"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
SAYISI : 2022/72 E., 2024/109 K.
KARAR : Ret
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen hizmet tespiti davasında davanın kısmen kabulüne dair verilen kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine dair verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi ... tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının davalıya ait ... Restaurant Cafe isimli işyerinde personel müdürü olarak 01.05.2009 tarihinde işe başladığını, 11.11.2016 tarihine kadar çalıştığını, davacının sadece 2012 yılında 15 gün sigortasının yapıldığını, davacının sigortasının yapıldığını ve primlerinin ödendiğini zannettiğini, davacının işyerinde yaz kış 09.00-01.00 arası çalıştığını, bu çalışmasının resmi ve dini bayramlarda devam ettiğini, son ücretinin 8.000,00 TL olduğunu ve ücretini elden aldığını, davacının hafta sonlarında da çalıştığını, bu çalışmalarının karşılığını, yıllık izin ücretlerini alamadığını, davacının 01.11.2016 tarihinde sebep yokken, hukuki prosedüre uymaksızın işten çıkarıldığını ifade ederek, davacının 01.05.2009 tarihinden 01.11.2016 tarihine kadar sigortalı olarak çalıştığının tespiti ile kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla mesai alacağı, yıllık izin ücreti, hafta tatili çalışması, AGİ alacağı, UBGT alacağının faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ettiği, Mahkememiz dosyasının 03.03.2017 tarihli duruşmasında birbirinden farklı yargılama usullerine tabi olan hizmet tespiti ve alacak davalarının birlikte görülemeyeceği anlaşıldığından, davacı tarafından açılan alacak davasının tefrik edilerek mahkememizin 2017/209 Esas sırasına kaydının yapıldığı anlaşılmıştır.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle davacı tarafın taleplerinin zamanaşımına uğraması nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini, hizmet tespiti davası ile alacak davasının aynı davaya konu edilemeyeceğini, davacının iddia ettiği sürelerde ve statüde davalı işverenlikte çalışmadığını, davacının 28.02.2012 tarihinde işe girdiğini ve 30.06.2012 tarihinde işten çıktığını, davacının 4 ay davalı işverenlikte çalıştıktan sonra ücretini beğenmeyerek bağımsız çalışmayı, restorana müşteri getirerek komisyon almayı teklif ettiğini, davalının işletme müdürü ile yapılan görüşmede teklifin kabul edildiğini, davacı ile Alanya İş Mahkemesinin 2017/25 E. sayılı dosyasının davacısı, davalının işyerini satması nedeniyle kendisinden komisyon talep etmesi ve bu taleplerinin olumlu karşılanmaması nedeniyle çalışmış gibi dava açtıklarını, davacının kısa bir dönem çalıştığı işinden kendi isteğiyle ayrılmış olması nedeniyle kıdem ve ihbar tazminatı alamayacağını, davacının çalıştığı dönemde komisyonculuk görevi yaptığını ve asgari ücretle çalıştığını, dvacının çalıştığı dönemlerde 17.00-24.00 arası çalıştığını, davalının İstanbul'da ikamet etmesi nedeniyle davacının kendi çalışma saatlerini kendisinin düzenlediğini, personel müdürü olduğunu iddia eden davacının çalışma saatlerini kendisinin düzenlemesi nedeniyle fazla mesai ücretini hak etmeyeceğini, işyerinin 15 Ekim-30 Nisan arasında kapalı olduğunu, davacının kendi adına mevsimlik olarak zaman zaman faaliyette bulunması nedeniyle yıllık izin, UBGT alacaklarına hak kazanmasının mümkün olmadığını ifade ederek, hizmet tespiti davasının tefrik edilerek bekletici mesele yapılmasını, alacak talepleri yönünden davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 17.07.2020 tarih, 2017/27 E., 2020/347 K. sayılı kararıyla; "... Tüm dosya kapsamındaki delillerin bir bütün olarak ele alınıp değerlendirilmesi neticesinde; davacının davalı ...'e ait ... Cafe isimli işyerinde 01.05.2009-01.11.2016 tarihleri arasında sigortasız çalışmalarının tespitini talep ettiği görülmektedir. Davalı işyeri Alanya SGK'nın 1161441.07 sicil numarası ile işlem görmekte olup işyerinin 26.06.2009 tarihinde kanun kapsamına alınmış olduğu,son bordo bildiriminin 2016/10 dönemi için yapıldığı, davacı adına 28.02.2012-30.06.2012 tarihleri arasında sigortalı hizmet bildirildiği belirlenmiştir. Davacı tanıkları ... ve ... davacının iddiasını doğrular mahiyette ifade vermişlerdir. Davalı tanığı ... davacı ile birlikte davalı işyerinin işletmeciliğini yaptıklarını, işyerinin davalı adına kayıtlı olduğunu, davalının İstanbul'da ikamet ettiğini ve kendisi ve davacı ile birlikte ... isilmli kişinin de işletmeci olduğunu, işyerinin giderlerini ödedikten sonra davalıya yıllık olarak ödeme yaptıklarını ve kalan parayı bölüştüklerini söylemiştir. Davalı tanığı ... davacının işyerine müşteri getirerek komisyon aldığını beyan etmiştir. Mahkememizce bordo tanıkları dinlenilmiş olup davacı ve bordo tanığı ... davacının patronları olduğunu, davalı işyerini ... ile birlikte işlettiklerini, davalının davalı işyeri ile bir ilgisinin bulunmadığını, işyerinde elde edilen parayı ...'ya verdiğini, davacı ve ...'un da alışveriş gibi diğer işlerle ilgilendiklerini beyan etmiştir. Bordro tanığı ... ... ise işyerini ...'nün işlettiğini, ...'un rızanın yardımcısı olduğunu, davacının da ...'un yardımcısı olduğunu, davalı ...'in kim olduğunu bilmediğini, bu kişinin işyerine hiç gelmediğini ifade etmiştir. Bordo tanıkları ... ve ... davacının patronları olduğunu beyan etmişlerdir. Son olarak bordo tanığı ... işyerinde genel sorumluluğun davacı ve ...'da olduğunu, davalıyı tanığmadığını, işyerine gelip gelmediğini bilmediğini ve bordo tanığı ... işyeri sahibinin ... ve davalı ... olduğunu, davacının personel sorumlusu olduğunu söylemiştir. Mahkememizce tarafların bildirdikleri tanıkların yanı sıra re'sen delil toplanarak bilirkişi incelemesi yaptırılmış, bilirkişi raporundaki tespitlerden sonra bir kısım bordo tanıkları daha dinlenilmiştir. Bordo tanığı ... talimat yoluyla alınan beyanında davalı işyerinde işletme müdürü olarak çalışmaya başladığını, işyeri sahibinin davalı olduğunu, iş görüşmesini davacı, ... ve ... ile yaptıklarını, bu kişilerin işletmeyi davalıdan kiralayarak işlettiklerini,davacının patron olması sebebiyle işyerine çok fazla gelip gitmediğini beyan etmiştir. Bordo tanığı ... işyerinin davalıya ait olduğunu, davacının patronları olduğunu ifade etmiştir.Bordo tanığı ... ... işyerini üç kişinin işlettiğini, işletenlerden birinin de davacı olduğunu söylemiştir. Davalı işyerine komşu işyeri tanığı tespit edilememiştir. Dosyada mevcut davacı ve bordo tanığı ... bordo tanıkları ..., ..., ... ... Akdeniz, ... ve ... başta olmak üzere tanık beyanlarının ağırlıklı yönü, davacıya ait hizmet dökümü, Alanya Kaymakamlık kayıtları, davalıya ait vergi ve SGK kayıtları ile tüm dosya kapsamından davalı işyerinin davalı ...'e ait olduğu, davalının İstanbul'da ikamet ettiği ve işyerini davacı ile birlikte ... ve ...'a kiraladığı, davacının işletmeci olduğu ve davalı ile aralarında hizmet ilişkisinin zorunlu unsurlarından olan bağımlılık, işgörme, ücret ve süre gibi unsurların bulunmadığı, davacının SGK'ya bildirilen süreler dışında davalı işverenle aralarında hizmet akdine tabi çalışmaların varlığının ispatlanamadığı anlaşıldığı" gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi kararının hatalı olduğunu, müvekkilinin davalı iş yerinde personel müdürü olarak ve hizmet akdi ile çalışmasına rağmen tüm çalışmalarının Kurum kayıtlarına intikal etmediğini, iddialarını bordro tanık beyanları ile kanıtlarını, buna rağmen İlk Derece Mahkemesince davanın reddedilmesinin kabul edilemeyeceğini beyan ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın kabulünü istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 18.02.2021 tarih ve E.2021/422, K.2021/491 sayılı kararı ile "...Tanıklardan bir kısmının davacının personel müdürü olarak görev yaptığını, sürekli iş yerinde bulunduğunu, bir kısmının ise davacının iş yerine müşteri getirerek komisyon aldığını, getirdiği müşteri kadar para aldığını ifade etmişlerdir. Ağırlıklı tanık beyanlarından, özellikle bordro tanıklarının beyanlarından; davacının işletmeci-patron-ortak olarak iş yerinde bulunduğunun ifade edildiği, davacının iş yerinde patron gibi davrandığını, çalışanlara talimat verdiğini ve çalışma saatinin olmadığını belirtmişlerdir. Bordro tanığı ...'ın, hem iş yerinde yapmış olduğu görev, hem de çalışma süresi dikkate alındığında beyanı önem kazanmış olup, 2009-2016 yılları arasında davacıyı 3 patrondan biri olarak bildirildiğini, davacının işletme ile ilgisinin olmadığını ifade etmesi, dosya içerisinde yer alan mal ve hizmet alım faturalarının büyük bir kısmında davacının imzasının bulunması ve özellikle davacının kendi kredi kartı ile iş yeri için mal ve hizmet alımları yapması birlikte değerlendirildiğinde, tanık ifadesi ile belgelerin örtüştüğü, yine bir çok tanığın davalıyı iş yerinde hiç görmediklerini ve tanımadıklarını beyan etmeleri karşısında; davanın reddine yönelik İlk Derece Mahkemesi değerlendirmesinde ve kararında herhangi bir hata görülmemiştir.
Açıklamalar itibariyle dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan kanuni ve hukuki gerekçeleri ile dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, Mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden kanuna aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından, HMK'nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine" karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
Dairenin 19.01.2022 tarih ve E.2021/4740, K.2022/637 sayılı kararında; "... Dosyanın tetkikinde; Mahkemece, davacı ile davalı arasında hizmet ilişkisinin zorunlu unsurlarından olan bağımlılık, işgörme, ücret ve süre gibi unsurların bulunmadığı belirtildiyse de davacının, davalı işyerinde 28.02.2012-30.06.2012 tarihleri arasında toplam 122 gün sigortalı çalışmasının bildirildiği, işyerine ilişkin vergi kaydının davalı ... adına olduğu, davacı tarafından sunulan 2013/4- 2016/9 arasına ilişkin faturalarda davacının teslim alan sıfatıyla isim ve imzalarının bulunduğu, 18.06.2014 tarihli ... işyerine ait Emniyet kaşesinin bulunduğu kimlik belgesi formunda davacının çalışan olduğu görülmektedir. Tanık beyanlarında davacının ortak ya da işletmeci olduğu yönünde ifadelerde bulundukları, 17.05.2015 ve 09.07.2016 tarihli çeklerin altında ... Restaurant kaşesi altında davacı ile yine tanık beyanlarında ortak olduğu belirtilen ... Aydoğmuş'un isim ve imzalarının bulunduğu anlaşılmaktadır.
Tüm bu açıklamalar çerçevesinde, Mahkemece, davacı ile davalı arasında adi ortaklık ilişkisi bulunup bulunmadığı, böyle bir ilişkinin varlığı halinde davacının ortaya emeğini koyup koymadığı, çeklerin ne şekilde ve neden davacı tarafından imzalandığı, davalı ...'le aralarında bir sözleşme olup olmadığı davacı ve davalıdan da sorulmak suretiyle araştırılmalı, Emniyet araştırması da yapılarak davacının işveren olarak mı hizmet akdi ile mi çalıştığı hususu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde çözümlenip; deliller hep birlikte değerlendirilip takdir edilerek bir karar verilmelidir." gerekçesiyle söz konusu karar bozulmuştur.
B.İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile "... dosyada mevcut yazılı belgeler, müzekkere yanıtları, Kurum kayıtları, taraf tanıkları ve bordo tanıklarının beyanlarının ağırlıklı yönü, Alanya Kaymakamlık kayıtları, davalıya ait vergi ve SGK kayıtları ile tüm dosya kapsamından davalı işyerinin davalı ...'e ait olduğu, davalının İstanbul'da ikamet ettiği ve işyerini davacı ile birlikte ... ve ...'a kiraladığı, davacı tarafından sunulan diğer tüm belgelerin davacının davalı iş yerinde davacının SGK'ya bildirilen süreler dışında işçi-işveren ilişkisinde çalıştığı hususunu ispata elverişli bulunmadığı, davacının davalı iş yerinde iddia etmiş olduğu 01.05.2009-11.11.2016 tarihleri arasında işçi olarak çalıştığı hususunun şüpheye yer vermeyecek şekilde kesin ve net olarak ispatlayamadığı anlaşıldığından davanın reddine" karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili, davanın kabulü gerektiğini beyanla kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370, 371 inci; 5510 sayılı Kanun'un 86/9 uncu maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesi'ne gönderilmesine,
07.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.