Logo

1. Hukuk Dairesi2025/661 E. 2025/1652 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sonucu Hazine adına tescil edilen taşınmazın, davacı tarafından 20 yıllık zilyetlikle kazanıldığı iddiasıyla tapu iptali ve tescil istenmesine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının dava konusu taşınmazda ekonomik amaca uygun, sürekli ve kesintisiz zilyetliğini ispatlayamaması, zilyetlikle kazanım koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/195 E., 2024/1332 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Maden Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2018/227 E., 2021/116 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Elazığ ili, Maden ilçesi, ... köyü 476 ada 22 parselde kayıtlı iki parça taşınmazın Hazine adına hukuka aykırı olarak tescil edildiğini, dava konusu taşınmazların zilyetlik yolu ile davacı adına tescil şartlarının kadastro tutanaklarının kesinleşme tarihi olan 04.08.2009 tarihi itibari ile oluştuğunu, dava konusu taşınmazda davacının 20 yıllık malik sıfatıyla nizasız fasılasız zilyetlik şartları oluşmasına karşın Hazine adına tescil işleminin yapılmasının hukuka aykırı olduğunu, dava konusu taşınmazların DSİ Genel Müdürlüğünün inşa ettiği baraj suları altında kalma tehlikesi de bulunduğunu ileri sürerek tapu kaydının iptali ile davacı adına tescil edilmesine karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine yargılama sırasında davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEME KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dava konusu taşınmaz ile ilgili mahalli bilirkişiler ve tanıkların davacının ve babasının zilyetliğinin 20 yıldan fazla olduğunu ve tarımsal amaçla taşınmazı kullandıklarını söylemelerine rağmen dosyaya sunulan ziraat bilirkişileri raporları bir bütün olarak değerlendirildiğinde dava konusu taşınmazın tarımsal amaçlı olarak sürekli ve kesintisiz bir şekilde davacı ve mirasçısı tarafından kullanılmadığı, fasılalı olarak kullanıldığı ve terk edildiği, jeodezi bilirkişileri raporlarında da imar-ihyanın oluşup oluşmadığının tam olarak ispatlanamadığı ve taşınmazın toprak yapısı itibari ile özel mülkiyete konu olabilecek nitelikteki taşınmazlardan olmadığı gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; taşınmazın bağ, badem ve meyve ağaçlarının dikili olduğu kısımların terk edildiğini ve tarımsal amaçlı olarak kullanılmadığını, yabani ağaç ve çalıların yoğun olduğunu ve bu çalılık alanlarda imar-ihyanın olmadığını, tarımsal amaçlı olarak kullanılmadığını, geçmişte kullanılan kısımların fasılalı kullanıldığını ve terk edildiğini bildirir raporu ve dosya kapsamı nazara alındığında davacının dava konusu taşınmazda ekonomik amaca uygun zilyetliğin ispatlanamadığı gibi lehine zilyetlikle kazanım koşullarının oluşmadığı bu nedenlerle Yerel Mahkemenin davanın esastan reddine dair kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesiyle, davacının yerinde olmayan istinaf başvurularının HMK'nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın imar-ihyasının tamamlandığını, 1984 yılına ait hava fotoğraflarında davaya konu parsel içerisinde mevcut olan üzüm asmalarının ve meyve ağaçlarının bulunduğu, parselde imar-ihyanın olduğunun jeodezi bilirkişi tarafından açıkça belirtildiğini, orman bilirkişisi raporunda dava konusu taşınmaz Çermik serisi 152 nolu bölme içerisinde ziraat rumuzu içinde yer aldığını dava konusu taşınmazın 2009 yılından itibaren geriye dönük hava fotoğrafları esas alınarak değerlendirme yapılması gerekirken ziraat bilirkişinin kadastro tarihini esas almadan rapor hazırlamış olduğunu, dava konusu taşınmazı terk etmesini gerektirir bir neden bulunmadığını, davacının babasından kendisine kalan taşınmazı terk etmesinin mümkün olmadığını ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Dava, kadastro öncesi hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Kadastro sonucu, Elazığ ili, Maden ilçesi, ... köyü 476 ada 22 parsel sayılı taşınmazın 27.02.2009 tarihinde yapılan kadastro çalışmaları sırasında ham toprak vasfıyla Hazine adına tespit edildiği, tespitin 04.08.2009 tarihinde kesinleştiği, anlaşılmıştır.

Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye 187,80 TL onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

25.03.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.