"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1415 Esas, 2023/1038 Karar
HÜKÜM : Yeniden esas hakkında kurulan hüküm ile davanın reddine
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/434 E., 2021/19 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı asıl ve birleşen davada davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
KARAR
I. DAVA
Davacı vekili asıl ve birleşen dava dilekçelerinde; müvekkilinin 2019/11404 ve 2019/11400 sayılı "...+şekil" ibareli iki ayrı marka tescili için başvuruda bulunduklarını, markaların kapsamlarında 05, 10 ve 44. sınıf mal ve hizmetlerin yer aldığını, Markalar Dairesi Başkanlığı tarafından bu başvuruların SMK'nın 5/1-b maddesi uyarınca reddedildiğini, bu kararlara yaptıkları itirazların ise asıl ve birleşen davaya konu Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu (YİDK) kararları ile reddedildiğini, bunun TÜRKPATENT’in eski tarihli kararları ve yer adlarının marka olarak tesciline ilişkin genel ilkeleri ile çeliştiğini, zira TÜRKPATENT’in dava konusu edilen kararlarında il ve ilçe isimlerinin tek bir kişinin tekeline bırakılamayacağı kaidesinin çok katı ve mekanik bir biçimde uyguladığını, halbuki ...’un ilaç ürünü veya tıp hizmetleri ile bilinen bir ilçe olmadığını, “...” ibaresinin TÜRKPATENT nezdinde başkaca kişi ve kuruluşlar adına tekstil ve yiyecek-içecek dahil, bu ibare ile ilişki kurulabilecek emtialar açısından dahi marka olarak tescile bağlandığını, bu kararların somut olaya da emsal teşkil ettiklerini, aynı şekilde Yargıtay’ın, coğrafi yer adlarının tek başına tescil engeli teşkil etmediği, ancak belirli mal veya hizmetler yönünden meşhur olan yer adlarının tescilinin kabul edilemeyeceğine dair emsal kararlarının da olduğunu, yer adlarının marka olarak tescil edilemeyeceğine dair herhangi bir hükmün bulunmadığını, hal böyle olunca dava konusu edilen markaların tescil edilmesi gerektiğini ileri sürerek, asıl davada YİDK’in 2019-M-9283 sayılı kararının, birleşen davada da ise 2019-M-9373 sayılı YİDK kararının iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; kurum kararlarının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesince, davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekilince istinaf edilmiştir.
IV. BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Bölge Adliye Mahkemesince, her ne kadar markalarda yer alan "A" harfleri, üçgen şeklini andırır biçimde "Δ" yazılmış iseler de söz konusu markaların ortalama tüketicilerce, bir bütün halinde "..." şeklinde algılanacağı, nitekim, marka başvuru belgelerinde de marka adı olarak "..." ibaresine yer verildiği, "..." ibaresinin, ülkemizde yaygın olarak bilinen turistik bir ilçenin adı olup, yer adlarının tek başlarına marka olarak tescil edilip edilemeyecekleri hususunun Yargıtay'ca kabul edildiği, coğrafi yer adlarının, coğrafi işaret anlamını taşımamak kaydıyla yanlarına ilave yapılması suretiyle marka olarak tescilinin mümkün olduğunu, bunun dışında tek başına yer adlarının ise tescil edilemeyeceğini, bu durumda, bir coğrafi yer adı olan "..." ibaresinin tek başına tescili talep edildiğinden ve yukarıda açıklanan nedenlerle yer adlarının tek başına tescili mümkün olmadığından, başvurularda "A" harfinin üçgen şeklinde yazılması ya da renk unsuruna yer verilmesi de dava konusu başvuruların "..." şeklinde algılanmasına engel olmayacağı gibi başvurulara ayırt edicilik katmayacağından, asıl ve birleşen davaya konu YİDK kararlarının yerinde olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmiş, karar davacı vekilince temyiz edilmiştir.
V. TEMYİZ İNCELEMESİ
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, YİDK kararlarının iptalleri istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine 6100 sayılı Kanun'un 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi aynı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ve 371 inci maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372 nci maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, 04.11.2024 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.