Logo

10. Hukuk Dairesi2024/7538 E. 2024/8467 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacının mevcut sağlık durumu ile 26.12.2012 tarihinde geçirdiği iş kazası arasında illiyet bağı olup olmadığı ve sürekli iş göremezlik oranının tespiti.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkeme kararlarında, davacının iş kazası ile mevcut sağlık durumu arasında illiyet bağının bulunmadığına dair Adli Tıp Kurumu raporu ve Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulu kararına dayanılarak, davacının malul olmadığı ve meslekte kazanma gücü kaybı olmadığı gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/2678 E., 2024/1105 K.

KARAR : Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 25. İş Mahkemesi

SAYISI : 2020/38 E., 2022/480 K.

Taraflar arasındaki iş göremezlik oranının tespiti davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi Leyla Kaya tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı şirket vekili dava dilekçesinde; davacının, davalı ... (ENTEK) yanında 06.07.2012-14.01.2013 tarihleri arasında tünel kalıp ustası olarak çalıştığını, 26.12.2012 tarihinde gece vardiyasında makine üzerinde çalıştığı esnada yaklaşık 2 metre yüksekten yere düştüğünü, Mesudiye ve Ordu Devlet Hastanelerinde muayene olduktan sonra bir hafta rapor verildiğini sonrasında işe başladığını, 1-2 gün çalıştıktan sonra işten çıkarıldığını; bundan 1-2 hafta sonra sol dizinde şişlik olması nedeniyle tekrar Ordu Devlet Hastanesine başvurduğunu, yatış verildiğini, yaklaşık 3 hafta hastanede yattığını bu süreçte ameliyat olduğunu ancak iyileşmediğini, sonrasında İstanbul Baltalimanı Hastanesine tedavi için başvurduğunu 1 ay da burada yattığını, sonrasında Ordu Devlet Hastanesi ve Samsun Eğitim ve Araştırma Hastanesinde 3-4 ay yatarak tedavi gördüğünü, sol dizinde kangren oluştuğunu, en son dizine platin takıldığını, tüm bu süreçte 7 kez ameliyat olduğunu; Kocatepe Sağlık Sosyal Güvenlik Merkezinin Kurum Sağlık Kurulu raporunda davacının mevcut sekellerinin 26.12.2012 tarihli kazadan değil "Osteosarkom" hastalığından kaynaklandığı, iş kazası ile illiyet bağı olmadığı, bu nedenle meslekte kazanma gücü kaybının %0 olduğuna karar verildiğini, davacının kaza öncesinde "Osteosarkom" hastası olmadığını, gelişen komplikasyonların iş kazasında meydana gelen yaralamanın devamı olduğunu beyan ederek, 26.12.2012 tarihli kaza ile davacının mevcut sağlık durumu arasındaki illiyet bağının ve meslekte kazanma gücü kaybının belirlenmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı şirket vekili cevap dilekçesinde özetle; kaza ile davacının sağlık durumu arasında illiyet bağı olmadığını beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı Kurum vekili cevap dilekçesinde özetle; kaza ile davacının sağlık durumu arasında illiyet bağı olmadığını beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tüm dosya kapsamı incelenip değerlendirildiğinde Mahkemece yukarıda zikredilen prosedör gözetilmek suretiyle davacının maluliyet oranının tespiti istemiyle Adli Tıp Kurumundan rapor alındığı, Kurumun davacının maluliyet tayinine mahal olmadığına karar verildiği, Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurul kararı ile Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulu kararı arasında bir çelişki bulunmadığından Adli Tıp Kurumu 2. Üst Kurulundan rapor alınmasına gerek görülmediği, toplanan deliller itibariyle davacının malul olmadığı anlaşılmakla gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepler

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkeme kararının kaldırılarak, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile somut olayda, yukarıda belirtilen prosedürün işletildiği, davalı Kurumun Sağlık Kurulu Kararları ile Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulunun 16.09.2019 tarihli kararında davacının iş kazası nedeni ile maluliyetinin bulunmadığına karar verildiği, yargılama sırasında Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulunun 16.02.2022 tarihli raporunda; davacının "26.12.2012 tarihinde geçirmiş olduğu iş kazasına bağlı herhangi bir yaralanma tanımlanmadığı, kişide mevcut osteosarkom hastalığı ile iş kazası arasında illiyet bağı bulunmadığından, 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri kapsamında maluliyet tayinine mahal olmadığı"nın belirtildiği anlaşılmış olup Mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı görüldüğünden, davacı vekilinin istinaf isteminin 6100 sayılı HMK'nın 353/1-b.1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; istinaf sebepleri doğrultusunda temyiz talebinde bulunmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacının mevcut sağlık durumu ile 26.12.2012 tarihinde geçirdiği iş kazası arasında illiyet bağı bulunduğunun ve sürekli iş göremezlik oranının tespiti istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 5510 sayılı Kanun'un 95 inci maddesi

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

12.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.