"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/887 E., 2023/1447 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Boyabat 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/613 E., 2023/355 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava konusu Sinop ili, Boyabat ilçesi, ... köyünde bulunan 287 ada 127 ve 128 parsel sayılı taşınmazların eklemeli zilyetlikle birlikte 45-50 seneyi aşkın bir süredir müvekkili tarafından nizasız, fasılasız ve malik sıfatıyla kullanıldığını, ancak dava konusu taşınmazların 2020 yılında yapılan kadastro yenilemeleri sırasında Hazine adına tespit ve tescil edildiğini, dava konusu taşınmazların öncesinde tapulama harici bırakıldığını, buna rağmen kullanılmaya devam edildiğini, taşınmazların köy hükmü şahsiyeti ile hiçbir ilgisinin olmadığını, sazlık, bataklık veya mera olmadığını, dava konusu taşınmazlar kadastro tespitinden önce de zirai faaliyet gösterilen yer olmasına rağmen yine de müvekkilinin malik sıfatıyla kullanarak imar ve ihya ederek daha da uygun hale getirdiğini, üzerinde kuru tarım yapılan, sebze yetiştirilebilen bir arazi olduğunu ileri sürerek 287 ada 127 ve 128 parsel sayılı taşınmazların davalı adına olan tapu kaydının iptali ile müvekkili adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı Hazine temsilcisi cevap dilekçesinde özetle; davada hak düşürücü sürenin dolduğunu, aynı zamanda görev, yetki, husumet ve zamanaşımı itirazında bulunduklarını, dava konusu taşınmazların bulunduğu yerde kadastro çalışması yapılıp taşınmazların tescil harici bırakıldığını, talep edilen yerin kadastro çalışmaları sırasında tescil harici bırakılmış olmasının taşınmazların o tarihte Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğunu gösterdiğini, dava konusu taşınmazların mera olma ihtimalinin bulunduğunu, dava konusu taşınmazlar üzerinde iktisap koşullarının oluşmadığını, açılan davanın yersiz olduğunu ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dava konusu yerde kadastro çalışmalarının 2020 yılında yapıldığı, davacının babasının dosyada yer alan beyanlarından anlaşıldığı üzere dava konusu yeri aslen davacının babasının imar-ihya ettiği, yaşlanması sebebiyle oğluna bağışladığını belirttiği, bu sebeple eklemeli zilyetlik koşullarının gerçekleştiği ve güncel olarak taşınmazın tamamının davacının zilyetliğinde olduğunun anlaşıldığı, dosyada mevcut mahalli bilirkişi beyanları ve bilirkişi raporları incelendiğinde, raporlarda dava konusu yerin imar-ihyasının 1990 yılı öncesinde yapıldığının belirtildiği ve dinlenilen mahalli bilirkişi beyanları da incelendiğinde aynı yıllara tekabül eden şekilde 30 yıl kadar önce traktör, kepçe ve bizzat fiziksel olarak çalışmak suretiyle tarıma elverişli hale getirildiği, dava konusu yerde başka hak iddia eden kimsenin de olmadığı, evvelden beri davacı ve babasının kullanımında olduğu, bu sebeple eklemeli zilyetlik ile birlikte Kanun'da aranan 20 yıllık nizasız ve fasılasız kullanım koşullarının kadastro çalışmalarının yapıldığı 2020 yılından önce gerçekleşmiş olduğunun tespit edildiği, diğer yandan diğer bilirkişi raporlarından anlaşıldığı üzere dava konusu yerde ırmak ve dere yatağı izine rastlanılmadığı, buralardan kazanılmadığı ve dere yatağının etki alanı dışında olduğu, orman ve mera olmadığı, TMK'nın 713/1. maddesi ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. ve 17. maddesinde aranan şartların oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine temsilcisi tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; fotogrametri bilirkişinin 1972, 1987, 1990, 2005 tarihli hava fotoğraflarının ve 2010, 2014 ve 2020 tarihli uydu fotoğraflarının incelenmesi sonucu taşınmazın tespit tarihine kadar ekonomik amaca uygun şekilde tarım arazisi olarak kullanıldığını bildirdiği, jeoloji bilirkişisinin taşınmaz üzerinde ırmak yatağı izine rastlanmadığını, taşınmaz üzerinde dere yatağına rastlanmadığını ve dere yatağından kazanılmamış olduğunu belirttiği, ziraat bilirkişi raporuna göre taşınmazın tarım arazisi niteliğinde olduğunun belirlendiği, dinlenilen mahalli bilirkişi ve tanık beyanları ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde adına tescil kararı verilen davacı yararına 3402 sayılı Kanun'un 14. maddesinde öngörülen kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile taşınmaz edinme koşullarının gerçekleştiği gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davalı Hazine temsilcisi temyiz dilekçesinde özetle;
a. Davada hak düşürücü sürenin dolduğunu, görev, yetki ve husumet itirazında bulunduklarını,
b. Dava konusu taşınmazların bulunduğu yerde kadastro çalışması yapılıp taşınmazların tescil harici bırakıldığını, böyle bir yerin ancak imar-ihya edildikten sonra 20 yılı aşan zilyetlikle 3402 sayılı Kanun'un 14 ve 17. maddelerinde öngörülen koşulların gerçekleşmesi halinde kazanılabileceğini, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 17. maddesinde öngörülen şartlardan birinin de taşınmazın il ve ilçe imar planında olmaması olduğunu, taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altında olan yerlerden olduğunu ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanunu'nun 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Kadastro sonucu; Sinop ili, Boyabat ilçesi, ... köyü çalışma alanında bulunan 287 ada 127 ve 128 parsel sayılı taşınmazlar sırasıyla 3.887,03 m² ve 6.165,29 m² yüz ölçümü ve tarla vasfı ile Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir.
Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı Hazine temsilcisinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanunu'nun 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
492 sayılı Harçlar Kanunu'nun değişik 13. maddesinin "j" bendi gereğince temyiz eden davalı Hazineden harç alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
12.02.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.