Logo

10. Hukuk Dairesi2024/10440 E. 2025/1610 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Yersiz ödendiği iddia edilen gelir aylıkları nedeniyle yapılan icra takibine itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, 506 sayılı Kanun'un 92. maddesi ve 5510 sayılı Kanun'un 96. maddesi uyarınca yersiz ödenen aylık miktarını hesaplayarak ve davalının Kurumu yanıltıcı beyanı olup olmadığını değerlendirerek hüküm kurması gerektiği, bozma kararına uyularak verilen ikinci kararın ise bu hususları gözettiği anlaşıldığından, temyiz itirazlarının reddiyle yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

SAYISI : 2018/174 E., 2024/25 K.

Mahkeme kararı, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi ... tarafından hazırlanan rapor dinlenildikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı Kurum vekili dava dilekçesinde özetle; davalı ...'e kızı...'ten dolayı 19.01.2004 tarihinden itibaren gelir aylığı bağlanması nedeniyle ölüm sigortasından bağlanan aylığın 01.02.2004 tarihinden itibaren iptal edildiğini, yersiz ödemenin tahsili için girişilen icra takibine davalı tarafından itiraz edildiğini belirterek Bakırköy 14. İcra Müdürlüğünün 2014/3736 sayılı icra takibine yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı tarafa dava dilekçesinin tebliğ edildiği, cevap verilmediği anlaşılmıştır.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 22.05.2015 tarihli kararı ile "1) Davanın kabulü ile Bakırköy 14. İcra Müdürlüğünün 2014/3736 Esas no.lu icra dosyasındaki davalı borçlunun itirazının iptali ile icra takibine 28.328,20.-TL asıl alacak ve işlemiş faiz üzerinden ve asıl alacağa takip tarihinden itibaren uygulanacak yasal faiz yürütülmek suretiyle devamına,

2) Asıl alacağın %20'si olan icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine" karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairenin 22.02.2018 tarihli kararında; "...Davalının kızının 19.01.2004 tarihinde iş kazası sonucu vefat etmesi nedeniyle, hak sahibi olan davalı annesine 24.11.2004 tarihli tahsis talebi üzerine 01.02.2004 tarihinden itibaren ölüm aylığı ve olayın iş kazası olduğunun tespiti üzerine de 09.03.2007 tarihli tahsis talebine istinaden 19.01.2004 tarihinden itibaren ölüm geliri bağlanmıştır. Kurum, olayın iş kazası olması nedeniyle, davalılara, 506 sayılı Kanun'un 24. maddesine göre iş kazası meslek hastalığı kolundan gelir bağlanması gerektiği, bu durumda ise 506 sayılı Kanun'un 69. maddesi uyarınca ölüm aylığı bağlanamayacağı gerekçesiyle, davalının ölüm aylığı iptal edilerek yersiz ödenen aylıkların tahsili için Bakırköy 14. İcra Müdürlüğünün 2014/3736 Esas sayılı dosyasında ilamsız icra takibi yapılmış, takibe itiraz üzerine, eldeki dava ile itirazın iptali ile takibin devamına, %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesi talep edilmiştir.

Somut olayda; sigortalının iş kazası sonucu, bekar ve çocuksuz olarak öldüğü anlaşılmaktadır. Hak sahibi annenin anılan yasal düzenlemeler çerçevesinde iş kazası kolundan gelire ve ölüm sigortası kolundan aylığa hak kazandığı açıktır. Ancak, 506 sayılı Kanun'un 92. maddesine göre, malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları ile iş kazaları ile meslek hastalıkları sigortasından hak kazanılan aylık ve gelirler birleşirse, sigortalıya veya hak sahibine bu aylık ve gelirlerden yüksek olanın tümü, eksik olanın da yarısı bağlanır. Bu aylık ve gelirler eşitse, iş kazaları ile meslek hastalıkları sigortasından bağlanan gelirin tümü, malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarından bağlanan aylığın da yarısı verilir.

O halde Mahkemece yapılacak iş, davalının hem ölüm aylığına hem de iş kazası kolundan gelire hak kazandığı ve 506 sayılı Kanun'un 92. maddesi hükmüne göre ölüm aylığı daha yüksekse tamamının, iş kazası gelirinden düşükse veya eşitse yarısının bağlanması gerektiği gözetilerek, davalıya yersiz ödenen aylık miktarı belirlenerek,

Davalının ölüm aylığı tahsis talebinde Kurumu yanıltıcı beyanlarının bulunmaması karşısında, iadesi gereken yersiz ödemelerin belirlenmesinde 5510 sayılı Kanun'un 96. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinin “Kurumun hatalı işlemlerinden kaynaklanmışsa, hatalı işlemin tespit tarihinden geriye doğru en fazla beş yıllık sürede yapılan ödemeler toplamı, ilgiliye tebliğ edildiği tarihten itibaren (Değişik ibare: 13.02.2011 - 6111 S.K./44. mad) yirmidört ay içinde yapılacak ödemelerde faizsiz, (Değişik ibare: 13.02.2011 - 6111 S.K./44. mad) yirmidört aylık sürenin dolduğu tarihten sonra yapılacak ödemelerde ise bu süre sonundan, itibaren hesaplanacak olan kanunî faizi ile birlikte, ilgililerin Kurumdan alacağı varsa bu alacaklarından mahsup edilir, alacakları yoksa genel hükümlere göre geri alınır.” hükmü nazara alınarak, varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ve hatalı değerlendirme sonucu, yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir." gerekçesiyle söz konusu karar bozulmuştur.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen İkinci Karar

Mahkemenin 17.01.2024 tarihli kararı ile "Davanın kısmen kabulüne,

1-Davalı tarafından Bakırköy 14. İcra Müdürlüğünün 2014/3736 Esas sayılı dosyasına yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin 4.825,28.-TL asıl alacak üzerinden devamına,

2-Davacının icra inkar tazminatı talebinin alacak likit ve belirlenebilir olmadığından reddine" karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davacı Kurum vekili, temyiz dilekçesinde özetle; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini beyanla kararı temyiz etmiştir.

Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini beyanla kararı temyiz etmiştir.

B. Değerlendirme ve Sonuç

Uyuşmazlık, itirazın iptali ile icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.

Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3. maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 428. maddesi ile 439. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz eden ilgiliye yükletilmesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,06.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.