Logo

11. Hukuk Dairesi2023/6774 E. 2024/8068 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı tarafından imzalanıp davalıya verilen ancak bedelsiz olduğu iddia edilen bir çekle başlatılan icra takibine karşı açılan menfi tespit davasında, çekin teminat senedi olup olmadığının tespiti.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının, çekin teminat olarak verildiğini ispatlayamaması, dayandığı çek teslim tutanağının sahte olduğunun ceza mahkemesi kararıyla sabit olması ve bu kararın hukuk mahkemesini bağlaması gözetilerek, ilk derece mahkemesinin davayı reddeden kararını onayan bölge adliye mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1485 Esas, 2023/1563 Karar

HÜKÜM : Başvurunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Erzurum Asliye Ticaret Mahkemesi

SAYISI : 2020/293 E., 2021/251 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

KARAR

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; davalının müvekkilinin eski işvereni olduğunu, işvereni olduğu dönemde müvekkilinin davalıya ... Lalapaşa şubesinden aldığı çekleri teminat amacıyla boş haliyle imzalayarak teslim ettiğini ve aralarında bu durumu belirten 17.08.2005 tarihli bir tutanak da imzalandığını, davalının 15 yıl sonra müvekkilinin işçilik alacaklarını ve müvekkilinden satın aldığı evin ücretini de ödememek için elinde kalan bu imzalı çekleri protokole aykırı şekilde doldurup takibe koyduğunu, Erzurum 5. İcra Müdürlüğü'nün 2020/3462 E. sayılı dosyasına dayanak olan çekin de anılan protokole konu çeklerden olduğunu, müvekkilinin davalıya borcu bulunmadığını ileri sürerek müvekkilinin Erzurum 5. İcra Müdürlüğü'nün 2020/3462 E. sayılı dosyasından dolayı borçlu olmadığının tespitine, asıl alacak miktarının % 20'sinden aşağı olmamak kaydıyla takdir edilecek kötü niyet tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının iddia ettiği çek teslim tutanağının sahte olarak düzenlendiğini, bu tutanağın müvekkilinin Bursa'da olduğu dönemlerde lazım olduğunda kullanılması için imzalayıp bıraktığı boş kağıdın izinsiz ele geçirilip doldurulması suretiyle elde edilmiş olabileceğini, davacı her ne kadar dava dilekçesinde davacının müvekkilinin yanında sigortalı çalışan alelade bir işçi olduğu algısı yaratılmaya çalışılmışsa da davacının 1996 yılından beri müvekkili ve müvekkilinin kardeşi ...'nın yanında tam yetkili müdür pozisyonunda çalıştığını ve aynı zamanda ortağı olduğu şirketlerde de kendi nam ve hesabına işler yaptığını, müvekkili ve kardeşi ...'nın Erzurum'da hastane, okul ve benzeri yerlerin temizlik ve kantin işlerininin ihalelerini kazandığını, müvekkili ve kardeşinin Bursa ilinde ikamet ettikleri için Erzurum'daki işlerin yönetimini davacının yaptığını, davacının müvekkilinden borç istemesi üzerine verilen borcun karşılığında dava konusu çekin düzenlendiğini savunarak davanı reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesince tüm dosya kapsamına göre, savcılık soruşturması kapsamında alınan 01.04.2021 tarihli Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi raporunda inceleme konusu belgede bilgisayar ve ekipmanı vasıtasıyla oluşturulmuş yazıların font tipinin "Calibri" font tipi olduğu, söz konusu font tipinin ... programlarında 2007 yılından itibaren kullanılmaya başlandığından, belgenin düzenleme tarihi olan 17.08.2005 yılında söz konusu font tipiyle belgenin oluşturulmasının teknik olarak mümkün olmadığı görüş ve kanaatinin bildirildiği; buna göre söz konusu belge incelendiğinde, dava konusu çekin de aralarında bulunduğu bir kısım çeklerin davacı tarafından davalıya işçi işveren ilişkisine istinaden teminat olarak verildiğinin belirtildiği, bu ibareden bu çeklerin hangi ticari ilişkinin ya da borç ilişkisinin teminatı olarak verildiğinin tespit edilemediği, kaldı ki bu belgenin de sonradan davalının rızasına aykırı olarak doldurulduğunun anılan Adli Tıp Kurumu raporuyla anlaşıldığı, davacı tarafından dava konusu çekin geçerliliğini ortadan kaldıracak yazılı bir delil sunulamadığından ispatlanamayan davanın reddinin gerektiği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince istinaf edilmiştir.

IV. BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI

Bölge Adliye Mahkemesince, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davacı taraf icra takibine konu çekin davacıya teminat olarak verildiğini, bu çekin teminat olarak verildiğinin davacı ile birlikte düzenlenen 17.08.2005 tarihli "çek teslim tutanağı" başlıklı belgeden anlaşıldığını iddia etmiş ise de davalı tarafından icra takibine konu çekin davacıdan teminat senedi olarak alındığının ve 17.08.2005 tarihli "çek teslim tutanağı" başlıklı belgenin davalı tarafından kabul edilmediği, bu kapsamda davacının takibe konu çekin teminat olarak verdiğini ispat yükünün davacıda olduğu, ancak çekte teminat senedi olduğuna dair bir kayıt bulunmadığı gibi kambiyo senetleri sebepten mücerret olduğundan davacının çekin teminat senedi olduğunu ve bedelsiz olduğunu yazılı delille ispat etmesi gerektiği, savcılık soruşturma dosyasında alınan Adli Tıp Kurumu raporuna göre inceleme konusu belgede bilgisayar ve ekipmanı vasıtasıyla oluşturulmuş yazıların font tipinin "Calibri" font tipi olduğu, söz konusu font tipinin ... programlarında 2007 yılından itibaren kullanılmaya başlandığı, dolayısıyla belgenin düzenleme tarihi olan 17.08.2005'de söz konusu font tipiyle belgenin oluşturulmasının teknik olarak mümkün olmadığın belirtildiği ve davacının yargılandığı ceza davasında yapılan yargılama sonunda "sanığın, imzalı ve kısmen veya tamamen boş bir kağıdı hukuka aykırı olarak ele geçirip hukuki sonuç doğuracak şekilde doldurmak suretiyle üzerine atılı özel belgede sahtecilik suçunu işlediği" gerekçesiyle davacı hakkında özel belgede sahtecilik suçundan dolayı neticeten 10 ay hapis cezasına hükmedildiği, kararın taraflarca istinaf edilmesi üzerine Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesi tarafından usul ve yasaya uygun bulunarak istinaf başvurusunun esastan reddine 30.05.2022 tarihinde kesin olmak üzere karar verildiği, bu haliyle davacının davaya dayanak yaptığı 17.08.2005 tarihli "çek teslim tutanağı" başlıklı belgeyi davalının bilgisi ve rızası dışında hukuki sonuç doğuracak şekilde doldurmak suretiyle üzerine atılı özel belgede sahtecilik suçunu işlediğinin sabit olduğu, ceza mahkemesi kararının 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 74 üncü maddesi uyarınca hukuk hakimini maddi vakıa tespiti yönünden bağlayıcı olduğu, bağlayıcı ceza mahkemesi kararı karşısında davacının davasına dayanak olan 17.08.2005 tarihli "çek teslim tutanağı" başlıklı belgenin sahte olduğunun anlaşılması ve davacının da iddiasını ispatlayamaması nedeniyle kararın yerinde bulunduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, karar davacı vekilince temyiz edilmiştir.

V. TEMYİZ İNCELEMESİ

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, davacı tarafından imzalanarak davalıya teslim edildiği hususunda uyuşmazlık olmayan ve ödenmeyen çeke dayalı takipte menfi tespit istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2.6098 sayılı Kanun'un 74 üncü maddesi.

3. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 780 ve devamı hükümleri.

3. Değerlendirme

Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) numaralı alt bendi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372 nci maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, 20.11.2024 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.