Logo

11. Hukuk Dairesi2023/6665 E. 2024/8288 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı şirketlerden birine satılan inşaat malzemelerine ilişkin fatura alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali davasında, alacağın ödenip ödenmediği, davalılar arasında organik bağ bulunup bulunmadığı ve tüzel kişilik perdesinin aralanıp aralanamayacağı hususları.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının kendi ticari defterlerinde alacağın ödenmiş olarak görünmesine rağmen icra takibi başlatması ve bu çelişkiyi gidermek için sunduğu açıklamaların yetersiz bulunması gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesinin davanın reddine ilişkin kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/609 Esas,2023/1148 Karar

HÜKÜM : Esas Hakkında Yeniden Hüküm Kurulması

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi

SAYISI : 2017/837 E., 2020/826 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

KARAR

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin muhtelif tarihlerde davalı ... şirketine toplam 1.250.000,00 TL tutarında inşaat malzemesi sattığını, davalı şirketin 300.000,00 TL ödediğini, bakiye fatura alacağının tahsili için davalı aleyhine icra takibi başlatıldığını, müteahhitlik firması olan davalının yetkilisi ... ...'nun müvekkilinden satın aldığı inşaat malzemeleri ile inşaa ettiği binalardaki bir kısım taşınmazları düşük bedellerle yine kendisinin kurucusu ve yetkilisi olduğu diğer davalı ... Grossmarket şirketi ve aile fertleri adına devrettiğini, şirketin içini boşalttığını, borçları ödemekten kaçındığını, davalı şirketlerin faaliyet adresleri ve faaliyet alanları farklı gibi gösterilse de her iki şirketin yetkilisinin aynı kişi olması nedeniyle ve satış gibi gösterilen devirler incelendiğinde organik bağın bulunduğunu ileri sürerek itirazın iptaline ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı ... İnş. Tur. San. ve Tic. Ltd. Şti. vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin davaya esas ticari ilişkiden doğan tüm borcunun 1.250.000,00 TL olduğunu, borcun 300.000,00 TL'lik kısmının ödendiğini, takibe konu edilen 950.000,00 TL'lik borcun ayrıca ödendiğini, ödemeye ilişkin evrakların müvekkilinin ofisinden izin ve rızası dışında davacı tarafından alındığını, tüzel kişilik perdesinin kaldırılması teorisinin uygulama koşullarının oluşmadığını, her iki şirketin sadece ortaklarının aynı olduğunu, malların muvazaalı olarak devredilmediğini, muvazaa iddiasının dinlenebilmesi için mal varlığının öncelikle müvekkili şirkete ait olması gerektiğini, bahsi geçen taşınmazların müvekkili şirkete ait olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

2.Davalı ... Grossmarket Gıda İnş. Oto. San.ve Tic. Ltd. Şti. vekili cevap dilekçesinde; müvekkili şirket ile davacı arasında hiçbir ticari ilişkinin bulunmadığını, alacağın kaynağı olarak gösterilen faturaların tamamının davacının ticari ilişki içinde olduğu diğer davalı ... şirketi adına kesildiğini, müvekkili şirketin 15.11.2016 tarihinde ticaret sicile tescil edildiğini, borcun kaynağının 2012-2014 yılları arasındaki ticari ilişkiye dayanılarak kesilen faturalara olduğunu, tüzel kişilik perdesinin kaldırılması teorisinin uygulama koşulları oluşmadığını, muvazaa iddiasının dinlenebilmesi için malvarlığının öncelikle borçlu şirkete ait olmasının gerektiğini, taşınmazların tapularının hiçbir zaman davalı ... şirketi adına olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı şirket tarafından davalı ... şirketine inşaat malzemelerinin satılarak teslim edildiği, mallara karşılık tanzim edilen faturaların davacı şirket tarafından davalıya gönderildiği, davalı tarafından ticari defterlerine kaydedildiği ve BA ve BS formlarıyla vergi dairesine bildirildiği, yapılan tahsilatlar indirildiğinde 946.163,46 TL davalı ... şirketinin davacı şirkete borçlu olduğu, hernekadar davalı ... şirketi davacı şirketten satın aldığı malların bakiye bedelleri için davacı şirketin belirttiği kişilere taşınmazların satılarak devredildiğini ve bedellerinin davacı şirkete verildiğini iddia etmiş ise de tapu kayıtlarının yapılan incelemesinde taşınmazların üçüncü şahıslara satıldığı, bedellerinin nakden alındığı, bedellerin davacıya ödendiğine dair bir ibare bulunmadığı dikkate alındığında davalı şirketin ödemeyi ispatlayamadığı, davalı ... şirketinin defter kayıtlarına göre 946.163,46 TL davacı şirkete borçlu olduğu, davalı ... şirketinin %90 hissedarının ... ... olup bu şahıs tarafından 2016 yılında diğer davalı ... Grossmarket şirketinin kurularak tek ortağı ve müdürü olduğu, her iki şirketin temel işletme konusunun inşaat olduğu, dava dışı ... ...'nun her iki davalı şirkete 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun (6102 sayılı Kanun) 195/5 maddesi kapsamında hakim teşebbüs ve davalı şirketlerin de kardeş/yavru şirketler olduğu, davacının inşaat malzemesi sattığı davalı ... şirketinin inşa ettiği dairelerden 13 tanesini davalı ... Grossmarket'e satarak tapudan devrettiği, ancak bedellerini ödemeyerek dava dışı ... ...'na (her iki şirketin hakim ortağı ve yetkilisi) alacak yazıldığı, bu şekilde davalılar arasında organik bağın mevcut olduğu, davalı ... şirketinin davacıya olan borcundan kurtulmak amacıyla diğer ... Grossmarket şirketini kurarak alacağın tahsilini imkansız hali getirdiği, bu nedenle tüzel kişilik perdesi aralanmak suretiyle davalı ... Grossmarket şirketinin de sorumluluğuna gidilebileceği gerekçesiyle her iki davalı yönünden davanın kısmen kabulü ile 946.163,46 TL asıl alacak yönünden itirazın iptali ile icra inkar tazminatına, davalıların kötü niyet tazminatı taleplerinin şartları oluşmadığından reddine karar verilmiş karar davalılar vekillerince istinaf edilmiştir.

IV. BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile 24.10.2017 tarihinde alacaklı davacı tarafından borçlu davalılar aleyhine faturalara dayalı olarak toplam 950.881,46 TL alacağın tahsili için ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalı borçluların süresinde borca itiraz ettiği, itirazın iptali davasının 2004 sayılı İcra İflas Kanunu'nun (2004 sayılı Kanun) 67.maddesi uyarınca süresinde açıldığı, davacı, davalı ... şirketinden faturalardan kaynaklı bakiye alacağının olduğunu iddia etmiş, davalı ise bakiye borcun davacının gösterdiği kişilere yapılan taşınmaz satışları ile ödendiğini savunduğu, davacının ticari defterleri üzerinde yapılan incelemede takibe konu faturaların davacının ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, hesabın kapatıldığı, alacağın görünmediğinin tespit edildiği, her ne kadar davacı tahsilat bulunmadığını, muhasebecinin sehven borçlu ve alacaklı hesaplarını mahsup ederek hesabı kapattığını ileri sürmüş ise de, hatalı kayıtlar süresinde muhasebe usul ve yöntemince düzeltilmemiş olup bu durumun ilk kez davada ileri sürüldüğü, davacının kendi ticari defterlerindeki aleyhe kayıtların aleyhe delil niteliğinde olması nedeniyle ticari defterlerinde alacak ödenmiş olarak görünmesine rağmen icra takibi başlatması nedeniyle davanın reddine ve süresinde sunulan cevap dilekçesinde kötü niyet tazminatı talep edildiğinden davacı aleyhine kötü niyet tazminatına karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmesi doğru görülmediği gerekçesiyle davalılar vekillerinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına davanın reddine karar verilmiş, karar davacı vekilince temyiz edilmiştir.

V. TEMYİZ İNCELEMESİ

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, faturaya dayalı alacağının tahsili için başlatılan icra takibine karşı itirazın iptali istemine ilişkin olup, davacının davalı ... şirketten bakiye alacağının bulunup bulunmadığı, davalılar arasında organik bağ bulunup bulunmadığı, davalı ... Gross şirketinin borçtan tüzel kişilik perdesinin aralanması teorisi kapsamında borçlu olarak sorumlu tutulup tutulamayacağı noktalarında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 2004 sayılı Kanun'un 67. maddesi

3. Değerlendirme

İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine 6100 sayılı Kanun'un 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi aynı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ve 371 inci maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI.SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz istemlerinin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372 nci maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, 26.11.2024 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.