"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/341 Esas, 2023/1594 Karar
HÜKÜM : Davanın reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2022/788 E., 2023/3 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
KARAR
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirket ile davalı şirket arasındaki ticari ilişki kapsamında müvekkil şirketin 148,500 ton miktarında PP H031 BF ... isimli ürünü birim fiyatı 1.650,00 USD üzerinden toplamda 245.025,00 USD karşılığında davalı şirkete temin etmesi hususunda anlaştıklarını, belirlenen 245.025,00 USD tutarındaki satış bedeline KDV'nin dahil olmadığını, proforma faturada satış şeklinin CIF/Ambarlı olarak belirtildiğini, CIF satış şeklinde gümrükleme işlemlerinden ve gümrük vergisinden de alıcının yani davalı şirketin sorumlu olduğunu; müvekkili şirketin anlaşma konusu ürünleri temin etmesine rağmen davalı şirketin 29.04.2022 tarihine kadar ürün bedelini ödeyip ürünü teslim almadığını, bu konudaki uyarılara uymadığını, sonra sözleşme konusu ürünün müvekkili şirket tarafından üçüncü kişiye birim fiyatı 1.045,00 USD üzerinden toplamda KDV dahil 155.182,5 USD’ye sattığını; her bir ton ürün için 107,00 USD karşılığı gümrük vergisi olmak üzere 148.500 ton ürün için toplamda 255.894,00 TL gümrük vergisi ile 769.006,00 TL KDV olmak üzere toplam 1.024.900,00 TL ödemek zorunda kalındığını; ürün satış bedeli olarak taraflarca anlaşılmış olan 245.025,00 USD ile ürünün dürüstlük kuralına uygun olarak yeni alıcıya satışından elde edilen KDV dahil 155.182,50 USD arasındaki farka göre hesaplanan 89.842,50 USD tutarındaki zarar ve ürünler için ödenen 255.894,00 TL gümrük vergisi ile 769.006,00 TL tutarında KDV zararları doğduğunu bildirerek, ürün satış bedeli farkı 89.842,50 USD zararın 29.04.2022 tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanunun (3095 sayılı Kanun) 4/a maddesi kapsamında devlet bankalarının Dolar ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı olan dava tarihi itibariyle %3 ve ileride değişen oranlarda işleyecek temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, ürünler için ödenen 255.894,00 TL gümrük vergisi ve 769.006,00 TL KDV olmak üzere toplam 1.024.900,00 TL zararın temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesince, eldeki dava konusu uyuşmazlık ve taraflar arasındaki sözleşmenin feshinden önceki dönem ile ilgili düzenlenen arabuluculuk tutanağı konusu uyuşmazlığın maddi ve hukuki sebeplerinin farklı olması da dikkate alınarak, olayda usul ekonomisi ilkesinin uygulanması ve dava açıldıktan sonra arabuluculuk prosedürünün başlatılması mümkün görülmediği gerekçesiyle karar verilmiş, hüküm davalı vekilince istinaf edilmiştir.
IV. BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Bölge Adliye Mahkemesince, davalının hukuki dinlenilme hakkının ihlal edilmemesine, davalı lehine vekalet ücreti takdir edilecek bir durum bulunmamasına göre davalı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediği gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, karar davalı vekilince temyiz edilmiştir.
V. TEMYİZ İNCELEMESİ
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, satım sözleşmesinin feshi nedeniyle uğranılan müspet zararların (ürün satış bedeli farkı, gümrük vergisi ve KDV'nin) tazmini istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) numaralı alt bendi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalının temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372 nci maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, 06.11.2024 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.