"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/136 Esas, 2023/984 Karar
HÜKÜM : Karar verilmesine yer olmadığına, davanın kısmen kabulüne
İLK DERECE MAHKEMESİ : Edirne 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2017/396 E., 2020/70 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalılar vekili ile davacılar ... ve ... vekili ile davacı ... Ildırım vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
KARAR
I. DAVA
Davacı ... vekili dava dilekçesinde, müvekkiline ait taşınmazın müvekkilinin yetkilisi olduğu ... Tarım .. Ltd. Şti. tarafından akaryakıt bayii olarak işletilmekte iken, 20.02.2015 tarihli satış vaadi sözleşmesi ile üzerindeki akaryakıt istasyonu ile birlikte davalılara 6.500.000,00 TL bedel karşılığında devredildiğini, satış bedelinden 1.000.000,00 TL’nin sözleşme tarihinde nakit olarak ödendiğini, sözleşme ile kalan 5.500.000,00 TL'nin ise belirtilen tarihlerde ödeneceğinin kararlaştırıldığını, davalıların 02.03.2015 tarihinde 2.020.300,00 TL'yi şirket hesabına yatırdıklarını, 1.042.150,00 TL’lik kısmın taraflar arasındaki mutabakat gereği değişen vade tarihli müşteri çekleri ile ödendiğini, kalan bedelin ise ödenmediğini, taşınmazın kararlaştırıldığı şekilde 25.02.2015 tarihinde davalı ...'a devredildiğini, davalılar tarafından bakiye borç için açık verilmiş olmasına rağmen, çekin davalılar tarafından geri alındığını, sonrasında davalıların borcun 1.000.000,00 TL'lik kısmına mahsuben ana taşınmazı ifraz ettirerek 1.016 metrekare arsayı vermeyi taahhüt ettiklerini, bu hususta belediye meclisi ve encümen kararı alındığını, ancak davalıların edimlerini yerine getirmeyerek taşınmazı 12.04.2017 tarihinde dava dışı bir şirkete devrettiklerini belirterek, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla 1.500.000,00 TL alacağın işleyecek reeskont avans faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı taraf 18.11.2019 tarihinde 1.500.000,00 TL olan dava değerini 2.437.550,00 TL'ye yükseltmiş ve harcı ikmal etmiş, 12.02.2020 tarihli dilekçeler ile davacı ... yönünden taleplerinin 1.218.775,00 TL, davacı ... için miras payı olan 3/8 oran üzerinden 457.040,62 TL, ... için miras payı olan 2/8 oran üzerinden 304.693,75 TL ve davacı ... Ildırım için miras payı olan 3/8 oran üzerinden 457.040,62 TL olduğunu bildirmişlerdir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde, davaya dayanak olarak gösterilen 20.02.2015 tarihli satış sözleşmesinin resmi şekil şartına uyulmadığından geçersiz bir sözleşme olduğunu, taşınmazın satışının ...'a 25.02.2015 tarihinde yapıldığını ve satış bedelinin ödendiğinin resmi senette belirtildiğini, ayrıca 20.02.2015 tarihli sözleşmede davalı ...’a devredileceği belirtildiği halde davalı ...'a herhangi bir satış yapılmadığını, bu nedenle davalı olarak gösterilmesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, taraflar arasında 20.02.2015 tarihli satış vaadi sözleşmesi düzenlendiği ve sözleşme konusu taşınmazın 25.02.2015 tarihinde devredildiği, davacı tarafça 20.02.2015 tarihli yazılı sözleşme ile taşınmazın devir bedelinin 6.500.000,00 TL olduğunu ispat etmiş olup, adi yazılı sözleşmedeki bu bedelin ödendiğini ispat külfetinin davalı tarafta olduğu, taraflar arasındaki satım sözleşmesi uyarınca davalı tarafından 20.02.2015 tarihinde 1.000.000,00 TL’nin nakit olarak, 1.042.150,00 TL’nin müşteri çekleri ile ödendiği ve 02.03.2015 tarihinde ... Ltd. Şti'nin banka hesabına 2.020,300,00 TL ödeme yapıldığı, yapılan ödemelerin toplamının 4.062.450,00 TL olduğu, davalı tarafın ödediği bedel mahsup edildikten sonra kalan miktarın 2.437.550,00 TL olduğu, kalan bedelin ödendiğini ispat külfeti davalı tarafta olduğu halde bu hususu davalı tarafından ispat edilemediği gerekçesiyle, davanın kabulü ile 2.437.550,00 TL alacağın davalılardan tahsili ile davacılara hisseleri oranında ödenmesine karar verilmiş, hüküm davalılar vekili tarafından istinaf edilmiştir.
IV. BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, yargılama sırasında, satışa konu taşınmazın hissedarı olup sözleşmede satıcı olarak yer alan ve dava tarihinden önce 26.01.2016 tarihinde vefat etmiş olan ... mirasçıları ..., ... ve ... Ildırım mahkemece taşınmaz maliklerinin davaya katılması için davacı ... vekiline verilen süre nedeniyle, davacı olarak davaya dahil edildiği, ancak taşınmazın tapu kaydının incelenmesinde, davalıya devrinden önce davacı ... ile mahkemece davaya dahil edilen ..., ... ve ...'nin murisi ...'in taşınmaza 1/2'şer pay oranında malik olduğu, dolayısıyla taşınmazın paylı (müşterek) mülkiyete tabi olduğu, bu durumda TMK'nın 688/3 maddesi gereğince paydaşların her birinin diğerinden bağımsız olarak kendi hissesi bakımından taşınmaz üzerinde tasarruf yetki ve hakkı bulunduğu, dolayısıyla zorunlu dava arkadaşlığı bulunmayan paydaşların birlikte hareket etme zorunluluğu bulunmadığından, mahkemece taşınmaz elbirliği mülkiyetine tabiymiş gibi dava açmamış olan diğer paydaş ...'in mirasçılarının davaya dahil edilmesine ilişkin ara kararı verilerek onlar hakkında da hüküm verilmesinin doğru olmadığı, davacı ...'in 1/2 payı bakımından talep edebileceği bakiye satış bedelinin 1.218.775,00 TL olduğu, ancak dava dilekçesinde payına düşen bedeli aşar şekilde 1.500.000,00 TL talep ettiği, usulüne uygun açılmış bir dava bulunmadığı halde ... mirasçıları olan ..., ... ve ... Ildırım hakkında hüküm verilmesi yerinde olmadığı gibi,davacı ... tarafından açılan davanın kısmen kabulüne karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi doğru değil ise de, yapılan hata/eksiklik yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, davalılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile kararın kaldırılarak "..., ... ve ... Ildırım bakımından bir karar verilmesine yer olmadığına, davacı ... bakımından davanın kısmen kabulüne,fazla istemin aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiş, karar ..., ... vekili, ... Ildırım vekili ve davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
V. TEMYİZ İNCELEMESİ
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, davacının hissedarı bulunduğu taşınmazın davalılara satışına yönelik satış vaadi sözleşmesine dayalı olarak, bakiye satış bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine 6100 sayılı Kanun'un 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi aynı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ve 371 inci maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, ..., ... vekili, ... Ildırım vekili ve davalılar vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372 nci maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı temyiz giderlerinin temyiz edenlere yükletilmesine, 28.11.2024 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.