"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2023/138 E., 2023/413 K.
KARAR : Kısmen Kabul
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen rücuan tazminat davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince, bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi ... tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesi ile asıl ve birleşen davada; sigortalı ... 'ın 05.03.2012 tarihinde davalı iş yerinde çalıştığı sırada yaralanması sebebiyle 8.650,93 TL iş göremezlik ödemesi ve hastane tedavi gideri yaptığını, işçinin maluliyetine yol açan iş kazasının davalı iş yerinde alınması gereken güvenlik tedbirlerinin yerine getirilmemesi, gerekli denetim ve gözetimi yapmaması nedeniyle meydana geldiğini, işçinin çalıştığı ortamın iş güvenliği açısından yetersiz olduğunu, olumsuz çalışma koşullarının kazada etken olduğunu beyanla şimdilik 1.000,00 TL peşin sermaye değeri ödemesi geçici iş göremezlik ve hastane tedavi gideri ödemelerinin onay ve ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı yaptığı ödemeyi açıklamasına rağmen davayı belirsiz alacak davası olarak açtığını, belirsiz alacak davasının usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, davacı tarafın kendi Kurum müfettişlerince belirlenen kusur durumuna itiraz ettiklerini, kazazede işçinin yaptığı iş ve iş güvenliği konusunda gerekli eğitimleri aldığını, işçinin yaptığı iş konusunda eğitimli ve deneyimli olduğunu, mevzuatın müvekkili işverene yüklediği tüm görevlerin yerine getirildiğini beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 25.05.2019 tarihli ve 2017/346 Esas, 2019/239 Karar sayılı kararıyla; dava dilekçesi, cevap dilekçesi, Kurum kayıtları, alınan kusura dair bilirkişi raporları, işçi tarafından iş kazası nedeniyle işverenden alınabilecek miktara ilişkin belgeler ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; sigortalının davalı işverene ait iş yerinde geçirdiği iş kazası sonucu malul kaldığını, gerçekleşen iş kazası dolayısı ile sigortalıya davacı SGK tarafından ödemede bulunulduğu, kazanın meydana gelmesinde olayın oluşuna uygun ek kusur raporuna göre davalı işverenin %80, sigortalı ...'ın %20 kusurlu olduğu, kusur raporunun dosya kapsamı ile uyumlu olduğu, Mahkemece aldırılan hesap bilirkişi raporunda 5510 sayılı Kanun'un 21 inci maddesi gereği hesap yapıldığı ve davacı Kurumun davalıdan isteyebileceği tazminat miktarının belirlendiği, bakiye ömrün Yargıtay 10. Hukuk Dairesi içtihatları ile uyumlu biçimde TRH 2010 yaşam tablosuna göre belirlendiğinin ve raporun dosya kapsamına uygun olduğu anlaşıldığından; davacı vekilinin fazlaya dair hakları saklı kalarak davacı SGK'nın ilk peşin sermaye değerinden kaynaklı alacak miktarının 117.353,40 TL, geçici iş göremezlik ödemesinden kaynaklı alacak miktarının 6.972,74 TL olduğu anlaşılmakla, davacının ıslah dilekçesi doğrultusunda (harçtan muaf olan davacı Kurumun son celsedeki ıslah beyanı doğrultusunda) davanın kabulüne, hastane ve tedavi masrafı olmadığından iş bu hususta karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 02.06.2021 tarihli ve 2019/3290 Esas, 2021/1170 Karar sayılı kararıyla; tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, İlk Derece Mahkemesi hakiminin objektif, dosyadaki verilerle çelişmeyen tespitleri ile karar gerekçesine ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre istinaf sebepleriyle sınırlı olarak ve resen kamu düzeni yönünden yapılan inceleme sonucu, İlk Derece Mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacı ve davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm istinaf nedenlerine ilişkin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin 1 numaralı alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin, 01.12.2021 tarihli ve 2021/8625 E., 2021/15193 K. sayılı kararıyla; eldeki davada, Mahkemece aldırılan kusur raporunda “davalı işverenin kazanın meydana geldiği iş ekipmanının günümüz teknolojik gelişmelerine uygun olarak emniyetli olmaması, hareketli aksamlarının mahfazasının takılı olmamasından ve işçisine eğitim verememiş olmasından dolayı %60 oranında kusurlu olduğunun, kazalı ... 'ın koruyucu kapakları olmayan dişli tertibatından uzak durmamış, dikkatsiz ve tedbirsiz davranmış olmasından dolayı %40 oranında kusurlu olduğunun” belirtildiği, aynı bilirkişilerden alınan ek raporda ise “davalı işverenin kazanın meydana geldiği iş ekipmanının günümüz teknolojik gelişmelerine uygun olarak emniyetli olmaması, hareketli aksamlarının mahfazasının takılı olmamasından ve işçisine eğitim verememiş olmasından dolayı %80 oranında kusurlu olduğunun, kazalı ... 'ın koruyucu kapakları olmayan dişli tertibatından uzak durmamış, dikkatsiz ve tedbirsiz davranmış olmasından dolayı %20 oranında kusurlu olduğunun belirtildiği” rapor edilmiş ve bu rapor doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiş ise de yapılan kusur incelemesi yetersiz bulunmuştur.
Mahkemece yapılacak iş; Mahkeme dosyasından aldırılan kusur raporları arasında, kusur oranlarında çelişki bulunduğu gözetilip, yukarıdaki açıklamalar ışığında işçi sağlığı ve iş güvenliği ile iş kazasının vuku bulduğu iş kolunda uzman başka bir bilirkişi heyetinden; kusur oran ve aidiyeti konusunda yeniden rapor alınarak, oluşması halinde çelişki de giderilerek hasıl olacak sonuca göre hüküm kurulmalıdır, gerekçesi ile İlk Derece Mahkemesi kararı bozulmuştur.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin 18.07.2022 tarihli ve 2022/20 E., 2022/381 K. sayılı kararıyla; dava dilekçesi, cevap dilekçesi, Kurum kayıtları, alınan kusura dair bilirkişi raporları, işçi tarafından iş kazası nedeniyle işverenden alınabilecek miktara ilişkin belgeler ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; sigortalının davalı işverene ait iş yerinde geçirdiği iş kazası sonucu malul kaldığını, gerçekleşen iş kazası dolayısı ile sigortalıya davacı SGK tarafından ödemede bulunulduğu, kazanın meydana gelmesinde olayın oluşuna uygun ek kusur raporuna göre davalı işverenin % 80, Sigortalı Serdak 'ın %20 kusurlu olduğu hususunda yetkin bilirkişilerce rapor alındığı ve kusur oranları arasındaki çelişkinin giderildiği, bu itibarla alınan kusur raporunun dosya kapsamı ile uyumlu olduğu, Mahkememizce aldırılan hesap bilirkişi raporunda 5510 sayılı Kanun'un 21 nci maddesi gereği hesap yapıldığı ve davacı Kurumun davalıdan isteyebileceği tazminat miktarının belirlendiği, bakiye ömrün Yargıtay 10. HD içtihatları ile uyumlu biçimde TRH 2010 yaşam tablosuna göre belirlendiği ve raporun dosya kapsamına uygun olduğu anlaşıldığından; davacı vekilinin fazlaya dair hakları saklı kalarak davacı SGK nın ilk peşin sermaye değerinden kaynaklı alacak miktarının 117.353,40 TL, geçici iş göremezlik ödemesinden kaynaklı alacak miktarının 6.972,74 TL olduğu anlaşılmakla, davacının ıslah dilekçesi doğrultusunda (harçtan muaf olan davacı Kurumun son celsedeki ıslah beyanı doğrultusunda) davanın kabulüne, hastane ve tedavi masrafı olmadığından işbu hususta karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilerek,
Davacının davasının kabulü ile
1-)Davacının davalıdan bağlanan gelirden kaynaklı isteyebileceği alacağının 117.353,40 TL, ödenen geçici iş göremezlik ödemesinden kaynaklı alacağının 6.972,74 TL gelirin onay, ödeme ve sarf tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacı Kuruma verilmesine, davacının fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulmasına,
2-)Tedavi masrafı olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına dair hüküm kurulmuştur.
C.Bozma Kararı
1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin, 25.01.2023 tarihli ve 2022/14582 E., 2023/652 K. sayılı kararıyla; Mahkemece verilen karar eksik inceleme ve araştırmaya dayalıdır. Mahkemece yapılacak iş;
a-Bozma sonrası birleşen dosya içerisinde mevcut ilk peşin sermaye değerli gelir ile asıl davada talep edilen ilk peşin sermaye değerli gelir arasındaki çelişki giderilmeli,
b-Birleşen davaya esas tedavi belgeleri-masrafları, ödeme belgeleri Kurumdan celp edilmeli ve sonucuna göre bir karar verilmelidir.
c-Diğer yandan, kabule göre de "Karar verilmesine yer olmadığına" değil, ilgili kaza sonrası tedavi masrafının yapılmadığının anlaşılmasının subut bulması halinde birleşen davanın reddine karar verilmesi gerekirken aksi kabul ile karar verilmesi bozma nedenidir, gerekçeleri ile karar bozulmuştur.
D. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesi tarafından yukarıda belirtilen tarih ve sayılı kararı ile işveren davalının %80, sigortalının %20 kusurlu olduğunu bildiren kusur raporuna göre bozma öncesi alınan gerçek zarar hesabı dikkate alınarak asıl davada Kurum zararının %80 olduğunu belirleyerek davanın kabulüne, birleşen davada ise tedavi masrafının %80'inin 20.370,56 TL olduğunu belirleyerek (davada talep 1.000,00 TL olmasına karşın gerekçesinde de bunun sehven kabul edildiği belirtilerek) davanın kabulüne karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1-Davacı SGK vekili temyiz dilekçesinde; kararın usul ve yasaya aykırı olduğu, kusur raporuna itirazlarının irdelenmediğini, ilaç ve tedavi gideri taleplerini karşılar netilikte karar verilmediğini, buna ilişkin rapor alınarak davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini belirterek kararın bozulmasını istemiştir.
2-Davalı vekili temyiz dilekçesinde; davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını, birleşen davada talebin 1.000,00 TL olduğunu ve bu talebin ıslah ile artırılmadığı dikkate alındığında taleple bağlılık ilkesine aykırı olarak karar verildiğini, karar başlığında dava ve karar tarihinin hatalı yazıldığını, hükmün 2 nolu bendinde çelişki olduğunu, yatırdıkları harcın fazla kısmının iadesinin kendilerine yapılması gerekirken davacıya yapılmasına karar verildiğini, davacıdaki meslekte kayıp oranına itiraz ettiklerini, kusur raporlarının yetersiz olduğunu, hesap raporunun hatalı olduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, rücuan tazminat istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri ile 5510 sayılı Kanun'un 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 21 inci maddenin birinci fıkrası hükümleridir.
3. Değerlendirme
6100 sayılı HMK'nın “Taleple bağlılık ilkesi” başlığını taşıyan 26 ncı maddesinde, hakimin, tarafların istem sonuçlarıyla bağlı olduğu, ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremeyeceği açıklanmış olmakla, hukuk yargılamasına “istemle bağlılık” ilkesi egemen kılınmıştır.
Belirtilen açıklama nazarında somut olaya dönüldüğünde, davacı Kurumun birleşen davada talebinin tedavi giderine yönelik olarak 1.000,00TL'nin tahsili olduğu, Mahkemece gerekçesinde de belirtilmek suretiyle talep ile bağlı kalınarak 1.000,00 TL'nin tahsiline karar verilmesi gerekirken 20.370,56 TL'ye hükmedilmesi hatalı olup, taleple bağlılık ilkesine aykırı yazılı şekilde karar tesisi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Yine karar harcının hatalı hesaplanarak, fazla alınan kısmının davalı yerine davacıya iadesine karar verilmesi hatalı olmuştur.
Ne var ki bu yanlışlıkların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle,
1. Temyiz eden taraf vekillerinin sair temyiz itirazlarının reddine,
2. İlk Derece Mahkemesi hükmünün (1) no.lu bendindeki "tedavi masrafından kaynaklı alacağının 20.370,56 TL'nin," ibaresinin silinerek yerine "taleple bağlı kalınarak tedavi masrafından kaynaklı alacak 1.000,00 TL'nin" ibaresinin yazılmasına, hükmü (2) no.lu bendindeki "fazla alınan 441,75 TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine," cümlesinin silinerek yerine "fazla alınan 441,75 TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davalıya iadesine," cümlesinin yazılmasına,
Gerekçenin son bendindeki "Dosya içerisinde mevcut aktüerya raporu üzerinden yapılan hesaplama uyarınca 25.463,21/100x80=20.370,56 TL tedavi masrafından kaynaklı alacağının bulunduğu tespit edilmiş ancak tedavi masrafından kaynaklı alacağın 1.000,00 TL olarak talep edilmesine rağmen sehven talep aşımı yapılarak tam miktar üzerinden karar verilmiştir." cümlesinin silinerek yerine "Dosya içerisinde mevcut aktüerya raporu üzerinden yapılan hesaplama uyarınca 25.463,21/100x80=20.370,56 TL tedavi masrafından kaynaklı alacağının bulunduğu tespit edilmiş, taleple bağlı kalınarak 1.000,00 TL'ye hükmedilmiştir." cümlesinin yazılmasına ve hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
02.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.