"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/2007 Esas, 2023/1399 Karar
HÜKÜM : Karar verilmesine yer olmadığına
İLK DERECE MAHKEMESİ : Bakırköy 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/2007 E., 2023/1399 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve
Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
KARAR
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin ticaret unvanı olan ... Institute Of Amerıca Inc. ibaresinin baş harflerinden oluşan GIA ibaresinin tescilli olduğu ve seri marka niteliğinde olduğunu, GIA ibaresinin Paris Sözleşmesi ve 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu (6769 sayılı Kanun) tanınmış marka olduğunu, müvekkilinin dünya genelinde çok geniş bir coğrafi yaygınlıkta binlerce insana GIA ve türevi markalar kullanarak eğitim verdiği, müvekkilinin GIA ibaresinden oluşan alan adı aracılığıyla dünya çapında pek çok kişiye ulaştığı, pek çok ülkede seminer ve sergiler düzenlemekte olduğu ve bu organizasyonların basında yer aldığını, müvekkilinin markalarının ilgili kesim tarafından Türkiye’de bilindiği, müvekkilinin GIA ve ... OF AMERICA markalarının gerçek hak sahibi olduğunu, davalının kötü niyetli olarak GIA marka başvurusunda bulunduğunu, 5 yıllık hak düşürücü sürenin bu davada bu nedenle uygulanamayacağını, davalının GIA markasını tescil edildiği 18 Aralık 2013 tarihinden bu yana kullanmadığını ve iptalinin gerektiğini ileri sürerek 2012/46913 tescil numaralı "GIA" markasının hükümsüz kılınmasını ve kullanmama nedeniyle iptal edilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın yasal süresi içerisinde açılmadığı ve bu nedenle davanın usulden reddinin gerektiğini, müvekkilinin tecilli bulunan "GIA" markasını, yurt içi ve yurt dışı verdiği eğitimlerde, çeşitli iş ve işlemlerde, ülkemizin dünyaya tanıtılmasında aktif bir biçimde kullandığını, "GIA" markasının açılımının "... OF ANKARA"nın baş harflerinden oluştuğunu, "..." kelimesinin Türkçe ifade karşılığında "değerli taşlar bilimi" ifadesinin, bir bilim alanı bütünü olarak kimse tarafından ağza alınamaması, bahsi geçen bilim dalının tüm insanlık nezdinde kullanılmasının yasaklanması ve tek bir kişiye özgülenmesinin hukuksuz bir bakış açısı ortaya çıkaracağını, davacının tanınır olduğu yönündeki iddialarına yönelik yapılacak olan değerlendirmelerin 2020 yılı değil 2012 yılı ölçütlerinde yapılması gerektiğini, davacının dünya üzerinde meşhur ve tanınır olduğu iddiasının gerçek dışı olduğunu, davacının Türkiye'de ve dünyanın diğer ülkelerinde, kendi iddia ettiklerinin aksine yeteri düzeyde tanınmışlığa sahip olmadığını, davada asıl kötü niyetli olanın davacı olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesince, davacının "GIA" şeklinde olan markasını yurtdışında özellikle değerli taş emtiasında kullandığı, Türkiye'de tescili bulunmadığı ancak 22-25 Mart 2012 tarihinde Türkiye'de ilgili sektörün fuarına katıldığı, 2011-2012 yıllarında uzaktan eğitim performans belgelerinde söz konusu markayı kullandığı, bu hali ile yurtdışında tescilli olan markasını Türkiye'de markasal olarak davalıdan önce kullanılan "GIA" ibaresi üzerinde 6769 sayılı Kanun'un 6 ncı maddesinin üçüncü fıkrası anlamında hak elde edildiği, değerli taş sektöründe ticari faaliyetlerde bulunan davalının, özellikle davacının Türkiye'de katıldığı bahsi geçen fuarda katılımcılar arasında olduğu hususu da nazara alındığında tescilinin tesadüfen ve iyi niyetli olmadığı kanaatine varıldığı, basiretli bir tacir gibi hareket etmek sorumluluğunda olan davalının, değerli taşlar gibi özel ve spesifik bir sektörde ticaret yaparken, bu sektörde uluslararası çapta faaliyetlerini yürüten ve Türkiye'de de faaliyetleri bulunan, kendisi ile aynı fuara katılan davacıdan habersiz bir şekilde, davacı markası ile ayniyet derecesinde benzer "GIA" markasını tescilinin kötü niyetli değerlendirilmesi gerektiği, ayrıca davacının terditli talebi olan kullanılmama nedeni ile iptal talebi için yapılan bilirkişi incelemesinde davalının söz konusu markasının ciddi kullanımının bulunmadığının tespit edilmesi kötü niyetin başka bir delili olarak değerlendirildiği gerekçesiyle hükümsüzlük nedeniyle davanın reddine, markanın hükümsüzlüğüne karar verilmiş olması nedeniyle kullanmama nedeniyle iptal davası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hüküm davalı vekilince istinaf edilmiştir.
IV. BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Bölge Adliye Mahkemesince, davaya konu 2012/46913 numaralı "GIA" ibareli markanın müddet olduğu anlaşıldığı, davacı markanın hükümsüzlüğünü talep etmiş ise de karar tarihinden sonra marka geçersiz olmakla davanın konusu kalmadığı, dava konusuz kalmış ise de harç ve yargılama giderlerinin dava tarihindeki haklılık durumuna göre değerlendirilmesi gerekeceği, somut uyuşmazlıkta davacının markası ülkemizde tescilli değil ise de, yurt dışında pek çok ülkede tescilli olduğu, 2011 - 2012 yıllarında uzaktan eğitim performans belgelerinde GIA ibaresinin yer aldığı, davalının marka başvurusunun 22.05.2012 olduğu, davalının markasının koruma süresinden önce davalının da katıldığı Türkiye'deki bir fuara (22 Mart 2012'de) katıldığı, sonrasında GIA ibareli markayı 41 ve 42 nci sınıflarda tescil ettirdiği, davalının markayı kullandığına ilişkin hiçbir delil ibraz etmediği, sunulan delillerin başka markaya ilişkin olduğu da dikkate alındığında İlk Derece Mahkemesince tescilde kötü niyet kabul edilmesinin yerinde olduğundan dava tarihi itibarı ile davacının haklılık durumu nedeni ile yargılama giderleri davalı taraf üzerinde bırakılması gerektiği gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, karar davalı vekilince temyiz edilmiştir.
V. TEMYİZ İNCELEMESİ
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, marka hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2.6769 sayılı Kanun'un 6 ncı maddesi.
3. Değerlendirme
İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine 6100 sayılı Kanun'un 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi aynı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ve 371 inci maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI.SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalının temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372 nci maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, 28.11.2024 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.