"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/156 E., 2023/1146 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Bulancak 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/13 E., 2021/812 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I.DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; Giresun ili Bulancak ilçesi ... köyünde yapılan kadastro çalışmaları sonucunda 103 ada 25, 26, 28, 30, 39, 41 ve 42, 141 ada 16, 143 ada 3, 183 ada 5, 184 ada 3 ile 188 ada 4 parsel sayılı taşınmazların davalı ... adına, 103 ada 70 parsel sayılı taşınmazın davalı ... adına, 103 ada 44, 50 ve 69 ile 177 ada 7 ve 10 parsel sayılı taşınmazların davalı ... adına, 103 ada 26, 27, 47, 63 ve 67, 118 ada 8 ve 11, 119 ada 24 ve 87, 141 ada 14, 142 ada 3, 143 ada 2 ve 188 ada 31 parsel sayılı taşınmazların davalı ... adına, 103 ada 23, 46, 49 ve 66, 119 ada 23, 44 ve 87, 141 ada 13 ve 15, 142 ada 2 ile 188 ada 7 parsel sayılı taşınmazların davalı ... adına tespit ve tescil edildiğini, yapılan kadastro tespitlerinin hatalı olduğunu, çekişmeli taşınmazların tamamının davacının babası kök muris ...'a ait olup ölümüyle birlikte mirasçılarına kaldığını, terekesinin taksim ya da paylaşıma konu olmadığını, davacı adına herhangi bir taşınmaz tescil edilmediğini ileri sürerek dava konusu taşınmazların davacının miras payı oranında tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya tescilini istemiştir.
Davacı vekilinin yargılama sırasında davalı ... adına kayıtlı 103 ada 26, 27, 47, 63, 67, 118 ada 8 ve 11, 119 ada 24 ve 87, 141 ada 14, 142 ada 3, 143 ada 2 ve 188 ada 31 parsel sayılı taşınmazlar hakkındaki davalarından feragat ettiklerini bildirmesi üzerine Mahkemece bu taşınmazlar hakkında tefrik kararı verilmiştir.
II. CEVAP
Davalılar ..., ... ve ... vekili cevap dilekçesinde; HMK'nın 116. maddesinde yazılı ilk itirazların tümünü tekrar etiklerini, dava dilekçesinin eksik olduğunu ve HMK'nın 119. maddesinde yazılı zorunlu unsurları ihtiva etmediğini, kök murisin 2010 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında sağ olduğunu, kök muris ...'un 09.01.2016 tarihinde vefat ettiğini, murisin kendisine ait taşınmazlar üzerinde serbestçe tasarruf etme yetkisine sahip bulunduğunu, ayrıca davacıya da taşınmaz bırakıldığını ancak davacının bu taşınmazı sattığını, dava konusu taşınmazların kök muristen gelmediğini, ya doğrudan davalılar adına tescil gördüğünü ya da 3. kişilerden satın alındığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; çekişmeli 103 ada 70 parsel sayılı taşınmazın maliki ...’un kök muris ... mirasçısı olmadığı, muris ...'un davacı dışında mirasçılarının da bulunması nedeni ile bu parsel yönünden pay oranında açılan davanın dinlenme olanağının bulunmadığı, ayrıca tereke adına dava açılmadığından terekeye mümessil tayin edilerek yargılamaya devam edilmesinin mümkün olmaması nedeni ile bu davalıya yönelik açılan davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine; çekişmeli taşınmazların muristen intikal eden taşınmazlar olduğu, murisin kadastro geçmeden çocukları ... ve ... arasında taşınmazlarını taksim ettiği, bu kişilerin de taşınmazları taksime göre kullandığı, kadastro çalışmaları sırasında ...'un ölü olması sebebiyle onun payının oğulları ... ve ... yazıldığı, Abdullah'a isabet eden yerlerin bir kısmının da onun rızasıyla oğlu Ali adına yazıldığı, dolayısıyla kök murisin taşınmazları kadastro tespitinden önce rızasıyla taksim ettiği ve zilyetliği de devrettiği gerekçesiyle ... dışındaki diğer davalılar hakkındaki davanın esastan reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kadastro öncesinde tapusuz olan çekişmeli taşınmazların menkul mal hükmünde olduklarından taksim, paylaşım, bağış, satış, pay devri gibi işlemlerin tümü herhangi bir şekil kuralına bağlı olmaksızın geçerli sayıldığı, zilyetliğin karşı tarafa teslim edilmesiyle birlikte mülkiyetin karşı tarafa geçtiği, baba oğul ya da yakın hısımlar arasında yapılan işlemlerde teslimin kısa elden teslim yoluyla gerçekleşmesinin mümkün olduğu, murisin sağlığında kendisine ait yerleri iki oğlu arasında paylaştırmasının hukuki niteliği itibariyle bağışlama hükmünde olup herhangi bir şekil kuralına bağlı olmaksızın geçerli olduğu, bu sebeple Yerel Mahkemenin davanın reddine ilişkin kararında bu açıdan herhangi bir isabetsizlik görülmediği belirtilmiştir. Ancak bir davada sağ olan gerçek ve hükmi şahsiyeti haiz tüzel kişiler taraf olabilirler. Taraf ehliyeti, dava şartı olup re’sen gözetilmesi gerekli olan bir usul kuralıdır. HMK’nın 50 ve 51. maddeleri delaletiyle TMK’nın 28. maddesi hükmü ve 04.05.1978 tarihli 4/5 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince kural olarak ölü kişiye karşı dava açılamayacağı, aynı şekilde kural olarak ölü kişi aleyhine dava açılması halinde davanın mirasçılara yöneltilmesinin de mümkün olmadığı ve ölü kişinin taraf ehliyetinin bulunmadığı, somut olayda davanın 07.01.2020 tarihinde açıldığı, davalı olarak gösterilen ve davacının kardeşi olan ...'un ise dava tarihinden önce 15.04.2017 tarihinde öldüğü, 6100 sayılı HMK'nın 124. maddesinin uygulanma koşullarının da somut olayda oluşmadığı, dava tarihinde ölü olduğu saptanan ... aleyhine açılan davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken bu husus gözden kaçırılarak ve mirasçıları davaya dahil edilerek yazılı şekilde davanın esastan reddine karar verilmesi ile yargılama sırasında ölen ve davaya dahil edilen Abdullah oğlu ...'un mirasçısı ...'un gerekçeli karar başlığında davalı olarak gösterilmemesinin isabetsiz olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun kabulüne İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına yeniden hüküm kurulmak suretiyle davalılar ... ve ... aleyhine açılan davaların dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine, davalılar ... ve ... aleyhine açılan davanın esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; Mahkemece bilirkişi raporuna aykırı karar verildiğini, çekişmeli taşınmazların tamamının kök muristen intikal eden taşınmazlar olduğunun tüm dosya kapsamıyla sabit bulunduğunu, kök muristen intikal edip davacı adına tespit edilen ya da davacının fiili olarak kullandığı herhangi bir taşınmaz ya da hisse bulunmadığını, Mahkemenin ret gerekçesi olarak kök murisin kadastro sırasında sağ olmasını, dava konusu taşınmazları kadastro öncesinde davalılar arasında taksim etmesini, yani kök murisin kadastro tespitinin bu şekilde yapılmasına rızasının bulunmasını gösterdiğini, kök muris baba kendi rızasıyla kadastro tespitinin bu şekilde yapılmasını sağlamış olsa dahi davacı kızının çekişmeli taşınmazlardaki yasal hissesini ya da bu hissenin karşılığını vermesi gerektiğini, davacıya kök muristen gelen hiçbir hissenin yazılmadığını, bu durumun hukuka aykırı olduğunu, eğer muris bu işlemleri tapuda gerçekleştirmiş olsa idi davacının muvazaa nedeniyle tapu iptali ve tescil ya da tenkis davası açma imkanlarının olacağını, murisin yaptığı işlemin kadastro tespiti şeklinde gerçekleştirilmesinin işlemi hukuka uygun hale getirmeyeceğini belirtilerek ve re'sen görülecek nedenlerle kararın bozulmasını talep etmiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Giresun ili Bulancak ilçesi ... köyü çalışma alanında bulunan 103 ada 23, 103 ada 46, 103 ada 49, 103 ada 66, 119 ada 23, 119 ada 44, 141 ada 13, 141 ada 15, 142 ada 2, 188 ada 7 parsel sayılı taşınmazların kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği, miras yoluyla gelen hak, taksim ve hibeye dayanılarak belgesizden ... oğlu ... adına; 103 ada 25, 103 ada 28, 103 ada 30, 103 ada 39, 103 ada 41, 103 ada 42, 141 ada 16, 143 ada 3, 183 ada 5, 184 ada 3, 188 ada 4 parsel sayılı taşınmazların kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanılarak belgesizden Hamdullah oğlu ... adına; 103 ada 26 parsel sayılı taşınmazın kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği, miras yoluyla gelen hak, taksim ve hibeye dayanılarak belgesizden 1/3'er paylı şekilde ... oğlu ..., ... oğlu ... ve ... oğlu ... adına; 103 ada 44, 103 ada 50, 177 ada 7, 177 ada 10 parsel sayılı taşınmazların kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği, miras yoluyla gelen hak, taksim ve hibeye dayanılarak belgesizden Abdullah oğlu ... adına; 103 ada 70 parsel sayılı taşınmazın kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanılarak belgesizden ... kızı ... adına tespit ve tescil edilmiştir.
Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK’nın 370. maddesi uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 187,80 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
09.04.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.