Logo

11. Hukuk Dairesi2023/6729 E. 2024/7975 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı tarafından kullanılan şekil markasının, davacının tescilli şekil markasına tecavüz teşkil edip etmediği ve bu eylemden kaynaklı maddi ve manevi tazminat taleplerinin olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı ürünlerinde kullanılan şekil markasının, davacının tescilli markası ile iltibasa yol açacak derecede benzerlik taşıdığı ve bu durumun marka tecavüzü oluşturduğu gözetilerek, ilk derece mahkemesinin davacının maddi ve manevi tazminat taleplerini kısmen kabulüne ilişkin kararının Bölge Adliye Mahkemesi tarafından onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2020/1683 Esas, 2023/1064 Karar

HÜKÜM : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2017/218 E., 2019/191 K.

Taraflar arasındaki markaya tecavüzün tespiti, durdurulması, men'i, maddi ve manevi tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildi. Tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip, gereği düşünüldü.

KARAR

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin dünyaca meşhur "..." markasının tescilli hak sahibi olduğunu, "...'' kelimesi, yan şerit (form strip) şekli, sıçrayan kedi logosunun Türk Patent ve Marka Kurumu (TÜRKPATENT) nezdinde tescillendiğini, yan şerit şekil markalarının 157102 ve 104349, 2012/107226, 2007/27603 ve başkaca numaralar ile tescilli olduğunu, "..." markasının tanınmış listesinde yer aldığını, yan şerit logosunun ise TÜRKPATENT tarafından tanınmış marka olarak kabul edildiğini, ancak davalı tarafından ticareti yapılan ayakkabıların müvekkili adına tescilli markalara tecavüz teşkil ettiğini, davalının bu yolla haksız kâr elde ettiğini, davaya konu davalı yana ait ayakkabılarla, müvekkiline ait orijinal ayakkabılar karşılaştırıldığında iltibasın var olduğu hususunun ortada olduğunu, davalı yana ait ürünlerde müvekkili adına tescilli yan şerit (form strip) şeklinin aynen kullanıldığını, bu durumun ayrıca tüketiciler nezdinde algı yanılmasına sebebiyet verdiğini belirterek davalı eyleminin marka tecavüzü olarak tespitini, önlenmesini, (piyasadan toplatılması, internet sitesinden kaldırılması gümrük alanlarından toplatılması vs.), fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak şimdilik 1.000,00 TL maddi ve 5.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiş, 10.07.2018 tarihli dilekçesi ile maddi tazminat talebini, 24.375 Euro+11.907,00 TL olarak ıslah etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkiline ait "..." markalı ayakkabılarda, müvekkili şirket tarafından şirketin en büyük hissedarı ve yönetim kurulu başkanı olan Simanto Nahmias adına 2011/61522 sayı ile tescil edilmiş olan 25 inci sınıf emtialarda tescilli markayı kullanmakta olduklarını, müvekkili kullanımının tescilli markalarına dayalı olduğunu, bu nedenle tecavüz iddialarının yerinde olmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesince, davalı şirketin yetkilisi adına olduğu bildirilen 2011/61522 tescil numaralı şekil markasının koruma kapsamını aşar şekilde davacı adına tescilli 2007/27603 tescil numaralı şekil markası ile nihai tüketici nezdinde iltibasa sebebiyet verecek şekilde tescilli olduğu ayakkabı emtiasında kullanıp piyasaya sürüldüğü, bu eylemin davacı markasından doğan haklarına tecavüz teşkil ettiği, dosya kapsamı ile uyumlu olan bilirkişi raporuna göre, davacının isteyebileceği maddi tazminat tutarının (lisans bedeli) 11.907,00 TL olduğu, asgari lisans bedeli talebine ilişkin olarak markanın sadece bir üründe kullanılması, emsal lisans sözleşmelerinde ise "..." markalı tüm ürün çeşitleri ve markaları bakımından düzenlenmiş olması karşısında bu yöndeki talebinin yerinde görülmediği, davalının eyleminin davacının markadan doğan manevi haklarını da ihlal ettiğinden, ihlalin niteliği, tarafların ekonomik durumu, kullanılan ürün sayısı ve süresi ile manevi tazminatın amacı gözetilerek, talep edilen 5.000,00 TL manevi tazminatın uygun görüldüğü gerekçesi ile davanın kısmen kabulü ile davacı adına tescilli 2007/27603 tescil no.lu şekil markasından doğan haklarına tecavüzün tespitine, bu markaya tecavüz oluşturan davalı ürününün piyasadan ve gümrüklerden toplatılmasına, internet sitelerinden kaldırılmasına, 11.907,00 TL maddi, 5.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.

IV. BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI

Bölge Adliye Mahkemesince, davacının yan şerit (form strip) şekli, sıçrayan kedi logosunun TÜRKPATENT nezdinde 157102 ve 104349, 2012/107226, 2007/27603 ve başkaca numaralar ile tescilli olduğu, tescilli markaların davalı ayakkabısında ayniyete yakın benzerlikte kullanıldığı, davalının savunmasında bu tür şeritlerin yaygın kullanıldığını savunulmuş ise de, davalının kullandığı şeridin sıradan düz bir şerit olmayıp, davacının tanınmış şekil markasının kopyaya yakın benzeri olduğu, davalının ayakkabıda ilaveten kendi ''...'' markasını kullanmasının hatta bu markanın da tanınmış olmasının marka iltibasını önleyici etkiye sahip olmadığı, tüketicinin "..." markasında görmeye alışık olduğu formu davalının ''...'' markalı ürününde gördüğünde davacının markasını ...'la kullanılmasına izin verdiğini, dolayısıyla firmalar arasında bir ortaklık veya ekonomik ilişki olduğunu hatta şekil markasını ayakkabının sahibi davalı firmaya devrettiğini düşünebileceği, bunun da açık şekilde marka ihlali olduğu (T.C. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/5750 E., 2022/7573 K. ), bilirkişi raporu kapsamı ve rapor içeriğindeki görseller dikkate alındığında davalının kendi tasarımı dışı bir kullanımının olmadığına yönelik savunmasının da yerinde olmadığı, 2011/ 61522 tescil numaralı markanın tescil edildiği hali ile değil davacının yan şerit ibareli tescilli markalarından özellikle başta 2007/27603 tescil numaralı markasına ve 157102, 104349, 2011 27072, 599703 tescil numaralı yarı şerit ibareli markalarına yakınlaştırılarak ve onlarla seri marka izlenimi yaratacak şekilde kullanıldığı, bu haliyle farklılaştırılarak kullanımın marka tescili kapsamında kullanım olarak değerlendirilemeyeceği, bu haliyle davalı ürünlerinin davacının tescilli markalarına tecavüz oluşturduğu, davacının 556 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin 66 ncı maddesinin c bendine göre maddi tazminat isteminde bulunduğu, dava dosyasına emsal lisans sözleşmesi olarak sunulan sözleşmede cari lisans bedelinin net satışlarının %9 olacağı belirtildiği, buna göre bilirkişilerce 11.907,00 TL olarak hesaplandığı, ancak lisans sözleşmesindeki asgari lisans bedelinin 2008 yılı için yıllık 97.509,00 euro olduğu, tescilli ... markalı ürünlerin tamamıma yönelik olarak belirlenmiş bir bedel olduğu, davaya konu uyuşmazlıkta tecavüze konu ürünün 10151 kodlu ayakkabı ürünü olduğu, lisans sözleşmesindeki asgari bedelin yerinde bir bedel olmayacağı gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, karar taraf vekillerince temyiz edilmiştir.

V. TEMYİZ İNCELEMESİ

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, markaya tecavüzün durdurulması, men'i, maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2.556 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 66 ıncı maddesinin c bendi.

3. Değerlendirme

Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) numaralı alt bendi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, tarafların itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372 nci maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı temyiz giderlerinin temyiz edenlere yükletilmesine, 18.11.2024 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.