"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1398 Esas, 2023/1351 Karar
HÜKÜM : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2017/61 E., 2019/195 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
KARAR
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin tanınmış “...” markasının sahibi olduğunu, davalı şirketin 2016/18113 numaralı ve "..." ibareli marka başvurusuna müvekkilince yapılan itirazın davalı TÜRKPATENT tarafından nihai olarak reddedildiğini, oysa başvurunun müvekkilinin "..." esas unsurlu markalarıyla ayırt edilemeyecek derecede benzer olduğunu, emtia listesinin de benzediğini, başvurunun kötü niyetli olarak yapıldığını ileri sürerek dava konusu YİDK kararının iptaline ve markanın tescili halinde hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı şirket vekili cevap dilekçesinde; dava konusu markanın müvekkili şirket tarafından geri çekilmesi ve hükümsüz kılınması konusunda anlaştıklarını, davanın müvekkili şirket açısından konusuz kaldığını savunarak davanın reddini istemiştir.
2.Davalı TÜRKPATENT vekili cevap dilekçesinde; YİDK kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesince, davacının "..." ibareli markaları ile başvuru konusu "..." markası arasında başvurunun kapsadığı 30 ve 35. sınıfların tamamı yönünden 556 sayılı Markaların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin (556 sayılı KHK) 8/1-b maddesi anlamında benzerlik ve karıştırılma ihtimali bulunduğu, tanınmışlığının iltibası artırıcı bir unsur olduğu, başvurunun kötü niyetli olarak kabul edilemeyeceği, davacının öncelik hakkına ilişkin delil bulunmadığı gerekçesiyle YİDK iptal talebi yönünden davanın kabulü ile dava konusu kararın davacının itirazının reddi ile ilgili kısım yönünden iptaline, hükümsüzlük talebi yönünden dava konusu marka tescil edilmediğinden ve taraflar hükümsüzlük konusunda anlaşmış olduğundan hükümsüzlük konusunda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hüküm davalı TÜRKPATENT vekilince istinaf edilmiştir.
IV. BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Bölge Adliye Mahkemesince, mahkeme kararında usul ve esas yönünden hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davalı TÜRKPATENT vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, karar davalı TÜRKPATENT vekilince temyiz edilmiştir.
V. TEMYİZ İNCELEMESİ
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, YİDK kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
556 sayılı KHK'nın 8/1-b maddesi.
3. Değerlendirme
1.Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) numaralı alt bendi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin karara yönelik davalı TÜRKPATENT vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2. Uyuşmazlık, davalının "..." ibareli başvuru markası ile davacının itirazına mesnet "..." esas unsurlu markaları arasında 556 sayılı KHK'nın 8 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca benzerlik, karıştırılma ihtimali bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
İk derece Mahkemesince dava konusu markaların görsel, sesçil ve anlamsal olarak bıraktığı umumi intiba itibarıyla benzer olduğu, 556 sayılı KHK'nın 8/1-b maddesi uyarınca iltibas oluşacağı gerekçesi ile YİDK iptali talebi yönünden davanın kabulüne karar verilmiş, hükmü istinaf eden TÜRKPATENT'in istinaf talebi Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddedilmiştir.
556 sayılı KHK'nın 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi gereğince; tescil için başvurusu yapılan marka, tescil edilmiş veya tescil için daha önce başvurusu yapılmış bir marka ile aynı veya benzer ise ve tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış bir markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer ise, tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış markanın halk tarafından karıştırılma ihtimali varsa ve bu karıştırılma ihtimali tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış bir marka ile ilişkili olduğu ihtimalini de kapsıyorsa, başvuru, marka sahibinin itirazı üzerine red edilir.
Markaların karıştırılmasından söz edebilmek için dava konusu marka ile itiraza mesnet markalar arasında hedef tüketici kitlesi (orta düzeydeki) yönünden markaların görsel, işitsel ve kavramsal özellikleri dikkate alarak genel ve bütünsel açıdan benzerlik ihtimali olması, yine tescilli marka ile tescil olunmak istenen işaret arasında markayı taşıyan her iki ürünün işletmesel kökeninin aynı veya birbirleriyle bağlantılı (idari-ekonomik) işletmeler tarafından üretilmiş olabileceği noktasında bağlantı kurulması (ilişkilendirilme) ihtimalinin bulunması gerekir.
Bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde; davalının başvuru markası "..." ibaresinden oluşmakta olup, davacının itirazına mesnet markası "..." dir. Davalının başvuru markasında yer alan "r" harfi ve "-" ibaresinin markaya ayırt edicilik özelliği katttığı ve telaffuz itibariyle farklılaştığı gözetildiğinde, markaların bütünsel olarak karşılaştırılmasında görsel, sesçil ve anlamsal olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede benzerlik bulunmadığı anlaşıldığından Mahkemece YİDK iptali talebi yönünden davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş kararın davalı TÜRKPATENT yararına bozulması gerekmiştir.
VI. SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı TÜRKPATENT vekilinin diğer temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı TÜRKPATENT vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULARAK KALDIRILMASINA, 6100 sayılı Kanun'un 373 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
27.11.2024 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.