Logo

10. Hukuk Dairesi2024/10261 E. 2024/11984 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Sulama birliği yönetim kurulu üyesinin, birliğin SGK prim borçlarından dolayı kişisel mal varlığına konulan haczin fekki isteminin kabul edilip edilmeyeceğine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Sulama birliği yönetim kurulu üyelerinin, anonim şirket yönetim kurulu üyelerinden farklı olarak, yasada öngörülen bir sorumluluk hali olmadığı ve davacının birliği temsil ve ilzam yetkisinin de bulunmadığı gözetilerek, haczin fekkine yönelik yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2024/1802 E., 2024/1691 K.

KARAR : Esastan red

İLK DERECE MAHKEMESİ : Denizli 4. İş Mahkemesi

SAYISI : 2023/379 E., 2024/63 K.

Taraflar arasındaki haczin fekki davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı Kurum vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi ... tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin, Irgıllı-Sütlaç Sulama Birliğinde 2011 yılında yönetim kurulu üyesi olarak görev aldığını, Denizli Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü'nün 1015842.020 işyeri sicil numaralı dosyasında işlem gören Irgıllı-Sütlaç Sulama Birliği Başkanlığının ödenmeyen prim borçlarından dolayı hukuka aykırı olarak müvekkiline ait taşınır ve taşınmaz malların üzerine haciz konulduğunu, hacizlerin kaldırılması amacıyla ilgili Kuruma başvurulduğunu ve Kurumca bu talebin reddedildiğini, sulama birliklerinin SGK'ya olan borçlarından dolayı yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğunun bulunduğuna dair yasal bir düzenleme bulunmadığını, sulama birlikleri ile ilgili olarak, gerek 5355 sayılı Mahalli İdare Birlikleri Kanunu'nda gerekse 08.03.2011 tarihli ve 6172 sayılı Sulama Birlikleri Kanunu'nda getirilen düzenlemelere göre sulama birliklerinin başı ve temsilcisi, birlik başkanı olup, harcama yetkilisinin de birlik başkanı olması sebebiyle müvekkilinin ilgili birliğin Sosyal Güvenlik Kurumu'na olan prim borçlarından dolayı herhangi bir hukuki sorumluluğunun ve borcunun bulunmadığını, 5355 sayılı Mahalli İdare Birlikleri Kanunu'ndan da anlaşılacağı üzere, harcama yetkisi yalnızca birlik başkanına ait olmakla, prim ve ferileri alacaklarının ödenmesinden de tek başına birlik başkanının sorumlu olduğunu, 6172 sayılı Sulama Birlikleri Kanunu'nun "Yönetim kurulu üyelerinin seçilme esasları, görev ve yetkileri" başlıklı 7 nci maddesinin beşinci fıkrası, "Başkanın seçilme esaslar, görev ve yetkileri" başlıklı 9 uncu maddesinin üçüncü fıkrası ve 10 uncu maddesinin birinci fıkrası hükümlerinden de anlaşılacağı üzere, sulama birliklerinde, bütçe üzerinde tasarruf ve harcama yetkisinin birlik başkanına ait olduğunu, sulama birliklerinde görev alan yönetim kurulu üyelerinin bütçe üzerinde harcama ve tasarruf yetkisinin bulunmadığını, müvekkiline sorumlu olmadığı bir borçtan dolayı hukuka aykırı olarak gönderilen iki adet ödeme emrinin 15.02.2012 ve 28.08.2012 tarihlerinde tebliğ edildiğini, müvekkilinin hukuken icra takiplerine konu kamu alacaklarından sorumlu tutulması mümkün olmamakla birlikte, 5510 sayılı Kanun'un 93 üncü maddesi uyarınca, Kurum'un prim ve diğer alacaklarına ilişkin on yıllık zamanaşımı süresinin 28.08.2022 tarihinde dolduğunu, bu bakımdan, müvekkilinin yönetim kurulu üyesi olarak ilgili birlikte görev yaptığı 2011 yılına ilişkin prim borçlarının zamanaşımına uğradığını, ayrıca Yargıtay 10. Hukuk Dairesinin içtihat haline getirmiş olduğu istikrarlı kararlarından da açıkça anlaşılacağı üzere, Yüksek Mahkemenin, yönetim kurulu üyelerinin sorumlu tutulamayacağı ve yönetim kurulu üyelerinin aleyhine borçlandırıcı işlem yapılamayacağına kanaat ettiğini, nitekim bu yönde hali hazırda kurulmuş olan, aynı dava konusu bakımından ortaya çıkarılan Mahkeme kararlarının da mevcut olduğunu, bu noktada değinmek elzem ... gelen Mahkeme kararlarından Mahkememizin 2022/331 Esas ve 2022/553 Karar sayılı dosyasında görülen davada verilen kararın Yargıtay tarafından onandığını beyanla; müvekkiline ait taşınır ve taşınmaz mallar üzerine konulan hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde özet olarak; davanın haksız ve yersiz açılmış bir dava olup, reddi gerektiğini, müvekkili Kurum'un Denizli İl Müdürlüğünün 1015842.020 sicil no.lu dosyasında işlem gören, davacının yönetim kurulu üyesi olduğu Irgıllı-Sütlaç Sulama Birliği Başkanlığının Kurum'a olan prim (05/2010-2011/11 ve 03/2012-06/2012) borçlarından dolayı Kurum'un İcra Takip Servisinin 2012/12681 ve 2012/35362 no.lu dosyaları ile 6183 sayılı Kanun hükümleri gereğince icra takibi başlatıldığını, bu icra takibine istinaden yönetim kurulu üyesi olan davacıya ödeme emri gönderildiğini ve ödeme emrinin kendisine 15.02.2012-28.08.2012 tarihlerinde tebliğ edildiğini, davacı, yasal süresi içerisinde bu davayı açmamış olduğundan öncelikle bu yönüyle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, gerek 506 sayılı Kanun'un 80/12 nci maddesinin gerekse 01.10.2008 tarihi itibarıyla yürürlüğe giren 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun 88/20 nci maddesinin "Kurumun sigorta primleri ve diğer alacakları haklı bir sebep olmaksızın bu Kanunda belirtilen sürelerde ödenmez ise kamu idarelerinin tahakkuk ve tediye ile görevli kamu görevlileri, tüzel kişiliği haiz diğer işverenlerin şirket yönetim kurulu üyeleri de dahil olmak üzere üst düzeydeki yönetici veya yetkilileri ile kanuni temsilcileri Kuruma karşı işverenleri ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludur." hükmünü amir olduğunu, sulama birlikleri de bu kanun maddesi kapsamında olup, sulama birliği başkan ve yönetim kurulu üyelerinin görevde bulundukları dönemde tahakkuk eden borcun tamamından müşterek ve müteselsilen sorumlu olduklarını, söz konusu üyelerin bu görevleri sona ermiş olsa dahi görevde bulundukları dönemde tahakkuk eden borçtan dolayı haklarında takip yapılması gerektiğini, bu sebeple müvekkili Kurumca Irgıllı-Sütlaç Sulama Birliği Başkanlığı yönetim kurulu üyelerinden olan davacı borçlunun Afyonkarahisar İli Dinar İlçesi Yeşilhüyük Mah. 771 parselde bulunan taşınmazı üzerine 29.03.2012 tarihli ve 1015842 sayılı Kurum yazısıyla haciz işlemi uygulanmış olup, davacının hakkında 6183 sayılı Kanun gereğince icra takiplerinin devam ettiğini, müvekkili Kurum'un davacının taşınır ve taşınmaz malları yönünden uygulamış olduğu haciz işlemi kanuna ve mevzuata uygun olup, haczin kaldırılmasını gerektirecek bir husus bulunmadığını beyanla; davanın reddini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile "Davanın Kabulüne" karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Kurum vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı Kurum vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi kararını kabul etmediklerini, davanın süresinde açılmadığını, davacının icra takibine konu borçtan sorumlu olduğunu, Kurum işleminin kanuna ve mevzuata uygun olduğunu beyanla İlk Derece Mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararında, "Asıl borçlu Sulama Birliği Başkanlığıdır. Davacı da bu başkanlığın üyelerinden birisidir. Anonim şirket yönetim kurulu üyelerinin aksine yasalarımızda sulama birliği yönetim kurulu üyeleri yönünden salt bu sıfatla sorumluluk öngörülmemiştir. Temsil ve ilzam yetkisi araştırılarak sonuca gidilmelidir. İlk Derece Mahkemesince yapılan araştırmaya nazaran davacının bu yetkisinin bulunmadığı görülmüştür. Emsal yargı kararları da bu yöndedir. (Yargıtay 10. Hukuk Dairesinin 27.02.2023 tarih ve 2022/1367 Esas 2023/1708 Karar sayılı kararı)

Bu itibarla ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleri ile dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre Mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden kanuna aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla HMK'nın 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine" karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Kurum vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı Kurum vekili, istinaf dilekçesinde belirttiği gerekçelerle kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, haczin fekki istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370, 371 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı Kurum vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

28.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.