"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2023/122 Esas, 2023/348 Karar
HÜKÜM : Asıl davanın kısmen kabulü, birleşen davanın kabulü
BİRLEŞEN DAVA : Kırıkkale 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/986 E. sayılı dosyası
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda Mahkemece asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı, asıl ve birleşen davalarda davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Asıl davada davacı ... vekili dava dilekçesinde; davalının davacıya karşı Kırıkkale 2. İcra Müdürlüğünün 2012/2291 sayılı dosyasında 42.000,00 TL bedelli senede ve Kırıkkale 3. İcra Müdürlüğünün 2012/2000 sayılı dosyasında 62.000,00 TL bedelli senede dayalı takip yaptığını, davalının ödünç para verme yasasına muhalefet ve tefecilik suçlaması ile Kırıkkale 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 2012/115 E. sayılı dosyasında yargılandığını, davalıya 10.000,00 TL’lik tarihsiz ve 40.000,00 TL’lik 23.07.2007 tarihli makbuzlar ile 22.01.2008 tarihli protokolle sabit 30.000,00 TL ödendiğini ileri sürerek Kırıkkale 2. İcra Müdürlüğünün 2012/2291 sayılı dosyasındaki borcun 23.07.2007 tarihli makbuza göre 40.000,00 TL'lik kısmının 23.07.2007 tarihi itibariyle ödendiğinin 22.01.2008 tarihli protokol nedeniyle 30.000,00 TL'lik harici ödemeden bu dosyaya isabet eden 15.000,00 TL'nin 22.01.2008 tarihi itibariyle ödendiğinin, kalan 15.000,00 TL’nin Kırıkkale 3. İcra Müdürlüğünün 2012/2000 dosyasına 22.01.2008 tarihi itibariyle ödendiğinin ve son olarak tarihsiz 10.000,00 TL'lik makbuz ve Kırıkkale 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 31.05.2012 tarihli tutanağına istinaden 10.000,00 TL'nin 22.01.2008 tarihi itibariyle ödendiğinin tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
2.Birleşen davada davacı ... vekili dava dilekçesinde; davalı ... tarafından müvekkili aleyhine Kırıkkale 3. İcra Müdürlüğünün 2012/2000 sayılı dosyasından icra takibi başlatıldığını, söz konusu icra takibine konu senedin diğer senetler gibi tefecilik ürünü olduğunu ve bedelsiz kaldığını, müvekkilinin ekonomik sıkıntıları nedeniyle davalıdan ilk başta 7.000,00 TL borç almasına karşılık davalının daha sonra yüksek meblağlı senetler düzenleyerek müvekkilinden senetler aldığını, müvekkilinin fazladan ödeme yapmasına rağmen davalının senetleri geri vermek yerine önce 42.000,00 TL’lik ve sonrasında da 62.000,00 TL'lik senetler düzenlettirdiğini, senetlerin daha önce ödenmiş borçlara karşılık olmasına karşın davalının ilgili senetleri işleme koyduğunu, icra takibinden sonra davalıya 23.07.2007 tarihinde 40.000,00 TL ve 10.000,00 TL olmak üzere toplam 50.000,00 TL ödeme yapıldığını ileri sürerek Kırıkkale 3. İcra Müdürlüğünün 2012/2000 E. sayılı dosyasına konu senet ile ilgili olarak borçlu olmadığının tespitine, borçlu olmadığı halde icra dosyasına mahsuben ödemiş olduğu 50.000,00 TL'nin davalıdan tahsiline ve davalının kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Asıl ve birleşen davalarda davalı vekili; davacıların senede karşı senetle ispat yükümlülüğü altında olduğunu, dava dilekçesi ekinde sunulan yazılı belgelerin başka bir borcun ödenmesi nedeniyle ...'e müvekkilince verildiğini, 50.000,00 TL'lik ödemenin ... tarafından yapıldığını, ancak kalan borcun ... ... tarafından ödenmemesi üzerine ...'ın kefil olması ile 42.000,00 TL ve 62.000,00 TL tutarlı iki adet senet tanzim edildiğini, yapılan bu ödemenin icra dosyasına mahsuben yapıldığına dair hiçbir kayıt bulunmadığını, ceza davasının kesinleşmediğini savunarak asıl ve birleşen davaların reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. MAHKEME KARARLARI, BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Mahkemece Verilen Karar
Mahkemece 26.05.2021 tarih, 2019/79 E. ve 2021/92 K. sayılı kararı ile asıl dava yönünden, davacı tarafça senetlerin geçerliliğinin kabul edildiği ancak ödemeye dayalı borçlu olmadığının tespitinin talep edilmiş olması nedeniyle bu davacı için yapılan ödemelerin değerlendirildiği, alacak miktarı dikkate alındığında ödemelerin ancak yazılı belge ile ispat edilebileceği, tanık beyanları ve davalının ikrarları doğrultusunda davalıdan sadır olmuş belgelerin yazılı delil başlangıcı sayılarak bir kısım ödemenin yapıldığının davacı tarafça ispat edildiği, 23.07.2007 tarihli, "... ve ...'den alacağıma mahsuben 40.000,00 TL aldım," bila tarihli "... ve ... adına olan 2 senetten 10.000,00 TL aldım" yazılarına istinaden ödeme yapıldığının anlaşıldığı, davalı da cevap dilekçesinde 50.000,00 TL ödeme yapıldığını ikrar etmiş ancak ödemelerin başka senetlere dayalı borçlara istinaden yapıldığını savunmuşsa da davaya konu senetlerin 29.08.2006 ve 19.07.2006 düzenlenme tarihli olmaları nedeniyle Yargıtay içtihatları gereğince bononun düzenlenme tarihinden sonraki ödemelerin önceki tarihli ödemelere ilişkin olarak yapıldığının alacaklı tarafından ispatının gerekeceği, davalının 23.07.2007 tarihli ödemeye ilişkin ispata elverişli delil ibraz edemediği, açıkça yemin deliline de dayanmadığından bu hususun hatırlatılmadığı, 10.000,00 TL'lik ödeme yönünden ise tanık ...'in elden getirdiği ödeme olduğunun davalının da kabulünde olduğu ve davalının tefecilik yargılamasında 31.05.2011 tarihli ifadesinde 10.000,00 TL'lik ödemenin takibe konu iki senede istinaden yapıldığının ikrar edilmesi karşısında, ödemenin bu tarihte yapılmış olduğu kabul edilerek davalının savunmasını ispat edemediği, davacıların diğer ödemelere ilişkin iddialarını ise ispat edemediği, birleşen dava yönünden davacının dava konusu senetlerin tefecilik ürünü olması nedeniyle geçersizliğine dayanarak menfi tespit talebinde bulunduğu, taraflar arasında borç para alınıp verildiği, davacının borç aldığı bir kısım parayı ödeyemediği konularında ihtilaf bulunmadığı, taraflar arasındaki uyuşmazlığın düzenlenen senetlerin davacının elinden zorla alınıp alınmadığı olduğu, davalı hakkında tefecilik suçundan mahkumiyetine karar verildiği ve kararın temyiz istemi üzerine davanın zamanaşımına uğradığından bahisle düşme kararı verildiği, davacının soyut iddiası dışında söz konusu senetlerin davacının elinden zorla alındığına dair delil olmadığı, davacının söz konusu senetler altındaki imzaya bir itirazının olmadığı ve ödeme savunmasının da bulunmadığı, davalı tarafa yemin teklif etme hakkını da kullanmadığı, davacının dava konusu senetler bakımından davalıya borçlu olmadığını ispat edemediği gerekçesiyle asıl davanın kısmen kabulüne, taleple bağlı kalınarak 29.08.2006 düzenleme 15.10.2006 vade tarihli 62.000,00 TL bedelli senede dayanılarak davacı aleyhine başlatılan Kırıkkale 3. İcra Dairesinin 2012/2000 E. sayılı dosyasına 50.000,00 TL haricen ödeme yapıldığıi 40.000,00 TL yönünden 23.07.2007 tarihi itibari ile borçlu olmadığının tespitine, 10.000,00 TL yönünden 31.05.2011 tarihi itibari ile borçlu olmadığının tespitine, fazlaya ilişkin talebin reddine, kötü niyet tazminat talebinin reddine, birleşen davanın reddine karar verilmiş, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
B. Bozma Kararı
Dairemizin 09.11.2022 tarih, 2021/6055 E. ve 2022/7963 K. sayılı kararıyla hukuk hakiminin uyuşmazlığı çözmek için ceza dosyasındaki deliller de dahil olmak üzere dosya içeriğinde bulunan tüm delilleri objektif bir biçimde takdir ederek sonucuna göre karar vermesi gerekmekte iken mahkemece, ceza dosyasındaki delillerle, asıl ve birleşen dosyalardaki deliller birlikte değerlendirilmeksizin birleşen davanın reddine karar verildiği, asıl ve birleşen dava dosyalarındaki deliller ile ceza dosyasındaki deliller ve her bir davada verilen kararın diğerine etkisi olup olmayacağı birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesinin doğru görülmediği hususlarına işaret edilerek bozulmuştur.
C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 01.11.2023 tarih, 2023/122 E. ve 2023/348 K. sayılı kararı ile davalının sanık olarak tefecilik suçlaması ile yargılandığı, davalı vergi mahkemesinde açmış olduğu davalar uyarınca tefecilik yapmadığının sabit olduğunu savunmuş ise de tefecilik yapmaktan kaynaklanan ceza tarhlarının iptaline ilişkin mahkeme kararların eylemin yapıldığının somut olarak ispat edilemediği gerekçesi ile verildiği, dinlenen tanık anlatımları ile bizzat tefecilik yaptığına ilişkin görgüye dayalı bilgisi bulunan ... ve ...'ın beyanlarının ceza davası ile birlikte bu yönde yeterli kanaati oluşturduğu, bu tanıkların davacıların akrabası olmasının tek başına tanıkların beyanlarına itibar edilmemesi gerektiği sonucunu doğurmayacağı, kaldı ki eylemin niteliği gereği aile fertleri tarafından olayın daha ayrıntılı olarak bilinmesinin hayatın olağan akışına uygun olduğu, ceza davasında düşme kararı verilmesinin kesin delil olmasının mümkün olmadığı, senetlerin tefecilik ürünü olduklarının sabit görüldüğü, birleşen davacı ... yönünden bedelsizlik nedeni ile davaya konu senetler yönünden borçlu olmadığının tespitine karar vermek gerektiği, asıl davacı ...'ın ise, ödemeye dayalı borçlu olmadığının tespitini talep ettiği, alacak miktarı dikkate alındığında ödemelerin ancak yazılı belge ile ispat edilebileceği, tanık beyanları ve davalının ikrarları doğrultusunda, davalıdan sadır olmuş belgelerin yazılı delil başlangıcı sayılarak bir kısım ödemenin yapıldığının davacı tarafça ispat edildiği, 23.07.2007 tarihli, "... ve ...'den alacağıma mahsuben 40.000,00 TL aldım," bila tarihli "... ve ... adına olan 2 senetten 10.000,00 TL aldım" yazılarına istinaden ödeme yapıldığı, bononun düzenlenme tarihinden sonraki ödemelerin önceki tarihli ödemelere ilişkin olarak yapıldığının alacaklı tarafından ispatının gerekeceği, davalının 23.07.2007 tarihli ödemeye ilişkin ispata elverişli delil ibraz edemediği, açıkça yemin deliline de dayanmadığından bu hususun hatırlatılmadığı, 10.000,00 TL'lik ödeme yönünden ise tanık ...'in elden getirdiği ödeme olduğunun davalınında kabulünde olduğu ve davalının tefecilik yargılamasında 31.05.2011 tarihli ifadesinde 10.000,00 TL'lik ödemenin takibe konu iki senede istinaden yapıldığının ikrar edilmesi karşısında ödemenin bu tarihte yapılmış olduğu kabul edilerek davalının savunmasını ispat edemediği, ödemelerin, ... ve eşi tarafından yapılmış olduğu hususunda taraflarca ihtilaf bulunmadığından ödemelerin Kırıkkale 3. İcra Dairesi'nin 2012/2000 E. sayılı dosyasına yapılan ödemeler olduğu kabul edilerek yapılan ödemeler yönünden asıl davacı ...'ın borçlu olmadığına ve birleşen davacı ...'in borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi nedeni ile istirdatına karar verildiği gerekçesiyle asıl davanın kısmen kabulüne, taleple bağlı kalınarak, 29.08.2006 düzenleme 15.10.2006 vade tarihli keşidecisinin ... ve ..., lehtarı ... olan 62.000,00 TL bedelli senede dayanılarak davacı aleyhine başlatılan Kırıkkale 3. İcra Dairesi’nin 2012/2000 E. sayılı dosyasına 50.000,00 TL haricen ödeme yapıldığı, 40.000,00 TL yönünden 23.07.2007 tarihi itibari ile borçlu olmadığının tespitine, 10.000,00 TL yönünden 31.05.2011 tarihi itibari ile borçlu olmadığının tespitine, fazlaya ilişkin talebin reddine, asıl alacağın %20’si oranında hesaplanan 10.000,00 TL kötü niyet tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, birleşen 2014/986 E. sayılı davasının kabulü ile, davacı aleyhine başlatılan Kırıkkale 3. İcra Dairesinin 2012/2000 E. sayılı dosyasına 29.08.2006 düzenleme 15.10.2006 vade tarihli keşidecisi ... ve ..., lehtarı ... olan 62.000,00 TL bedelli senet nedeni ile davacının borçlu olmadığının tespitine, asıl alacağın %20’si oranında hesaplanan 12.400,00 TL kötü niyet tazminatının davalıdan alınarak birleşen davacıya verilmesine, davacı tarafından bu dosyaya istinaden yapılan 50.000,00 TL ödemenin istirdadı ile 40.000,00 TL’sinin 23.07.20107 tarihinden itibaren 10.000,00 TL’sinin 31.05.2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak birleşen davacıya verilmesine karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl ve birleşen davada davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Asıl ve birleşen davada davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; yapılan 50.000,00 TL ödemenin 200.000,00 TL borca yönelik olduğunu, borcun yapılandırılması sonrasında dava konusu iki senedin verildiğini, toplamda 50.000,00 TL ödeme yapıldığından bahisle davanın kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu, tanık dinlenmesine muvafakatı olmamasına rağmen tanık dinlendiğini, borcun ödendiğinin ispat edilemediğini, suçun sabit olmadığını, mahkumiyet kararı verilmediğini belirterek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Asıl ve birleşen dava, icra takibine konu bonolar nedeniyle borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 74 üncü maddesi.
3. Değerlendirme
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, asıl ve birleşen davada davalı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
V. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Asıl ve birleşen davada davalı vekili yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
04.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.