"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/108 E., 2022/14 K.
Mahkemece bozmaya uyularak verilen davanın kısmen kabulüne dair karar davalı Hazine temsilcisi ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı ...; Gürpınar ilçesi ... Mahallesi çalışma alanında bulunan ve kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmazın bir bölümünün Şevval 1282 tarih, cilt 1, sahife 29 sıra no 174 nolu tapu kaydı kapsamında kaldığını ve mirasbırakanlarından kendisine intikal ettiğini, anılan bölümün uzun yıllardır zilyetliğinde bulunduğunu ileri sürerek tescil harici bırakılan kısmın adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
1.Davalı Maliye Hazinesi ve davalı ... davaya cevap vermemiştir.
2. Davalı ... vekili; dava konusu taşınmazın vasfının ne olduğunun belli olmadığını, davalı Belediyenin taraf sıfatına sahip olmadığını, bu nedenle davalı ... yönünden hukuki yarar yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Gürpınar Asliye Hukuk Mahkemesinin 15.06.2016 tarihli, 2015/15 Esas, 2016/182 Karar sayılı kararıyla; iddianın ispat edildiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 20.05.2016 hakim havale tarihli bilirkişi raporunda (D) harfi ile gösterilen 6.132,70 metrekare yüz ölçümündeki alanın davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine temsilcisi ve davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 05.11.2020 tarihli ve 2017/3002 Esas, 2020/5164 Karar sayılı kararıyla; dava tarihinden önce yürürlüğe giren 6360 sayılı Kanun hükümleri uyarınca ilgili kamu tüzel kişisi olarak Van Büyükşehir Belediye Başkanlığının da davada yeralması gerektiğinin Mahkemece gözden kaçırıldığı, bu haliyle taraf teşkilinin tamamlandığından söz edilemeyeceği, taraf teşkilinin sağlanmasının dava şartlarından olup bu koşul yerine getirilmeden işin esasına girilmesinin hukuken mümkün bulunmadığı, bu nedenle Mahkemece davacıya, davasını 6360 sayılı Kanun uyarınca Van Büyükşehir Belediye Başkanlığına da yöneltmesi için süre ve imkan tanınması, taraf teşkilinin sağlanması halinde Van Büyükşehir Belediye Başkanlığından savunma ve delilleri sorulması, bildirmesi halinde delilleri toplanması, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle sonucuna göre bir karar verilmesi, diğer yandan, tescil davalarında bilirkişinin rapor ve krokisine göre TMK'nın 713/4. ve 5. fıkraları gereğince gerekli yerel ve gazete ilanlarının yöntemine uygun bir biçimde yapılması, ilanın yapıldığı gazete ile ilan tutanaklarının dosya arasına konulması, yasal 3 aylık sürenin dolmasının beklenilmesi gerektiği halde, davacının iddiasının somutlaştığı bilirkişi raporundan sözü edilmeksizin dava dilekçesindeki isteme göre ilan yapılması ve mahallinde ilan yapıldığını gösterir ilan tutanaklarının dosya arasına alınmamış olmasının isabetsiz olduğu belirtilerek karar bozulmuştur.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Gürpınar Asliye Hukuk Mahkemesinin 17.02.2022 tarihli ve 2021/108 E. 2022/14 K. sayılı kararıyla; davacı lehine zilyetlikle mülk edinim koşullarının gerçekleştiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 20.05.2016 hakim havale tarihli bilirkişi raporunda (D) harfi ile gösterilen 6.132,70 metrekare yüz ölçümündeki alanın davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine temsilcisi ve davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
A. Temyiz Sebepleri
1. Davalı Hazine temsilcisi temyiz dilekçesinde özetle; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, dava konusu taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kadastro çalışmaları sırasında niteliği itibariyle Maliye Hazinesine ait veya mera olarak adlandırılan bir yer olduğunu ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile iktisabının mümkün olmadığını, ayrıca eksik araştırma sonucu karar verildiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
2. Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, Mahkemece bozma kararının gereklerinin yerine getirilmediğini, davacı tarafça iddianın ispatlanamadığını, dava konusu taşınmazla ilgili olarak kesinleşmiş mahkeme kararı bulunduğunu, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacı ... tarafından, Gürpınar ilçesi ... Mahallesi çalışma alanında bulunan ve kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmazın bir bölümü hakkında tapu kaydına, irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak adına tescili istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece bozma ilâmına uyularak yapılan yargılama sonunda davacı lehine zilyetlikle mülk edinim koşullarının gerçekleştiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 20.05.2016 hakim havale tarihli bilirkişi raporunda (D) harfi ile gösterilen 6.132,70 metrekare yüz ölçümündeki alanın davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmişse de bozma ilamına uyulduğu halde bozma ilamının gerekleri tam olarak yerine getirilmediği gibi, yapılan araştırma ve inceleme de hüküm kurmak için yeterli bulunmamaktadır.
Şöyle ki; davacı Şevval 1282 tarih ve 174 sıra numaralı tapu kaydına ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği iddiasına dayanarak dava açmıştır. Ne var ki; Mahkemece yöntemince kayıt uygulaması yapılmamış, tapu kaydının sınırları tek tek mahalli bilirkişi ve tanıklara okunmak suretiyle kapsamı belirlenmemiş, yetersiz hava fotoğrafı uygulaması ile yetinilmiş, keşifte dava konusu taşınmaz üzerinde davacının zilyetliği bulunduğu söylenmesine rağmen zilyetliğin süre ve niteliği ile imar -ihyaya ne zaman başlanıp bitirildiği kesin olarak belirlenmemiş, uyuşmazlığın çözümünde komşu parsel tutanak ve dayanaklarından yararlanılmamış, taşınmazın hangi tarihte ve hangi nedenle tescil harici bırakıldığı belirlenmemiş, 3402 sayılı Kanun’un 14. maddesindeki sınırlamalar yönünden yeterli araştırma yapılmamış, ayrıca çekişmeli taşınmazın imar planı kapsamına alınıp alınmadığı, alınmış ise imar planının hangi tarihte onaylanarak kesinleştiği sorulup saptanmamış, tek kişilik ziraat bilirkişi ve jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişisinin yetersiz raporları esas alınarak karar verilmiştir. Mahkemece yüzeysel beyan ve raporlara itibar edilmesi doğru olmadığı gibi, dava konusu taşınmazın güney sınırında dere yer almasına rağmen jeolog bilirkişisinden rapor alınmaması da isabetsizdir.
Bununla birlikte, 4721 sayılı TMK'nın 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. ve 17. maddelerine dayalı olarak açılan tapusuz taşınmazın tescili davalarında TMK'nın 713/4. ve 5. fıkraları gereğince keşif sonucu elde edilen bilirkişinin rapor ve krokisine göre gerekli yerel ilanlar ve gazete ilanlarının yöntemine uygun bir biçimde yapılması, ilanın yapıldığı gazete ile ilan tutanaklarının dosya arasına konulması ve yasal 3 aylık itiraz süresinin dolmasının beklenilmesi gerektiği halde, usulüne uygun şekilde yasal ilanlar yaptırılmaksızın hüküm verilmesi cihetine gidildiği anlaşılmaktadır.
Mahkemece, çekişmeli taşınmaz hakkında gazete aracılığıyla yaptırılan ilanın, davacının dava dilekçesindeki istemine göre yapıldığı, keşif sonucu belirlenen krokinin yapılan ilâna eklenmediği, ayrıca mahallinde ilan yapıldığını gösterir ilan tutunaklarının dosya arasına alınmadığı anlaşılmakta olup bu haliyle yapılan ilanın usulüne uygun olmadığı ve taşınmazla ilgisi bulunan şahısların davacı tarafından açılan davadan haberdar olması amacına hizmet etmeyeceği açıktır.
Bu şekilde eksik araştırma ve inceleme ile hüküm verilemeyeceği açıktır.
Hâl böyle olunca; sağlıklı sonuca varılabilmesi için Mahkemece öncelikle davacının dayandığı Şevval 1282 tarih ve 174 sıra numaralı tapu kaydının tesisinden itibaren tüm tedavülleri ve dava konusu taşınmaza komşu parsellerin kadastro tespit tutanaklarının onaylı suretleri ve dayanakları getirtilmeli, Harita Genel Müdürlüğü WEB sitesinin harita sorgulama sayfasına girilerek taşınmazın bulunduğu bölgeyi kapsayacak şekilde hangi yıllara ait hava fotoğrafı bulunduğu araştırılıp belirlenmek ve (denetimin sağlanması bakımından) ilgili sayfanın çıktısı dosya arasına alınmak suretiyle buradan elde edilen verilere göre dava tarihinden 15-20-25 yıl öncesine ilişkin farklı dönemlerde çekilmiş stereoskopik ve bindirmeli hava fotoğraflarının en az üç tanesi tarihleri açıkça yazılmak suretiyle Harita Genel Müdürlüğünden, bu fotoğraflardan yararlanılarak üretilmiş memleket haritaları ile en eski ve yeni tarihli uydu fotoğrafları ise ilgili kurumlardan getirtilmeli, 3402 sayılı Kanun'un 14 . maddesi uyarınca, davacı ve mirasbırakan babası ... adına aynı çalışma alanı içerisinde kayıtsız ve belgesizden başkaca taşınmaz mal tespit ya da tescil edilip edilmediği tapu müdürlüğü ve kadastro müdürlüğü ile hukuk mahkemeleri yazı işleri müdürlüğünden ayrı ayrı sorularak varsa bu şekilde tespit edilen taşınmazların kesinleşme durumlarını da gösterir biçimde tespit tutanaklarının onaylı örnekleri, kesinleşmiş olanların kadastro sonucu oluşan tapu kayıtları, hükmen kesinleşenler bulunmakta ise tescil ilamları getirtilerek dosya içine konulmalı, aynı Kanun'un 03.07.2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu ile değiştirilen 14/2. maddesi hükmü gözetilerek sulu ve susuz olarak kazanılmış toprak miktarı belirlenip Kanun'un getirdiği sınırlamanın aşılıp aşılmadığı saptanılmalı,taşınmaz bölümünün imar planı kapsamında kalıp kalmadığı, kalıyor ise imar planı kapsamına alınma ve planın onaylanma tarihi ilgili Belediye Başkanlığı ve İl İdare Kurulundan sorularak belirlenmeli ve imar planının çekişmeli taşınmaz bölümlerine ilişkin kısmının onaylı bir örneği temin edilmeli, Mahkemece mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları ile jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişi, jeolog bilirkişisi, 3 kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulu ve fen bilirkişinin katılımı ile yeniden keşif yapılmalıdır.
Keşif sırasında, davacıların dayandığı tapu kaydı ihdasından itibaren tüm tedavülleriyle birlikte okunup hudutlar mahalli bilirkişilere zeminde tek tek göstertilmeli, bilirkişilerin gösteremediği hudutların tespiti için davacı tarafa tanık dinletme imkanı sağlanmalı, bu şekilde davacı tarafın dayandığı tapu kaydının dava konusu taşınmazı köy, mevki ve hudutlar itibariyle kapsayıp kapsamadığı kesin olarak belirlenmelidir. Taşınmazın kısmen ya da tamamen tapu kaydının kapsamı dışında kalması halinde, davacının zilyetliğe de dayanmış olması nedeniyle yerel bilirkişi ve tanıklardan nizalı taşınmaz bölümünün öncesinin kime ait olduğu, kimden kime ne suretle intikal ettiği, kim tarafından ne sıfatla ve ne şekilde kullanıldığı, taşınmazın imar-ihya edilip edilmediği, edilmişse imar-ihya faaliyetinin ne zaman tamamlandığı hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalıdır.
Ziraat mühendisi bilirkişi kurulundan taşınmaz bölümünün toprak yapısını ve niteliğini, zirai durumunu, üzerinde sürdürülen zilyetliğin şeklini ve süresini, bitki örtüsünü, imar-ihyaya konu edilmişse özellikle imar-ihyanın tamamlandığı tarihi bildirir, komşu parsellerle karşılaştırmalı değerlendirmeyi ve taşınmazların değişik yönlerden çekilmiş renkli fotoğraflarını içerir, bilimsel esaslara ve somut verilere dayalı ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalıdır.
Jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişisinden hava fotoğrafları üzerinde stereoskopik inceleme yaptırılmak suretiyle dava konusu taşınmaz bölümlerinin sınırını ve niteliğini, taşınmaz bölümlerinde imar-ihya tamamlanmış ise tamamlandığı tarihi ve üzerlerinde sürdürülen zilyetliğin başlangıcını, şeklini ve süresini belirtir şekilde rapor alınmalı, dava konusu taşınmazın konumunu hava ve uydu fotoğrafları üzerinde göstermesi istenmelidir.
Jeolog bilirkişiden taşınmazın niteliğinin ne olduğu, dere yatağından kazanılıp kazanılmadığı, halen dere yatağında kalıp kalmadığı ve derenin aktif etki alanında bulunup bulunmadığı hususlarında ayrıntılı rapor alınmalıdır.
Fen bilirkişisine ise keşfi takibe ve denetlemeye elverişli, dava konusu taşınmazı komşularıyla birlikte gösterir krokili rapor düzenlettirilmelidir.
TMK’nın 713/4 ve 5. fıkraları gereğince keşif sonucu elde edilen bilirkişinin rapor ve krokisine göre gerekli yerel, gazete ve internet ilanlarının yöntemine uygun bir biçimde yapılması, ilanın yapıldığı gazete ile ilan tutanaklarının dosya arasına konulması ve yasal 3 aylık sürenin dolması beklenilmelidir.
Bundan sonra, toplanan ve toplanacak tüm delillere göre bir karar verilmesi gerekirken, bozma gerekleri tam olarak yerine getirilmeden, bu hususlar göz ardı edilerek eksik araştırma ve inceleme ile karar verilmiş olması isabetsizdir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalılar Hazine temsilcisi ve Gürpınar Belediyesi vekilinin yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan Mahkeme kararının 6100 sayılı HMK'nın geçici 3/2. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalı Belediyeye iadesine,
Temyiz eden davalı Hazine harçtan muaf bulunduğundan bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
Dosyanın Gürpınar 1. Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
1086 sayılı HUMK'un 440/III-1. maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,
24.03.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.