"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/114 E., 2023/146 K.
Mahkemece bozmaya uyularak verilen karar davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vasisi; annesi davacı ...'nin, 1390 parseldeki 1/3 payının vekil eliyle satışının gerçekleştirildiği 03.06.2008 ve vekaletnamenin verildiği 01.08.2007 tarihlerinde hukuki ehliyeti haiz olmadığını, vekaletnamenin hileli yollarla alındığını, satış işlemi karşılığı bir ödeme yapılmadığını ileri sürerek tapu iptali ve tescile karar verilmesini istemiş; davacının ölümü üzerine, dava mirasçıları tarafından sürdürülmüştür.
II. CEVAP
Davalı; taşınmazı daha önceden 1975 yılında davacı ve kardeşlerinden satın alıp parasını ödediğini, tapudan devrinin daha sonra yapıldığını belirtip davanın reddini savunmuş; ölümü üzerine, davaya mirasçılarına karşı devam edilmiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemece; 9 Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesinin 22.03.2013 tarihli raporuna itibar edilerek ehliyetsizlik iddiasının ispatlandığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
Mahkemenin kararına karşı davalı vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulması üzerine Dairemizin 24.03.2015 tarihli ve 2014/4915 Esas, 2015/4073 Karar sayılı kararıyla, 2659 sayılı Kanun'un 7. ve 16. maddeleri hükmü uyarınca Adli Tıp Kurumu 4. İhtisas Kurulundan vekaletname ve akit tarihlerinde davacının ehliyetli olup olmadığı yönünde rapor alınması, davacının ehliyetli olduğunun saptanması halinde vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuki nedenine dayalı isteğin değerlendirilmesi, soruşturmanın eksiksiz tamamlanması, varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi için karar bozulmuş, davacı vekilinin karar düzeltme isteği Dairemizin 24.12.2015 tarihli ve 2015/12717 Esas, 2015/15083 Karar sayılı kararıyla reddedilmiş; bozma kararına uyularak yapılan yargılama neticesinde Mahkemenin 04.09.2018 tarihli ve 2016/22 Esas, 2018/155 Karar sayılı kararıyla, davacının ehliyetli olduğunun Adli Tıp Kurumu raporuyla belirlendiği, böylece vekalet görevinin kötüye kullanılması isteğinin de ispatsız kaldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, kararın davacı vekili tarafından temyizi üzerine Dairemizin 03.03.2021 tarihli ve 2020/352 Esas, 2021/1147 Karar sayılı kararıyla, önceki bozmaya göre vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuki nedeni yönünden hükme yeterli bir araştırmanın yapılmadığı, eksik araştırma ile hüküm kurulmasının hatalı olduğu gerekçesiyle karar bozulmuş, bozma kararına uyularak yapılan yargılama neticesinde Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tanıkların vekalet görevinin kötüye kullanıldığı ve bu durumu davalının bildiği yönünde hiçbir beyanda bulunmadıkları, dinlenen tanık beyanları, Adli Tıp Kurumu raporu ve dosyada mevcut tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde iddiaların ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davacılar vekili; hükmün gerekçesinin Anayasa'nın 141. maddesi hükmündeki amaca uygun bir gerekçe olmadığını, davalıların kötüniyetli olduklarını açıkca gösteren deliller hiç nazara alınmadan usul ve yasaya aykırı karar verildiğini, sadece tanık beyanları ile kötüniyetin tespit edilmesinin mümkün olmadığını, davalı tarafından sunulan muhtar senedinde davacı ...'in satış iradesini gösteren bir imzası veya vekaletinin bulunmadığını, dosyada mevcut tüm deliller ile vekalet görevinin kötüye kullanıldığının, vekil ile davalının el ve iş birliği içerisinde hareket ettiklerinin, davacının zarara uğratıldığının sabit olduğunu, davaya konu payın değeri üzerinden değil de taşınmazın tamamının değeri üzerinden fazla vekalet ücretine hükmedilmesinin doğru olmadığını belirtip kararın bozulmasını istemiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Dava, ehliyetsizlik ve vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuki nedenlerine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; 1390 parsel sayılı taşınmaz 1/3'er paylarla davacı ... ve kardeşleri olan dava dışı ... ve ... adlarına kayıtlı iken, davacı ... ile dava dışı ...'in 01.08.2007 tarihli genel yetkiler içerir vekaletname ile yeğenleri olan dava dışı ...'i vekil tayin ettikleri, taşınmazın paydaşlarından olan ...'in ölümü ile payının mirasçılarına intikal ettiği, mirasçılarından olan vekil ...'in kendi adına asaleten diğer tüm paydaşlar adına velayeten taşınmazın tamamını 03.06.2008 tarihinde davalı ...'a satış yoluyla devrettiği, Adli Tıp Kurumu raporuna göre davacının vekaletname ve satış tarihinde hukuki ehliyeti haiz olduğu anlaşılmaktadır.
Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına, temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere ve bozma kararının gerekçelerine göre davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur. Davacılar vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
Bilindiği üzere konusu para ve para ile değerlendirilebilen bir şey olan davalarda vekalet ücreti nispi tarifeye göre hesaplanır. Taşınmazlarla ilgili davalarda vekalet ücretine esas olan değer ya dava dilekçesinde gösterilen değer veya Mahkemece keşifte belirlenen ve buna göre eksik harcı tamamlanan değerdir.
Öte yandan; Mahkemenin karar tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin (AAÜT) 13/1. maddesinde, "Bu Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde gösterilen hukuki yardımların konusu para veya para ile değerlendirilebiliyor ise avukatlık ücreti, davanın görüldüğü mahkeme için bu Tarifenin ikinci kısmında belirtilen maktu ücretlerin altında kalmamak kaydıyla (7 nci maddenin ikinci fıkrası, 10 uncu maddenin üçüncü fıkrası ile 12 nci maddenin birinci fıkrası, 16 ncı maddenin ikinci fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla) bu Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir." hükmüne yer verilmiştir.
Somut olayda; 1390 parsel sayılı taşınmazın dava konusu edilen 1/3 payının keşfen saptanıp harcı ikmal edilen değeri olan 43.720,00 TL üzerinden, AAÜT'nin 13/1. maddesi hükmü gözetilerek davalı yararına vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken taşınmazın tamamının değeri üzerinden fazla vekalet ücretine hükmedilmesi hatalıdır.
Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 6100 sayılı Kanun’un geçici 3/2. maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı Kanun’un 438/7 hükmü uyarınca Mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacılar vekilinin temyiz itirazının değinilen yönden kabulü ile Mahkeme kararının; hüküm fıkrasının (5) numaralı bendinde yer alan "Davalılar kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca takdir edilen 20.985,60 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalılara verilmesine," ibaresinin çıkartılarak yerine “Davalılar kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 17.900,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalılara verilmesine,” ibaresinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara iadesine,
Dosyanın Karaburun Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
28.04.2025 tarihinde oy birliği ile karar verildi.