Logo

11. Hukuk Dairesi2023/6635 E. 2024/7686 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı tarafından sözleşmenin haksız feshi nedeniyle davacı tarafından talep edilen cezai şart alacağının tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali talebi.

Gerekçe ve Sonuç: Dosya kapsamına, uygulanması gereken hukuk kurallarına ve 6100 sayılı HMK’nın 369/1. maddesi ile 371. maddelerine aykırılık bulunmaması gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi’nin davacı lehine verdiği karar onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17.Hukuk Dairesi

SAYISI : 2019/2929 Esas, 2023/1593Karar

HÜKÜM : Hükmün kaldırılması

İLK DERECE MAHKEMESİ : İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi

SAYISI : 2017/460 E., 2019/879 K.

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

KARAR

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; taraflar arasında 02.01.2016 tarihinde "Çiftlik Sütü Alım Satım Sözleşmesi" imzalandığını, müvekkilinin süt temini sağlayarak tüm edimlerini yerine getirmesine rağmen davalı tarafça müvekkili şirket yönetim kurulu başkanının tutuklu olması, kendisine ulaşılamıyor olması ve ticari itibarlarının bu nedenle zedeleneceği gerekçesiyle haksız yere sözleşmeyi feshettiğini, müvekkili şirket yönetim kurulu başkanı ...'nın tutuklandığını, ancak 19.11.2016 tarihinde tahliye edildiğini, ... hakkında mahkumiyet kararı bulunmadığını yine şirket hakkında da tedbir ya da el koyma kararı bulunmadığını, bu nedenlere dayanarak yapılan fesih beyanının hukuka aykırı olup haksız fesih hükmünde olduğunu, bu nedenle fesih tarihi olan 14.10.2016 tarihinden geriye dönük bir aylık süre içerisinde davalıya fatura edilen süt bedeli toplamının cezai şart bedeli olarak davalı tarafça ödenmesi gerektiğini belirterek sözleşmenin 9 uncu maddesinin 5 inci fıkrası gereğince hesaplanan 285.888,12 TL cezai şartın tahsili için davalı aleyhine başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali ile takibin devamına icra inkâr tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; taraflar arasında imzalanan sözleşme uyarınca sözleşmenin bir yıllık sürenin sonunda kendiliğinden sona ereceğinin düzenlendiğini, bu süreden sonra da müvekkilinin davalı şirketten süt alımına devam ettiğini, süt bedellerinin davacı firmaya ödendiğini, borcu bulunmadığını, 15.07.2016 tarihinde gerçekleştirilen darbe girişimi sebebiyle davacı şirketin yönetim kurulu başkanının terör örgütüne üye olmak suçundan tutuklanması üzerine şirketin itibarının korunması ve zarar görmemesi için davacı şirketten süt alımının sona erdirilmesine karar verildiğini, İzmir 27. Noterliği'nin 13.10.2016 tarih 20489 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile davacı şirketten süt alınmayacağının bildirildiğini, borcun dayanağı olarak gösterilen 02.01.2016 tarihli sözleşmenin imza altına alınmadığını, davacı tarafın cezai şart adı altında herhangi bir bedel istemesinin mümkün olmadığını, müvekkili şirket tarafından süt alımının gerçekleştirilmemesi hususunda ileri sürülen sebeplerin haklı ve geçerli nitelik taşıdığını, davacı şirket yetkilisi hakkında soruşturmaların halen devam ettiğini, davacı tarafın haksız bir kazanç elde etme gayretinde olduğunu belirterek davanın reddine, davacının kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesince,taraflar arasında 09.03.2015 tarihli ''Çiftlik Sütü Alım-Satım Sözleşmesi''nin imzalandığı, sözleşme süresinin 11.03.2015-11.03.2016 tarihlerini kapsadığı, sözleşmenin bir yıllık süre sonunda kendiliğinden sona ereceğinin düzenlendiği, davalı tarafın kabulünde olduğu üzere, sözleşme süresinin sona ermesinden sonra da, davalının davacı şirketten süt alımına devam ettiği, 09.03.2015 tarihli sözleşmenin incelenmesinde cezai şarta ilişkin bir hüküm bulunmadığının anlaşıldığı, davacının davaya ve icra takibine dayanak yaptığı sözleşmenin ise 02.01.2016 tarihli ''Çiftlik Sütü Alım-Satım Sözleşmesi'' olduğu, sözleşmenin bir suretinin davacı tarafça dosyaya ibraz edildiği, aslının da davalı şirkette olduğunun belirtildiği, davacı tarafça ibraz edilen sözleşmenin 9.5 inci maddesinde cezai şarta ilişkin düzenleme olduğu, bu sözleşmenin davacı tarafça imzalandığı, ancak sözleşmede davalı tarafın imzasının bulunmadığı, davalının 02.01.2016 tarihli sözleşmeyi imzalamadıklarını, taraflar arasında imzalanan tek sözleşmenin 09.03.2015 tarihli sözleşme olduğunu beyan ettiği, bu kapsamda taraflar arasında imzalanan 09.03.2015 tarihli sözleşmede cezai şart olmadığı, davacı tarafça usulüne uygun olarak ispat yükününün yerine getirilemediği kanaatine varıldığı gerekçesiyle davacının davasının reddine, davacının dosyaya yansıyan kötüniyeti ispatlanamadığından davalının kötüniyet tazminat talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince istinaf edilmiştir.

IV. BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI

Bölge Adliye Mahkemesince, taraflar arasında 9.3.2015 tarihli "Çiftlik Sütü Alım-Satım Sözleşmesi" imzalandığı, sözleşmenin bir yıllık sürenin sonunda kendiliğinden sona ereceğinin düzenlendiği, davacı tarafından dosyaya sunulan mail çıktılarından davalının, davacı şirkete 30.11.2015 tarihinde "Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından 2015 yılı içerisinde çıkartılan çiğ sütün sözleşmeli usulde alım satımına ilişkin yönetmelik hükümleri uyarınca tarafınız ile şirketimiz arasındaki 2016 yılı çiğ süt alım satımını düzenlemek üzere hazırlanan çiğ süt alım satım sözleşmesi ekte sunuludur. Yasal mevzuat hükümleri uyarınca hazırlanan bu sözleşmenin imzalanarak tarafımıza iletilmesi konusunda yardımlarınızı önemle rica ederim." içerikli maili gönderdiği, davacı şirketin 15.01.2016 tarihli cevabi maili ile sözleşmenin davacı tarafa gönderildiğinin anlaşıldığı, yine davalı tarafından 01.01.2016 başlangıç ve 31.12.2016 bitiş tarihli sözleşmenin 8.2 inci maddesinde belirlenen fiyatın 01.07.2016-31.12.2016 dönemine ilişkin kısmının revize edildiğine, 12.03.2016 tarihinde imzalanıp 12.03.2016 tarihi itibariyle yürürlüğe gireceğine ilişkin ek protokolün davacıya gönderildiğinin anlaşıldığı, buna göre, taraflarca imzalı 2016 dönemini kapsar çiğ süt alım satımına ilişkin sözleşme sunulmamış olsa da, davacı tarafından sunulan sözleşmenin davalı tarafından davacıya gönderildiğinin ve taraflar arasındaki bu sözleşmenin geçerliliğinin kabulü gerektiği kanaatine varıldığı, davalı tarafından 13.10.2016 tarihli ihtarname ile 14.10.2016 tarihi itibariyle davacıdan süt alımına son vereceklerini ihbaren bildirildiği, davalı tarafından, davacı şirket yetkilisi ...'nın Bursa Cumhuriyet Başsavcılığında yürütülen soruşturma kapsamında tutuklanması, tutukluluk sürecinde kendisine ulaşılamaması, birtakım basına yansıyan haberlerde ...'nın terör örgütü ile bağlantısı olduğu şeklinde kamuoyuna yansıyan paylaşımlar bulunması nedeniyle müvekkili şirketin basiretli bir tacir gibi davranma yükümlülüğünün sonucu olarak davalı ile ticari faaliyetin durdurulduğunu feshin haklı olduğunu ileri sürülmüş ise de, bir tüzel kişiliği bulunan şirket olması, şirket hakkında terör örgütü faaliyetleri kapsamında kapatma ya da devir kararı bulunmaması, salt şirket yetkilisinin tutuklanmış olmasının haklı fesih sayılamayacağı, kaldı ki şirket yetkilisinin kısa süre sonra tahliyesine de karar verildiği hususları birlikte değerlendirildiğinde, feshin haklı fesih olarak kabul edilemeyeceği, taraflar arasındaki 01.01.2016 tarihi itibariyle başlayıp 31.12.2016 tarihinde ihtara gerek olmaksızın kendiliğinden sona ereceği kararlaştırılan sözleşmenin 9/5 inci maddesinde "sözleşmenin haklı bir neden olmaksızın taraflardan biri tarafından süresinden önce sona erdirilmesi halinde sona erdiren taraf, bir önceki ayın toplam süt bedelini diğer tarafa cezai şart olarak öder.. sözleşmenin bu şekilde sona ermesi halinde taraflar birbirlerinden başkaca tazminat vs hak talebinde bulunamaz" düzenlemesine yer verildiği, davacı tarafından, davacıya gönderilen 21.10.2016 tarihli ihtarname ile sözleşmenin fesih tarihi olan 14.10.2016 tarihinden geçmişe dönük 1 aylık sürede müvekkili şirket tarafından, taraflarına fatura edilen süt bedeli toplamı KDV dahil 285.888,12 TL olup, bu cezai şart bedelini ihtarnamenin tebliğinden itibaren 3 gün içerisinde müvekkili şirkete ödemeleri ihtar edildiği, mahkemece SMMM bilirkişiden alınan raporda, fesih tarihin 2019/10 dönem olmasından dolayı, sözleşmenin 9/2 inci maddesi uyarınca 2016 Eylül ayına ait davacı tarafından davalıya keşide edilen faturalar incelenmiş olup, 2019 Eylül ayında davacının davalıya toplam beş adet süt faturası keşide ettiği ve iş bu faturaların dosya içeriğinde sunulu olduğu, davacı tarafından davalıya 295.484 LT süt karşılığında toplam 283.821,25 TL fatura keşide edildiği, dolayısı ile davalının davacıya fesihten dolayı 283.821,25 TL tazminat ödemesi ile 2.939,30 TL işlemiş faiz ödemesi hesaplandığı, zira davacı tarafından dava konusu harca esas değer 285.888,12 TL olduğundan ödemenin de bu tutar ile kısıtlı kalacağı şeklinde görüş bildirildiği, taraflar arasındaki sözleşmenin 9/2 inci maddesi kapsamında sözleşmenin bir önceki ayın toplam süt bedelinin cezai şart olarak ödenmesinin kararlaştırıldığı, hüküm kurmaya veya denetime elverişli bulunan bilirkişi raporundan, bir önceki ay (Eylül ayı) süt bedeli olarak KDV dahil 283.821,25 TL ve 2.939,30 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 285.888,12 TL talep edilebileceğinin bildirildiği, buna göre davanın talep gibi bu miktar üzerinden kabulüne karar vermek gerekirken, yerinde görülmeyen gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi yerinde olmadığı, tacirler arasındaki ürün bedeli üzerinden kararlaştırılan cezai şart alacağının likit ve belirlenebilir olduğu kanaatine varıldığından 2004 sayılı İcra İflas Kanunun 67 nci maddesi uyarınca %20 oranında icra inkâr tazminatına hükmetmek gerektiği gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davalı borçlunun İzmir 15 İcra Müdürlüğü'nün 2017/2803 esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile, takibin; 283.821,28 TL asıl alacak, 2.939,30 TL işlemiş faiz alacağı için iptaline, takibin değişen oranlarda avans faizi ile devamına, asıl alacak olan 285.888,12 TL üzerinden %20 oranında hesaplanan 57.177,62 TL icra inkâr tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, karar davalı vekilince temyiz edilmiştir.

V. TEMYİZ İNCELEMESİ

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, taraflar arasındaki sözleşmeye dayalı haksız fesih nedeniyle cezai şart alacağının tahsili için başlatılan takipte itirazın iptali istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine 6100 sayılı Kanun'un 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi aynı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ve 371 inci maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalının temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372 nci maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, 04.11.2024 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.