Logo

11. Hukuk Dairesi2023/6714 E. 2024/8126 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Tasarıma tecavüz ve haksız rekabetin tespiti ve önlenmesi davası ile karşı dava olarak açılan tasarım hükümsüzlüğü davasına ilişkin istinaf incelemesinde, karşı davaya yönelik istinaf talebi olmamasına rağmen Bölge Adliye Mahkemesi'nin karşı davada da hüküm kurmasının doğru olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Karşı davada tüm talepleri kabul edilen tarafın karşı davaya yönelik bir istinaf istemi olmadığından ve karşı davalının da karşı davaya yönelik katılma yoluyla istinaf hakkı bulunmadığından, Bölge Adliye Mahkemesi'nin karşı davada verilen kesinleşmiş hükmü kaldırarak yeniden hüküm kurmasının usule aykırı olduğu gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1690 Esas, 2023/1272 Karar

HÜKÜM : Kısmen kabul

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2019/222 E., 2021/165 K.

Taraflar arasındaki asıl davadaki tasarıma tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti, önlenmesi davası ile karşı davadaki tasarım hükümsüzlüğü davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kısmen kabulüne, karşı davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı-karşı davacılar vekili ile katılma yoluyla davacı- karşı davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı-karşı davacılar vekilinin istinaf taleplerinin reddine, davacı-karşı davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle asıl ve karşı davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-karşı davacılar vekili ile katılma yoluyla davacı-karşı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

KARAR

I. ASIL DAVA, KARŞI DAVAYA CEVAP

Asıl davada davacı vekili dava dilekçesinde; davacının “...” markası ve tasarımlarının 125 yıllık emek ve çaba ile yurt içi ve yurt dışında yüksek tanınmışlık düzeyine ulaştığını, “...” marka ve tasarımlarının tüketiciler nezdinde müvekkili ile özdeşleştiğini, davalıların “1881” ibareli tescilsiz markaları ile kolonya üretip sattıklarını, bu kolonyaların şişe ve ambalaj tasarımlarının müvekkilinin tescilli tasarımlarına tecavüz ve haksız rekabet teşkil edecek nitelikte ayırt edilemeyecek kadar benzerlik gösterdiğini, davalıların müvekkilinin ambalaj tasarımını baz alarak genel izlenim itibariyle anlaşılamayacak mikro oranda renk tonu farklılığıyla kullanmasının kabul edilemeyeceğini, kötü niyetli davalıların müvekkilinin tanınmışlığından yararlanmayı amaçladıklarını, kolonya şişelerinde seçenek özgürlüğünün çok olduğunu, müvekkilinin internet sitesi ile davalıların internet sitesi incelendiğinde ürünlerin tasarımı, ürün gamı, slogan ve isimleri, etiketleri, web sitesi tasarımı, ürün içeriği (formül), ambalaj ve şişe tasarımları da dahil olmak üzere bir bütün olarak konsept ve içeriğin de ayniyet derecesinde benzerlik taşıdığını ve haksız rekabet oluşturduğunu, davalıların markalarını seçerken dahi müvekkilinin tarihi bir gerçekliğe dayanan konseptini kötü niyetle, haksız kazanç amaçlı taklit ettiğini, davalıların markasının hiçbir şekilde 1881 yılına uzanmadığını, davalı şirketin kurucularından birinin müvekkilinin eski satış müdürü olduğunu ileri sürerek tasarım haklarına karşı davalıların tecavüz eylemlerinin tespitini, davalıların, müvekkilinin tasarımlarına karşı tecavüz eylemlerinin önlenmesini, haksız rekabetin tespiti ile önlenmesini, kararın ilanını talep etmiş, karşı davaya cevap dilekçesinde; söz konusu tasarımların yıllardan beri müvekkilince kesintisiz kullanıldığını, tasarımların kamuya sunulduğu tarih itibariyle yenilik kriterini yerine getirdiğini, karşı davanın hakkın kötüye kullanımı niteliği taşıdığını, uzun süre sessiz kalan karşı davacıların hükümsüzlük isteme haklarını kaybettiklerini, verilen tasarım örnekleri ile müvekkili tasarımları arasında kayda değer benzerlik bulunmadığını savunarak karşı davanın reddini istemiştir.

II.ASIL DAVAYA CEVAP, KARŞI DAVA

Asıl davada davalı vekili cevap dilekçesinde; tarafların kolonya şişeleri ile ambalajların farklılık arzettiğini, farklı markalar kullanıldığını, anılan şişelerin sektörde pek çok firma tarafından kullanıma sunulduğunu, konseptin taklit edildiği iddiasının gerçeği yansıtmadığını, renk kullanımlarının davacının tekeline bırakılamayacağını savunarak asıl davanın reddini istemiş, karşı davada karşı dava dilekçesinde; asıl dava davacısının asıl davaya dayanak 2012/04644 ve 2012/06835 sayılı tasarım tescillerinin yenilik ve ayırt edicilik kriterini sağlamadığını, bu tasarımları başvuru tarihinden bir yıldan önceki bir tarihte kamuya sunduğunu, 2012/06835 sayılı şişe tasarımının 2012/04644-1 sayılı şişe tasarımı ile aynılık taşıdığını, yine anılan tasarımların yurt dışı tasarımları karşısında ayırt edicilik vasfını sağlamadığını ileri sürerek karşı davalının tasarım tescillerinin hükümsüzlüğünü talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesince, asıl davada davacının tasarım hakkına tecavüzün tespiti ve durdurulmasını da istediği, bilirkişi raporlarında davacının dayanak tasarımlarının hükümsüzlük koşulları bulunduğunun anlaşıldığı, davacı karşı davalının 2012/04644-2 ve 3 numaralı tasarımının, 2012/04644-1 ve 2012/06835-1 numaralı tasarımlarının genel görüntü olarak tescillerinin, yani etiketlenmemiş hali ile tasarımların hükümsüzlük koşullarının oluştuğu, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun (6769 sayılı Kanun) 79 uncu maddesinin birinci fıkrası düzenlemesine göre tasarımın hükümsüzlüğüne ilişkin kararın geçmişe etkili olacağı, tasarıma sağlanan korumanın hiç doğmamış sayılacağı, bizzat karşı davalının ikrarıyla başvuru tarihinden önce yıllardır piyasada satışa konu edilmesinden dolayı yenilik ve ayırt edicilik kriterlerine haiz olmadığının anlaşıldığı, asıl davada davacının etiketlenmemiş tasarım tesciline tecavüz iddialarının yerinde görülmediği, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (6102 sayılı Kanun) 54 üncü maddesinin haksız rekabetin tanımlanmasında dürüstlük kuralını temel kriter gördüğü, bir eylemin haksız rekabet olup olmadığının belirlenmesindeki, o eylemin dürüstlük kuralı ile örtüşüp örtüşmediğine bakılması gerektiği, son alınan bilirkişi raporunda davacı- karşı davalının “...”, “ICE” ambalaj ve etiketli şişe tasarımına davalı- karşı davacının “...” ve “...” ibareli ürünler yolu ile teknik zorunluluk olmadığı halde tüketiciler nezdinde aldanma ve karışıklık oluşturacak şekilde ürünleri piyasaya sürdüğü hususunun belirlendiği, bu ürünler açısından haksız rekabet iddiasının yerinde görüldüğü, ancak davacı- karşı davalının “MANDARİNE” şişe, ambalaj ve etiketli tasarım kullanımlarının karıştırma ve haksız rekabet oluşturmadığı, ikinci ve üçüncü bilirkişi raporlarında da eylemin haksız rekabet olduğunun tespit edildiği, asıl dava davalısının, davacının malları, iş ürünleri ile karıştırılmaya yol açacak şekilde ürünler üzerinde kullandığı görsellerin haksız yere karıştırılmaya sebep olacağı, davacı- karşı davalının “...”, “Ice” ibareli ambalaj tasarımına ve etiketli şişe tasarımına davalı- karşı davacı tarafından ortalama tüketicinin karıştıracağı kadar benzer nitelikte mavi renkler, ürün adı, logo ve yazıların benzer yerleşimde ve siyah olarak yazılması, ürün adı ve logolarının grafik öğelerinin renk ve yerleşimlerinin benzer olması, benzer nitelikte buz görseli kullanılması, herhangi bir teknik zorunluluktan kaynaklanmayan benzerlik oluşturulması karşısında davalı eyleminin haksız olduğunun anlaşıldığı, davalı- karşı davacının “Meditarranee” ambalaj ve şişe etiket tasarımı ve yine şişe tasarımı yönünden benzer ambalaj ve şişe etiket renkleri, tasarım görselleri, ornament ve işlemelerin negatif alan olarak beyaz renkte bırakılması, logonun ürün adının beyaz olarak yazıması, iç bükey klasik tarzda çerçeve kullanılması nedeniyle tamamen farklı bir görsel tasarım oluşturulduğundan haksız rekabet incelemesinde ortalama tüketici gözüyle karıştırma ihtimali meydana gelmeyeceği, birinci ve ikinci bilirkişi heyeti raporlarında 2012/04644-1, 2 ve 3 numaralı ve 2012/06835-1 numaralı tasarımların tamamının hükümsüzlük koşullarının bulunduğunun belirtildiği, son raporda ise 2012/04644-1 ile 3 numaralı ve 2012/06835-1 numaralı tasarımların hükümsüzlük koşullarının oluştuğu, ancak 2012/04644-2 numaralı tasarımın yeni ve ayırt edici nitelik taşıdığının bildirildiği, ancak raporun son bölümünde maddi hata yapıldığı, 2012/04644-2 numaralı tasarım yönünden de hükümsüzlük koşullarının oluştuğunun birinci ve ikinci bilirkişi raporları kapsamı ile sabit olduğundan son rapordaki ayrık görüşün sonuca etkili görülmediği, karşı dava yönünden hükümsüzlüğe dayanak birinci ve ikinci bilirkişi raporlarında belirlenen tespitler, özellikle internet sayfaları ve kamuya sunulma tarihlerinin görselleri ile kıyaslanarak denetime uygun görüldüğü, tüm tasarımların hükümsüzlüğüne karar verildiği gerekçesiyle asıl davanın kısmen kabulüne, karşı davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı- karşı davacılar vekili ile katılma yoluyla davacı- karşı davacı vekilince istinaf edilmiştir.

IV. BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI

Bölge Adliye Mahkemesince, davalı- karşı davacı tarafça dosyaya sunulan yenilik kırıcı delillerin bilirkişiler tarafından incelenmesi sonucunda davacı- karşı davalıya ait 2012/04644 numaralı tasarımın 1 ve 3 numaralı tasarımı ile 2012/06835 tescil numaralı tasarımın tescil tarihlerinden çok önce davacı- karşı davalı tarafça kamuya sunuldukları, bu kullanımların 6769 sayılı Kanun’un 57 nci maddesinin ikinci fıkrasında belirtilen 12 aylık süreden daha eski tarihli oldukları, bu nedenle bu tasarımların yenilik taşımadıkları, ancak davacı- karşı davalıya ait 2012/04644-2 numaralı tasarımının şişe tasarımı değil ürün kutusu olduğu, kutu üzerindeki unsurlarla birlikte tescil edildiği, bu nedenle tasarımın tescilli olduğu haliyle bir bütün olarak ele alınması gerektiği, ürün kutusunun üzerindeki unsurlarla birlikte tescil başvuru tarihinden önce kamuya sunulduğuna dair dosya içerisinde bir delil bulunmadığı, bu tasarımın yeni olmadığına dair görüş bildirilen bilirkişi raporlarının içeriğinde de bu görüşü destekleyecek veya kanıtlayacak bir bilgi ve gerekçeye rastlanmadığı, alınan 20.01.2021 tarihli bilirkişi raporunda da belirtildiği gibi bu tasarımın yenilik özelliğini taşıdığı, bu nedenle davacı- karşı davalının 2012/04644-2 numaralı tasarımla ilgili istinaf talebinin yerinde olduğu, alınan tüm bilirkişi raporları ile davacı- karşı davalıya ait “... MANDARİNE” ürünü ile davalı- karşı davacılara ait “1818 MEDİTERANNE” ürünlerinin ambalaj tasarımlarının benzer olmadıklarının tespit edildiği, davacı-karşı davalıya ait 2012/04644 tescil numaralı tasarımın 1 ve 3 numaralı tasarımı ile 2012/06835 numaralı tasarım hükümsüz olduğundan ve hükümsüzlük ilk tescil tarihinden itibaren hüküm ifade edeceğinden davacı- karşı davalı lehine bir koruma sağalamayacakları, yenilik özelliği mevcut olan 2012/04644 numaralı tasarımın 2 numaralı tasarımının koruma kapsamında kalan bir tasarımın ise davalı- karşı davacılar tarafından kullanılmadığı, bu nedenle asıl davada tasarım hakkına tecavüzün tespiti ve önlenmesi davasının reddi kararının yerinde görüldüğü, ancak 2012/04644 numaralı tasarımın 2 numaralı tasarımıyla ilgili İlk Derece Mahkemesinin gerekçesinin yerinde olmadığı, bu nedenle bu tasarımla ilgili verilen karar sonuç olarak doğru olduğundan davacı- karşı davalının istinaf talebinin kısmen kabul edilerek gerekçenin düzeltildiği, asıl davada 2012/04644 numaralı tasarımın 2 numaralı tasarımına davalı- karşı davacıların herhangi bir tecavüzleri bulunmadığından bu tasarımla ilgili açılan tasarım haklarına tecavüzün tespiti ve önlenmesi davasının değişik gerekçeyle reddine karar verildiği, alınan bilirkişi raporları ve dosyada mevcut ambalaj görselleri ile “... ...” marka ürün kutusu ile davalı- karşı davacı tarafa ait “1881 ...” ürün kutu tasarımlarının karşılaştırıldığı, davacı-karşı davalının kutusunda turkuaza yakın mavi renk düz zemin kullanıldığı, ürün adı, logo ve yazıların siyah olarak yazıldığı, dikkat çekici unsur olarak dış bükey radyuslu çerçeve kullanıldığı, davalı- karşı davacının kutusunda ise maviden laciverte doğru geçişli (gradient) zemin kullanıldığı, ornament ve işlemelerin negatif alan olarak beyaz renkte bırakıldığı, logonun ürün adının beyaz olarak yazıldığı, iç bükey klasik tarzda çerçeve kullanıldığı, tasarımcının seçenek özgürlüğü kapsamında yapılan değerlendirme sonucunda davacı- karşı davalının “...” markalı ürün ambalaj tasarımları ile davalı- karşı davacıların “1881” markalı ürün ambalaj tasarımlarının bilgilenmiş kullanıcı üzerindeki genel izlenimde belirgin farklılıklar bulunduğu, bu sebep ile farklı olarak algılandıkları sonucuna varılmış ise de, işbu incelemenin tasarım hukuku ve 6769 sayılı Kanun gereği yapıldığı, bilgilenmiş kullanıcının haksız rekabette aranan ortalama kullanıcıya göre sektör ve ürün tasarımları ile daha bilgili, teknolojinin son güncel halini bilen bir farazi kişi olduğu, davalı- karşı davacıların, davacı- karşı davalının piyasada tanınan bir ürün olan, dağıtım ağı geniş, ortalama tüketici tarafından tanınan, uzun yıllardır piyasada kalitesi ve kokusu ile tanınan “...” ürününün şişe, etiket ve ambalaj tasarımlarına ortalama kullanıcı gözünden benzer nitelikte “mavi renk, aynı isim, alt taraftaki görsel su şekli” gibi unsurlarla benzerlik ve karıştırma ihtimali oluşturarak “...” markasının bu tasarım ve ürün yönünden davacı ürün ambalajlarının sağladığı güven, kalite ve tüketici eğilimlerini oluşturma gücünden haksız şekilde yararlanma amacını taşıdıkları ve eylemin 6102 sayılı Kanun’un 56 ve 57 nci maddelerinde öngörülen haksız rekabet niteliği taşıdığı, davacı- karşı davalının “... Ice” ibareli ambalaj tasarımına ve etiketli şişe tasarımı ile ortalama tüketicide karıştırılma oluşturacak kadar benzer şekilde, davalının “...” ambalaj ve şişe etiket tasarımında benzer nitelikte mavi renklerin kullanılması, ürün adı, logo ve yazıların benzer yerleşimde ve siyah olarak yazılması, ürün adı ve logolarının grafik öğelerin renk ve yerleşimlerinin benzer olması, benzer nitelikte buz görseli kullanılması, herhangi bir teknik zorunluluktan kaynaklanmayan benzerlik oluşturulması, davalı- karşı davacıların davacı- karşı davalının ününden faydalanmak maksadıyla bilinçli olarak tüketici nezdinde karıştırma ve benzerlik oluşturularak haksız rekabet ettiği sonucuna varıldığı gerekçesiyle asıl davada davalı- karşı davacıların yerinde görülmeyen istinaf taleplerinin esastan reddine, davacı- karşı davalı vekilinin istinaf isteminin kısmen kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, asıl davada tescilli tasarımlara yönelik tecavüz talepleri yönünden; davacı- karşı davalının 2012/04644-3 numaralı tasarımın hükümsüzlük koşulları oluştuğundan, tasarım hükümsüz sayıldığında geçmişe de etkili olacağından bu tescilli tasarımlara yönelik tecavüzün tespiti önlenmesi taleplerinin reddine, davacı- karşı davalının 2012/04644-1 ve 2012/06835-1 numaralı şişe tasarımlarının genel görüntü olarak tescillerinin (yani etiketlenmemiş hali ile tasarımların hükümsüzlük koşulları oluştuğundan) tasarım hükümsüz sayıldığında geçmişe de etkili olacağından bu tescilli tasarımlara yönelik tecavüzün tespiti, önlenmesi taleplerinin reddine, davalı- karşı davacıların “1881 mediterranee” isimli ürünün ambalaj tasarımı davacı- karşı davalı adına tescilli 2012-04644/2 numaralı tasarımın koruma kapsamında olmadığından bu tasarımla ilgili davanın reddine, asıl davada haksız rekabet yönünden; davalı- karşı davacının ürünlerin pazarlaması ve muhafazasında ve etiketlenmesinde kullandığı materyaller yönünden haksız rekabete dayalı taleplerin kısmen kabulü ile haksız rekabetin tespitine, önlenmesine, sonuçlarının ortadan kaldırılmasına, davacı- karşı davalının “mandarine” şişe, ambalaj ve etiketli tasarım kullanımlarıyla ilgili bu ürüne yönelik haksız rekabet taleplerinin reddine, karşı davada; davacı- karşı davalı vekilinin istinaf isteminin kısmen kabulüne, davacı- karşı davalı adına tescilli 2012/04644-2 numaralı tasarımın hükümsüzlüğü için açılan davanın reddine, davalı adına 2012/04644-1 ve 3 numaralı tasarım ile 2012/06835-1 numaralı endüstriyel tasarım tescillerinin hükümsüzlüğüne, sicilden terkinine karar verilmiş, karar davalı- karşı davacılar vekili ile katılma yoluyla davacı- karşı davalı vekilince temyiz edilmiştir.

V. TEMYİZ İNCELEMESİ

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Asıl dava, tasarıma tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti önlenmesi, karşı dava tasarım hükümsüzlüğüne ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2.6769 sayılı Kanun'un 56 ncı maddesi, 57 nci maddesinin ikinci fıkrası, 59 uncu maddesinin ikinci fıkrası, 77, 78 ve 79 uncu maddeleri ile 149 uncu maddesi.

3.6102 sayılı Kanun'un 54 üncü maddesi, 55 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin dördüncü alt bendi, 56 ncı maddesi.

3. Değerlendirme

1.İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine 6100 sayılı Kanun'un 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi aynı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ve 371 inci maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre davacı- karşı davalı vekilinin tüm, davalı- karşı davacılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekir.

2.Asıl dava, tasarıma tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti, önlenmesi, karşı dava tasarım hükümsüzlüğüne ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince asıl dava kısmen kabul edilmiş, karşı davada ise dava konusu edilen tüm tasarımların hükümsüzlüğüne karar verilmiştir. Davalı- karşı davacılar vekili karara karşı sadece asıl davada verilen hükme yönelik istinaf başvurusunda bulunmuş ve kararın, asıl davadaki haksız rekabet yönünden kısmen kabulüne ilişkin kısmının kaldırılmasını istemiştir. Davacı- karşı davalı vekili ise açıkça katılma yoluyla istinaf başvurusunda bulunduklarını belirterek katılma yoluyla istinaf taleplerinin kabulünü, İlk Derece Mahkemesi tarafından verilen kararın müvekkili aleyhine olan kısımlar yönünden kaldırılmasını, karşı davanın reddini talep etmiştir. Karşı davada tüm talepleri kabul edilen karşı davacıların karşı davaya yönelik bir istinaf istemi olmadığından karşı davalının da karşı davaya yönelik katılma yoluyla istinaf hakkı bulunmamaktadır. Bu bakımdan Bölge Adliye Mahkemesince karşı davada verilen hükmün kesinleştiği nazara alınmadan karşı davada verilen hükmün kaldırılarak yeniden hüküm tesisi suretiyle karşı davanın kısmen kabulü doğru olmamış, kararın bu yönden karşı davacılar yararına bozulmasını gerektirmiştir.

VI. SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı- karşı davalı vekilinin tüm, davalı- karşı davacılar vekilinin diğer temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle karşı davacının temyiz itirazlarının kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA, 6100 sayılı Kanun'un 373 üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesi'ne gönderilmesine, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlerden davacı-k.davalıya yükletilmesine, peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde davalı-k.davacılara iadesine, 20.11.2024 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.