Logo

11. Hukuk Dairesi2023/6706 E. 2024/7968 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı şirketin marka başvurusunun, davacının tescilli markasıyla benzerlik teşkil edip etmediği ve bu nedenle hükümsüz sayılması gerekip gerekmediği.

Gerekçe ve Sonuç: Dava konusu marka ile davacı markası arasında ortalama tüketici nezdinde karıştırılmaya yol açacak düzeyde görsel ve işitsel benzerlik bulunmadığı, kötü niyetli başvuru yapıldığına dair de delil olmadığı gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1150 Esas, 2023/1141 Karar

HÜKÜM : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/28 E., 2021/110 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

KARAR

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili adına tescilli "..." ibareli tanınmış markanın bulunduğunu, davalı Şirketin ise 2018/99244 sayılı "... ..." ibareli marka başvurusunu yaptığını, başvuruya yapılan itirazın davalı Kurum tarafından reddedildiğini, oysa dava konusu başvuru ile müvekkili markasının ayırt edilemeyecek kadar benzer olduğunu, başvuruda yer alan "..." ibaresinin "..." ibaresinin gerisinde kaldığını, öte yandan "..." ibaresinin Türkçe karşılığının "..." olduğunu, "KARA" ibaresinin ülkemizde olumsuz etki yaratacağı için müvekkilin "KARA" yerine "EFSANE" kelimesini kullandığını, davalının da bu ibareyi başvurusuna konu ettiğini, davalının "..." markasını kullanmadan önce "..." ibaresi yerine "SİHİRLİ GÜNLER" ibaresini kullandığını, "..." ibaresi tüketici nezdinde ayırt edici hale gelince başvuru konusu ibareyi kullanmaya başladığını, müvekkili markasının tanınmış olması nedeniyle de başvurunun reddinin gerektiğini, davalı başvurusunun kötü niyetli olduğunu ileri sürerek, YİDK kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı şirket vekili cevap dilekçesinde; müvekkili başvurusu ile davacı markası arasında benzerlik bulunmadığını, "..." ibaresinin ayırt ediciliğinin düşük olduğunu, TÜRKPATENT sicilinde "EFSANE" ibaresini içeren çok sayıda markanın tescilli bulunduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.

2. Davalı TÜRKPATENT vekili cevap dilekçesinde; kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, dava konusu başvuru ile davacı markası arasında karıştırılmaya yol açacak düzeyde benzerlik bulunmadığını, davacının diğer iddialarının da yerinde olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesince,davalının ".... com ...+Şekil" ibareli marka başvurusu ile davacıya ait "...+Şekil" ibareli marka arasında biçim, düzenleme ve tertip tarzı itibariyle görsel ve sesçil olarak benzerlik bulunmadığı, başvuru ibaresinde yer alan "..." ibaresinin davacı markasından uzaklaşmayı sağladığı, ortalama düzeydeki tüketici kesimi nezdinde başvuru konusu işaret ile davacı markası arasında işletmesel bağlantı olduğu ya da idari ve ekonomik açıdan birbiriyle bağlantılı işletme tarafından piyasaya sunulan markalı mallar/hizmetler algısı da oluşmayacağı, SMK'nın 6/1 maddesindeki koşulların gerçekleşmediği, davalının marka başvurusu dolayısıyla davacıya ait tanınmış olduğu iddia edilen markadan SMK 6/5 kapsamında haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği hususlarının ise kanıtlanmadığı, dava konusu marka açısından kötüniyetli başvuru yapıldığı iddiasının da ispat edilmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince istinaf edilmiştir.

IV. BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI

Bölge Adliye Mahkemesince, mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, dava konusu başvuru ile davacının itirazına mesnet markası arasında emtia benzerliği şartının gerçekleştiği, bununla birlikte marka işaretleri arasında biçim, düzenleme ve tertip tarzı itibariyle görsel, sesçil ve anlamsal olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunmadığı, ortalama tüketici nezdinde, İngilizce’de “Black Friday” olarak bilinen indirim gününün karşılığı olarak algılanacağı, itiraza mesnet "..." markasının da davalıya ait markaya benzemediği, öte yandan taraf markaları arasında benzerlik bulunmadığından tanımışlığın somut uyuşmazlığa bir etkisinin bulunmadığı, başvurunun kötüniyetle yapıldığının da kanıtlanamadığı gerekçesiyle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, karar davacı vekilince temyiz edilmiştir.

V. TEMYİZ İNCELEMESİ

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, YİDK kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü istemlerine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri,6769 sayılı Kanun ’un 6 ıncı maddesinin birinci ve beşinci fıkrası

3. Değerlendirme

Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) numaralı alt bendi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz istemlerinin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372 nci maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, 18.11.2024 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.