Logo

10. Hukuk Dairesi2024/6681 E. 2024/8043 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacının, davalı üniversitede çalıştığı süre boyunca tüm sigorta kollarına tabi çalıştığının tespiti ve buna göre sigorta primine esas kazancının tespiti istemidir.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının sigorta başlangıç tarihinden önceki hizmetleri için, Kuruma bildirim tarihi değil, kesintisiz hizmetin sona erdiği tarih esas alınarak hak düşürücü süre değerlendirilmesi gerektiği ve mevcut kayıtlara göre davacının daha önceki hizmetlerine dair kaydın bulunmaması nedeniyle eksik incelemeyle hüküm kurulduğu gözetilerek yerel mahkeme kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

SAYISI : 2017/454 E., 2019/399 K.

KARAR : Kabul

Taraflar arasındaki İlk Derece Mahkemesinde görülen hizmet ve sigorta primine esas kazancın tespiti istemli davadan dolayı verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmekle, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi ... tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili özetle; Azerbaycan vatandaşı iken 31.12.2007 tarihinde Türk vatandaşlığına geçmiş olan ve Türk vatandaşları ile aynı mevzuata tabi tutulması gereken müvekkilin, yalnızca 15.05.2005- 31.12.2007 tarihleri arasında sigortalı gösterildiğini belirtmiş; 16.09.1993-31.12.2007 tarihleri arasında davalı üniversitede tüm sigorta kollarına tabi olarak çalıştığının tespitine ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı Kurum vekili özetle; davanın reddini talep etmiştir.

2.Davalı Rektörlük özetle; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Özetle; davanın kabulüne dair karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

Dairece özetle “... eldeki davada, Kuruma bildirilmeyen hizmet sürelerinin tespitini isteyen davacının talebi, yukarıda belirtilen esaslar dahilinde hak düşürücü süre yönünden irdelenmeli, davacı hakkında davalı işveren nezdinde uzun ve kısa vadeli sigorta kollarından herhangi bir prim ödemesi yapılıp yapılmadığı, bu kesintinin Kurum ve davalı işveren kayıtlarında bulunup bulunmadığı araştırılarak, böyle bir kesintinin varlığı halinde prim kesintisi tarihi itibariyle hak düşürücü sürenin kesileceği ve öncesine ait sürenin hak düşürücü süreye uğrayacağı göz önünde bulundurularak ilgili talebin incelenmesi gerekirken yazılı şekilde eksik incelemeye dayalı hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir” gerekçesi ile ilk derece mahkemesi kararı bozulmuştur.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla özetle; davanın kabulüne karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davalı Rektörlük vekili dilekçesinde özetle; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı Kurum vekili dilekçesinde özetle; kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, hizmet tespiti ve sigorta primine esas kazancın tespiti istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun Geçici 7 nci maddesi uyarınca davanın yasal dayanağı 506 sayılı Kanun'un 79/10 uncu maddesidir. Anılan Kanun'un 6 ncı maddesinde ifade edildiği üzere, “sigortalı olmak hak ve yükümünden kaçınılamaz ve vazgeçilemez.” Anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi gözetildiğinde, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin davalar, kamu düzenine ilişkin olduğundan, özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi zorunludur. Bu bağlamda, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip, gerek görüldüğünde re’sen araştırma yapılarak kanıt toplanabileceği de göz önünde bulundurulmalıdır. 506 sayılı Kanun'un 79/10 uncu maddesi hükmüne göre; Kuruma bildirilmeyen hizmetlerin sigortalı hizmet olarak değerlendirilmesine ilişkin davanın, tespiti istenen hizmetin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içinde açılması gerekir. Çalışmanın tespiti istemiyle hak arama yönünden Kanun ile getirilen süre, doğrudan doğruya hakkın özünü etkileyen hak düşürücü niteliktedir ve dolması ile hakkın özü bir daha canlanmamak üzere ortadan kalkmaktadır. 506 sayılı Kanun'un kabul edilip yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla beş yıl olarak öngörülen süre, 09.07.1987 tarihinde yürürlüğe giren 3395 sayılı Kanun'un 5 inci maddesiyle on yıla çıkarılmış, daha sonra 07.06.1994 tarihinde yürürlüğe giren 3995 sayılı Kanunun 3 üncü maddesiyle yeniden beş yıl olarak belirlenmiştir. Bu yönde, anılan madde hükmünde yer alan hak düşürücü süre; yönetmelikle tespit edilen belgeleri işveren tarafından verilmeyen veya çalışmaları Kurumca tespit edilemeyen sigortalılar için geçerlidir. Bir başka anlatımla; sigortalıya ilişkin olarak işe giriş bildirgesi, dönem bordrosu gibi yönetmelikte belirtilen belgelerin Kuruma verilmesi ya da çalışmaların Kurumca tespit edilmesi halinde; Kurumca öğrenilen ve sonrasında kesintisiz biçimde devam eden çalışmalar bakımından hak düşürücü sürenin geçtiğinden söz edilemez. Ne var ki; sigortalının Kuruma bildiriminin işe giriş tarihinden sonra yapılması, bir başka ifade ile sigortalının hizmet süresinin başlangıçtaki bir bölümünün Kuruma bildirilmeyerek sonrasının bildirilmesi ve Kuruma bildirimin yapıldığı tarihten önceki çalışmaların, bildirgelerin verildiği tarihi de kapsar biçimde kesintisiz devam etmiş olması halinde, Kuruma bildirilmeyen çalışma süresi yönünden hak düşürücü sürenin hesaplanmasında; bildirim dışı tutulan sürenin sonu değil, kesintisiz olarak geçen çalışmaların sona erdiği yılın sonu başlangıç alınmalıdır. Tüm bu bilgiler ışığında öncelikle mevcut davanın niteliğine göre Kurumun sıfatının davalı olarak belirlenmesi gerekmektedir. Eldeki dava dosyası incelendiğinde ise geri çevirme kararı sonrası davalı kurumdan gönderilen davacıya ait hizmet döküm cetvelinde davacının, davalı Üniversite Rektörlüğünden ve tavan ücret üzerinden 16.05.2005-31.12.2007 tarihleri arasında bildirimlerinin mevcut olduğu görülmektedir. Buna göre davalı kurumdan anılan bildirimlerin hangi tarihte kurum kayıtlarına işlendiği sorularak gelen cevabi yazı içeriğine göre davacının bu tarihleri kapsayan talebine ilişkin bir karar verilmelidir. Bunun yanında dosya içindeki ve gönderilen kurum kayıtlarındaki belgeler irdelendiğinde, davacıyla ilgili 16.05.2005 tarihinin öncesine dair kurum kayıtlarına yansıyan herhangi bir kaydın bulunmadığı anlaşılmakla, davacının bu tarihe kadar olan talebi yönünden yukarıdaki mevzuat hükümleri çerçevesinde değerlendirme yapıldıktan sonra bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir ve anılan hususlar bozmaya gerektirir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle,

Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

11.07.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.