Logo

10. Hukuk Dairesi2024/7568 E. 2024/9629 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacının, davalı şirketin yurtdışındaki iştirakında çalıştığı dönem için hizmet tespiti talebinin kabul edilip edilmeyeceğine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı ile davalı şirket arasında hizmet akdinin bulunmadığı, davacının davalı şirket tarafından yurt dışına gönderildiğine dair bir kanıtın olmadığı ve davalı şirket ile yurtdışındaki şirket arasında organik bağ bulunmadığı gözetilerek, hizmet tespiti talebinin reddine dair yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/840 E., 2024/586 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Kayseri 7. İş Mahkemesi

SAYISI : 2021/477 E., 2022/167 K.

Taraflar arasındaki hizmet tespiti davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi ... tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I.DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının davalıya ait iş yerinde 2017/8. ve 2019/5. aylar arasında dokuma, düğümcü ustası olarak kesintisiz çalıştığını ileri sürerek bu çalışmanın sigortalı olarak tespitini ve ödenmeyen sigorta primlerinin davalı işveren tarafından ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.

II.CEVAP

Davalı şirket vekili cevap dilekçesinde özetle; hak düşürücü süre ve zamanaşımı itirazında bulunduklarını, dava dilekçesinin HMK m.119 vd. hükümlerinde yer alan şartları taşımadığını, davacı ile müvekkili arasında 4857 sayılı İş Kanunu ve diğer yasal mevzuat kapsamından kaynaklı her hangi bir işçi, işveren ilişkisi bulunmadığını, davacının iddialarının asılsız olduğunu, davacının iddia ettiği çalışmayı somutlaştırma yükümlülüğünü yerine getirmediğini, müvekkili şirketin Kurum denetmenlerince sürekli olarak denetlendiğini, Kurumun bu davaya dahil edilmesi gerektiğini belirterek davanın usul ve esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.

Fer'i müdahil Kurum vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın hak düşürücü süre içinde açılmadığını, davanın kamu düzenini ilgilendiren bu davalarda çalışma olgusunun somut ve inandırıcı bilgilere dayalı olarak kanıtlanması gerektiğini ileri sürerek hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III.İLK DERECE MAHKEME KARARI

İlk Derece Mahkemesi tarafından; Sosyal Güvenlik Kurumu ile Etiyopya Sosyal Güvenlik Mercii arasında ikili sosyal güvenlik anlaşmasının bulunmadığı, Kurum ile davalı arasında topluluk sigortası sözleşmesinin bulunmadığı, davacının davalı ... Teknik Tekstil Sanayi Anonim Şirketinde çalışmasının bulunmadığı, yine davalı şirket tarafından geçici görevle Etiyopya'ya gönderilmediği, dava dışı MNS Manufacturing ... . Şirketinin Etiyopya Federal Demokratik Cumhuriyetinde kurulmuş bir şirket olduğu ve kurulduğundan beri Etiyopya'da faaliyet gösterdiği, doğrudan yurt dışındaki iş nedeniyle işe alınan Türk işçilerin o ülke mevzuatına tabi olacaklarından davacının 506 sayılı Kanun ve 5510 sayılı Kanun'un 4/1-a maddesi kapsamında sigortalı sayılamayacağı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

IV.İSTİNAF

A.İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf yoluna başvurmuştur.

B.İstinaf Sebepleri:

Davacı vekili, istinaf dilekçesinde özetle;

1-Dava dışı ... . Şirketi ile davalı ... Teknik Teks. San A.Ş.'nin, şirket yetkililerinin (...) aynı kişiler olduğunu, dosya kapsamı ile de işbu durumun sabit olduğunu, ayrıca dava dışı ... . Şirketinin internet sitesinde şirketin ortaklık yapısının %5 ..., %95 ... Tekstil Sanayi A.Ş. olduğunun duyurulduğunu, iş kolları ve ortaklık yapısı aynı olan her iki şirket yetkilisinin de ... olduğunu, bu durumun iki şirket arasındaki organik bağı açıkça gözler önüne serdiğini, davalı şirket aleyhine Kayseri İş Mahkemelerinde birçok işçilik alacağı ve hizmet tespiti davaları açıldığını, iki şirket arasında organik bağın varlığının tespit edildiğini ve bu Mahkeme kararlarının onandığını,

2-Müvekkil ve diğer işçilerin davalı şirket tarafından işe alındığını ancak akabinde davalı şirkete ait olan ve tüm üretimini davalı şirkete yapan dava dışı ... . Şirketine gönderilerek kayıt dışı şekilde çalıştırıldığını,

3-Yine dava dışı ... . Şirketine çalışmaya giden işçilerin davalı şirket nam ve hesabına çalışmak için gittiklerini düşündüklerini, zira hiçbir yurt dışı çalışma tecrübesi, lisanı ve eğitimi olmayan işçilerin hiçbir güvence olmadan Etiyopya'ya çalışmaya gitmesi ve de iş aramasına gerek kalmadan davalı şirket tarafından aynı iş kolunda üretim yapan dava dışı ... . Şirketinde çalışmaya başlamasının hayatın olağan akışı ile bağdaşmadığını,

Davalı şirketin kendi işini yaptırmak adına kayıt dışı şekilde ve yasal yükümlülüklerine aykırı olarak müvekkilinin dava dışı ... . Şirketinde çalıştırıldığını gösterdiğini, Mahkeme kararını kabul etmediklerini beyanla istinaf taleplerinin kabulü ile kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C.Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Sosyal Güvenlik Kurumu ile Etiyopya Sosyal Güvenlik Kurumu arasında herhangi bir anlaşmanın bulunmadığı, davacının davalı ... Tekstil San. A.Ş'de çalışmasının bulunmadığı, yine davalı şirket tarafından geçici görev ile davacı işçinin Etiyopya'ya gönderilmediği, dava dışı MNS isimli şirketin Etiyopya ülkesinde kurulmuş bir şirket olduğu ve kurulduğundan beri bu ülkede faaliyet gösterdiği, Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin son kararları çerçevesinde davacı şirket ile dava dışı MNS isimli şirket arasında organik bağın söz konusu olmadığına ilişkin kararları göz önünü alındığında, davacı vekili tarafından ileri sürülen istinaf sebepleri yerinde görülmeyerek davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V.TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; iş kolları ve ortaklık yapısı aynı olan davalı ... Teknik Teks. San A.Ş. ile dava dışı ... . Şirket yetkilisinin ... olduğu, iki şirketin faaliyet alanlarının aynı olduğunu, aralarında organik bağ olan dava dışı ... . Şirketinin, davalı şirketin işlerini yurt dışında yaptığını, dinlenen tanık beyanlarından gerek işe alım gerekse çalışma sırasında davalı şirket nezdinde çalıştıklarının kabul edilmesi gerektiğini, davacının ve diğer işçilerin davalı şirket tarafından işe alındığını, davalı şirketin kayıt dışı şekilde ve yasal yükümlülüklerine aykırı olarak tüm üretimini davalı şirkete yapan dava dışı ... . Şirketine gönderilerek çalıştırıldıklarını gösterdiğini belirterek temyiz isteminde bulunmuştur.

C.Gerekçe

1.Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, hizmet tespiti istemine ilişkindir.

2.İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369. maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371. maddeleri ile 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun 86. maddesi ilgili hükümlerdir.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup dosyada yer alan tüm bilgi ve belgelerin incelenmesinde verilen hükmün yerinde olduğu anlaşılmakla temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

Üye ...'ın muhalefetine karşı, Başkan ... ve Üyeler ..., ... ve ...'ün oyları ve oy çokluğuyla

07.10.2024 tarihinde karar verildi.

KARŞI OY GEREKÇESİ

1.Çoğunluk ile temel uyuşmazlık, “davalının üstlendiği sözleşme kapsamında yurt dışı anılan ülkenin mevzuatına göre kurduğu ve organik bağ içinde olduğu işyerinde çalışan sigortalının primi de ödenmeyen bu hizmetinin tespitini isteyip istemeyeceği, yabancılık unsuru taşıyan bu uyuşmazlıkta 506 ve 5510 sayılı Kanun'un uygulanıp uygulanmayacağı” noktasında toplanmaktadır.

2.İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonunda “Sosyal Güvenlik Kurumu ile işyerinin bulunduğu Etiyopya Sosyal Güvenlik mercii arasında ikili sosyal güvenlik anlaşmasının bulunmadığı, Kurum ile davalı arasında topluluk sigortası sözleşmesinin bulunmadığı, davacının davalı ... Teknik Tekstil Sanayi Anonim Şirketinde çalışmasının bulunmadığı, yine davalı şirket tarafından geçici görevle Etiyopya'ya gönderilmediği, dava dışı MNS Manufacturing ... Şirketinin Etiyopya Federal Demokratik Cumhuriyetinde kurulmuş bir şirket olduğu ve kurulduğundan beri Etiyopya'da faaliyet gösterdiği, doğrudan yurt dışındaki iş nedeniyle işe alınan Türk işçilerin o ülke mevzuatına tabi olacaklarından davacının 506 sayılı Kanun ve 5510 sayılı Kanun'un 4/1-a maddesi kapsamında sigortalı sayılamayacağı” gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

3.Kararın istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince “davacı şirket ile dava dışı MNS isimli şirket arasında organik bağın söz konusu olmadığına ilişkin kararları göz önünü alındığında" davacı vekili tarafından ileri sürülen istinaf sebepleri yerinde görülmeyerek 6100 sayılı HMK'nın 353/1-b/1 maddesi gereğince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

4.Verilen kararın davacı temyizi üzerine çoğunluk görüşü ile onanmasına karar verilmiştir.

5.Hizmet tespit davası, yalnızca yurt içi hizmetler bakımından değil yurt dışında geçen hizmet sürelerinin tespiti amacı ile de açılabilir. Uygulamada uzun vadeli sigortalı kolları için açılsa da davanın açılacağı sigorta dalları bakımından herhangi bir ayrım yapılmamaktadır (Sözer, ... Nazım: Türk Sosyal Sigortalar Hukuku, 3. Bası, İstanbul 2017 s: 478-479).

6.Yurt dışı işyerinde çalışan işçinin sosyal güvenlik hakkı:

6.1. Sosyal Güvenlik Hakkının niteliği: Anayasa’nın 60. maddesi uyarınca “Herkes, sosyal güvenlik hakkına sahiptir. Devlet, bu güvenliği sağlayacak gerekli tedbirleri alır ve teşkilatı kurar”. Belirtmek gerekir ki Sosyal devlet olmanın bir gereği ve sonucu, sosyal güvenlik hakkının tüm bireylere sağlanması ve güvence altına alınmasıdır. Sosyal güvenlik hakkı vazgeçilmez bir anayasal haktır ve kamu düzenindendir.

6.2. Sosyal devlet; bireylere belirli bir sosyal güvenlik hakkı ve asgari gelir düzeyi öngören, sağlık ve refah hizmetlerinden serbestçe yararlanma ve belirli bir yaşa kadar eğitim olanağı sunan, bir takım sosyal riskleri önleyici tedbirler alan devlet anlayışıdır. Sosyal devlet olmanın bir gereği ve sonucu da, sosyal güvenlik hakkının tüm bireylere sağlanması ve güvence altına alınmasıdır. Dolayısıyla, hukuk kuralı uygulanırken anayasada güvence altına alınan en temel haklardan biri olan sosyal güvenliğin esas ilkelerinden (sosyal güvenliğinin kapsamının ve uygulama alanının kişiler ve riskler açısından genişletilmesi) hareket ederek sigortalı lehine yoruma başvurulması yanlış olmayacaktır. Bu kapsamda, yorum yöntemi seçilirken tek bir yorum yönteminden hareket etmek yerine; bu hukuk dalının genel niteliği ve amacı da göz önüne alınarak yoruma başvurmak daha sağlıklı sonuçlar verecektir. Değişik tarihlerde verilen yargı kararlarına bakıldığında; sigortalı lehine yorum ilkesinin uygulamaya geçirildiği görülmektedir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 1990 yılında verdiği bir kararda (Y.H.G.K 14.2.1990 E. 1989/10-391 K. 1990/83); "Kanunun çok açık olmasına karşın yine de kuşkulu bir durumun varlığı iddia edildiği taktirde şüphenin sigortalının lehine yorumlanacağı ise iş ve sosyal güvenlik hukukunun temel ilkelerindendir" diyerek bunu vurgulamıştır (Prof. Dr. ... ... Barın, Türk Sosyal Güvenlik Hukukunda Sigortalı Lehine Yorum İlkesi. Internatıonal Conference On Eurasıan Economıes 2016 s: 236 vd).

6.3. 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 5/g maddesi uyarınca “Ülkemiz ile sosyal güvenlik sözleşmesi olmayan ülkelerde iş üstlenen işverenlerce yurt dışındaki işyerlerinde çalıştırılmak üzere götürülen Türk işçileri 4. maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı sayılır ve bunlar hakkında kısa vadeli sigorta kolları ile genel sağlık sigortası hükümleri uygulanır. Bu sigortalıların uzun vadeli sigorta kollarına tabi olmak istemeleri halinde, 50. maddenin ikinci fıkrasındaki Türkiye'de yasal olarak ikamet etme şartı ile aynı fıkranın (a) bendinde belirtilen şartlar aranmaksızın haklarında isteğe bağlı sigorta hükümleri uygulanır. Bu kapsamda, isteğe bağlı sigorta hükümlerinden yararlananlardan ayrıca genel sağlık sigortası primi alınmaz. (Ek cümle: 13.02.2011-6111/24 md.) Bu bent kapsamında yurt dışındaki işyerlerinde çalışan sigortalıların, bu sürede ödedikleri isteğe bağlı sigorta primleri 4. maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalılık sayılır”. Madde çok açık olup kamu düzeninden olan ve vazgeçilmez hak olan sosyal güvenlik hakkının, yabancılık unsuru taşıyan iş ilişkilerinde de Türk uyruklu sigortalı açısından korunduğudur. Bu hüküm gereğince Türkiye ile sosyal güvenlik anlaşması olmayan ülkelerde çalışmaya götürülen işçilerin sigortalı sayılacağı tespiti yapılmıştır. Türkiye ile sigortalının çalıştığı ülke arasında sosyal güvenlik sözleşmesi olmayan sigortalının sosyal güvenlik hakkı, hükümde açıklandığı gibi önemli iki unsura bağlanmıştır. Bunlardan birincisi Türk mevzuatına göre kurulmuş işverenin yurt dışında iş üstlenmesi, ikincisi ise bu işverenin sigortalıyı(işçiyi) yurt dışındaki işyerine çalıştırmak üzere götürmesidir.

6.4. Aynı Kanun'un 10. maddesine göre ise “4. maddenin birinci fıkrasının (a) bendinde sayılan sigortalıların işverenleri tarafından geçici görevle yurt dışına gönderilmeleri, (c) bendinde sayılan sigortalıların mevzuatlarında belirtilen usûle uygun olarak yurt dışına gönderilmeleri veya (b) bendinde sayılanların sigortalılığa esas çalışması nedeniyle yurt dışında bulunmaları halinde, bu görevleri yaptıkları sürece, sigortalıların ve işverenlerin sosyal sigortaya ilişkin hak ve yükümlülükleri devam eder”. Bu hükmün 5/g ile ilgisi bulunmamaktadır. Tamamen 4. madde kapsamında zaten işyeri Türkiye içinde olan ve sigortalılığı devam edenleri ifade etmektedir. Burada zaten yabancılık unsuru içeren sözleşmeden de sözedilemez. Oysa yurt dışındaki işyerinde çalışmak üzere sözleşme imzalandığında, bir yabancılık unsuru vardır ve MÖHUK kuralları geçerlidir. Temel ve vazgeçilmez hak olan sosyal güvenlik hakkı, kamu düzenindendir. MÖHUK.’un 5. maddesi uyarınca kamu düzeni olan yabancılık unsurlu uyuşmazlıkta Türk Hukukunun uygulanması gerekir.

7.İş ve Sosyal Güvenlik Hukukunun emredicilik yönü ve işçinin korunması ilkesi uyarınca yabancılık unsuru taşıyan uyuşmazlıklarda Türk vatandaşı olan işçinin kamu düzeni de dikkate alınarak yurt dışına gönderilmesinde gönderen kişi ya da şirketin yurt dışındaki yabancı şirket ile organik bağı delillendirildiğinde Türk İş Hukuku uygulanmakta ve organik bağ içinde olan Türkiye’de kişi veya kişiler işçinin işvereni kabul edilerek sorumlu tutulmaktadır (Y. 9. HD. 22.01.2018 gün ve 2017/28074 E, 2018/916 K).

8.Dosya içeriğine ve Ticaret sicil kayıtlarına göre tekstil işkolunda faaliyet gösteren davalı şirketin 25.12.2012 tarihindeki genel kurul toplantısında ... yönetim kurulu üyeliğine seçilmiş olup 17.12.2018 tarihindeki genel kurul toplantısında ise ... Tekstil Fabrikası Addis Ababa Etiyopya Federal Demokratik Cumhuriyeti adresinde ikamet eden Mahmud Nusrsaçan'ın üyelğinin sona erdirilmesine karar verilmiştir. MNS şirketinin % 95 hissesinin davalı şirkete, % 5 hissesinin de ...'a ait olduğu, ...'ın şirketin genel müdürü olduğu dosyadaki kayıtlardan anlaşılmaktadır. Davacının 02.08.2017-13.07.2019 arası MNS şirketinde çalıştığı da sabittir. Her iki şirketin aynı marka tekstil ürünleri ürettiği, davalı şirketin yönetim kurulu üyesinin aynı ürünü Etiyopya da üretmek üzere fabrika kurduğu ve şirketin Etiyopya mevzuatına göre kurulan şirkete ortak olduğu, davacının da davalı şirket tarafından bu yerde çalıştırılmak üzere gönderildiği, dosyadaki tanık anlatımları ile sabittir.

10.Davalı şirket ile davacının çalıştırılmak üzere gönderildiği yabancı ülkede bulunan ve bu ülke mevzuatına göre kurulan şirket arasında organik bağ bulunmaktadır. Davacıyı bu işyerine gönderen ve işe alan davalı şirkett olup 5510 sayılı Kanun kapsamında işverendir. Çalıştıran davalı işveren olup hizmetin tespitinde davacının hukuki yararı vardır. Kararın bozulması gerekirken, onanması görüşüne katılınmamıştır.