"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1149 Esas, 2023/1134 Karar
HÜKÜM : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 4. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/109 E., 2021/162 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
KARAR
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin tanınmış "..." markası ve "..." internet adresinin ve "..." ibareli markanın sahibi olduğunu, davalı şirketin "... " ibareli marka başvurusuna yaptıkları itirazın davalı kurum Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulunun (YİDK) kararıyla nihai olarak reddedildiğini, oysa dava konusu başvurunun müvekkilinin markasına ayırt edilemeyecek kadar benzediğini, "..." ibaresinin müvekkili tarafından "..." olarak kullanıldığını, bu indirim döneminin başka firmalarca da kullanıldığını ancak hiçbirinin müvekkilinin markasıyla aynı/benzer olmadığını, başvurunun iltibasa sebebiyet vereceğini, "EFSANE" ibaresinin müvekkili ile özdeşleştiğini ve bu indirim dönemi için bu ibarenin kullanımının da zorunlu olmadığını, başvurunun müvekkilinin markasının ayırt ediciliğini zedeleyeceğini, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu'nun (6769 sayılı Kanun) 6 ncı maddesinin beşinci fıkrası uyarınca tescil engeli bulunduğunu, başvurunun tesadüfen seçilmediğini ve kötüniyetle yapıldığını, aynı zamanda haksız rekabet teşkil ettiğini ileri sürerek YİDK'in 2020-M-400 sayılı kararının iptaline ve tescil eşlemleri tamamlanmışsa dava konusu markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1-Davalı şirket vekili cevap dilekçesinde; müvekkilin "..." adıyla bilinen ve tanınan mağazalar zinciri ve bayilikleri bulunduğunu, taraf markaların ve kapsamlarındaki sınıfların benzer olmadığını, "..." ibareli çok sayıda markanın tescilli olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
2-Davalı TÜRKPATENT vekili cevap dilekçesinde; müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesince, dava konusu taraf markaları kapsamındaki mal ve hizmetlerin aynı/aynı tür olduğu, davalının "EFSANE HAFTA+şekil" ibareli marka başvurusu ile davacıya ait "...+şekil" ibareli tescilli markası arasında biçim, düzenleme ve tertip tarzı itibariyle görsel, sesçil ve anlamsal olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunmadığı, her iki markada ortak olarak "efsane" ibaresi yer alsa da bu ibarenin yaygın olarak kullanıldığı gibi markaların bütünsel açıdan karşılaştırıldığı, işin uzmanı yahut dikkatli kişilerden oluşmayan, makûl düzeyde bilgilendirilmiş, mesnet marka ve başvuru konusu işareti aynı anda görüp detaylarını karşılaştırma olanağı bulunmayan, daha önce görüp yararlandığı markanın aşağı yukarı net anısının tesirinde olan ortalama düzeydeki alıcı kitlesinin, yargılama konusu mallar/hizmetler için ayırdığı satın alma veya faydalanma süresi içinde, davalının "EFSANE HAFTA+şekil" ibareli marka başvurusunu gördüğünde derhal ve hiç düşünmeden davacının "...+şekil" ibareli tescilli markasından farklı bir marka olduğunu algılayabileceği, markalar arasında yanılgı yaşamayacağı, ortalama düzeydeki tüketici kesimi tarafından başvuru konusu işaret ile davacının tescilli markaları arasında işletmesel bağlantı olduğu ya da idari ve ekonomik açıdan birbiriyle bağlantılı işletme tarafından piyasaya sunulan markalı mallar/hizmetler algısının da oluşmayacağı, taraf marka işaretleri benzemediğinden 6769 sayılı Kanun'un 6 ncı maddesinin birinci fıkrasındaki iltibasın bulunmadığı, kötüniyetli başvuru yapıldığı veya haksız rekabet oluşturulduğu iddiasının da kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince istinaf edilmiştir.
IV. BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Bölge Adliye Mahkemesince, mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, karar davacı vekilince temyiz edilmiştir.
V. TEMYİZ İNCELEMESİ
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, YİDK kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü istemlerine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2.6769 sayılı Kanun'un 6 ncı maddesinin birinci ve beşinci fıkraları.
3. Değerlendirme
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) numaralı alt bendi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372 nci maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, 26.11.2024 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.