergi ve tapu kayıtları tesislerinden itibaren okunaklı ve birbirini takip eder şekilde tüm tedavülleri ile getirtilip dosya ikmal edilmeli, bundan sonra mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler, taraf tanıkları fen bilirkişisinin katılımı ile keşif yapılmalı, keşifte 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 20 nci maddesi hükmü uyarınca davacının dayandığı tapu kaydının dayanağı harita mevcut ise yerel bilirkişi yardımı ve uzman teknik bilirkişi eliyle yöntemince yerine uygulanmalı, uygulama yapılırken haritası bulunan kayıtlarının kapsamlarının öncelikle haritasına göre belirleneceği gözetilmeli, haritası bulunmayan kayıtlar, sınırların tespiti bakımından yerel bilirkişiler yardımı ile zemine uygulanmalı, yerel bilirkişilerce bilinemeyen sınır yerleri bulunduğu takdirde bu konuda taraflara tanık dinletme olanağı sağlanmalı uzman bilirkişiye tapu kaydında tarif edilen sınır yerleri düzenleyeceği haritada ayrı ayrı işaret ettirilmeli, bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanakları ile denetlenerek tapu kaydının kapsamı duraksamaya yer vermeyecek şekilde tespit edilmeli; fen bilirkişisinden komşu parsellerin dayanağı kayıtların dava konusu taşınmaz yönünü ne okuduğunun belirlendiği ve kroki üzerinde işaretlenmek suretiyle tapu kaydının sınır denetiminin yapıldığı ve kaydın kapsamının kesin olarak gösterildiği keşfi izlemeye imkan veren, ayrıntılı ve gerekçeli rapor ve kroki alınmalı;
4.Taşınmazın tümünün ya da bir kısmının tapu kaydının kapsamı dışında kaldığının anlaşılması halinde taşınmazın öncesinin ne olduğu, ilk zilyedinin kim olduğu, kimden kime ve ne suretle kaldığı, taşınmazın ne zamandan beri kim tarafından ve ne şekilde kullanıldığı hususlarında yerel bilirkişi ve tanıklardan somut olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı; bundan sonra toplanan ve toplanacak deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir hüküm kurulmalıdır.
Mahkemece değinilen hususlar gözetilmeksizin eksik inceleme ile yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'un 428 inci maddesi gereğince BOZULMASINA,
Peşin yatırılan temyiz harcının talep halinde davacıya iadesine,
1086 sayılı HUMK'un 440/III-1 inci maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,22.02.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.