Logo

11. Hukuk Dairesi2023/6932 E. 2024/8210 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı tarafından yapılan marka tescil başvurusuna davacının itirazının reddi üzerine açılan davada, taraf markaları arasında karıştırılma ihtimalinin bulunup bulunmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı markanın davalının soyadı olması ve dürüst ticari kullanım kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, taraf markaları arasında görsel benzerlik bulunsa da anlamsal farklılık bulunduğu ve karıştırılma ihtimalinin olmadığı gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/2027 Esas, 2023/1133 Karar

HÜKÜM : Yeniden esas hakkında hüküm kurularak davanın reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/20 E., 2021/349 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

KARAR

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı şahsın “...” ibaresinin 29 ve 35. sınıf mal ve hizmetlerde tescili için yaptığı başvuruya müvekkilinin “...”, “... GURME ... OLABİLİRSİNİZ!” ve “... AÇ ATIŞTIR” ibareli markalarını mesnet göstererek itiraz ettiklerini, itirazın davalı Türk Patent ve Marka Kurumu Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulunun kararıyla nihai olarak reddedildiğini, oysa markaların karıştırılma ihtimalinin yüksek olduğunu, müvekkilinin markalarında yer alan “...” ibaresinin dava konusu markanın asli unsurunu oluşturduğunu, markalar arasındaki benzerliğin markaların aynı firmaya ait seri markalar olduğu izlenimi yaratacağını, müvekkilinin markalarını akla getireceğini, davalının “...” ibaresine “SOY” ibaresi ekleyerek markaya herhangi bir ayırt edicilik katılmadığını, 29. sınıfın 01. alt sınıfı bakımından emtia benzerliğinin gerçekleştiğini, müvekkilinin “...” markasının, uzun yıllardır yoğun kullanımı neticesinde tüketiciler nezdinde yüksek ayırt ediciliği bulunduğunu, tanınmış bir marka haline geldiğini, SMK'nın 6/5. maddesi uyarınca da tescil engeli bulunduğunu, başvurunun tescili halinde haksız rekabet de oluşturacağını ileri sürerek, YİDK’nın 2020-M-9637 sayılı kararının kısmen iptali ile 2019/104184 sayı ile işlem gören “...” ibareli marka başvurusunun, 29. sınıftaki “Et, balık, kümes ve av hayvanlarının etleri ile her nevi işlenmiş et ürünleri” için işlemden kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı Kurum vekili cevap dilekçesinde; Kurum kararının hukuka uygun olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

2.Diğer davalı vekili cevap dilekçesinde; taraf markaları arasında görsel, işitsel, kavramsal ve bütün olarak ortaya çıkan izlenim bakımlarından benzerlik ve karıştırılma veya ilişkilendirilme ihtimali bulunmadığını, müvekkilinin soyadını marka olarak kullandığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesince, dava konusu 2019/104184 sayılı “...” ibaresinin davaya mesnet gösterilen 2011/119925, 2013/01227, 2017/94706 ve 2018/82633 tescil numaralı esas unsuru "..." ibaresi olan markalar ile görsel ve işitsel anlamda benzer olduğu, taraf markaların kapsamlarındaki 29. sınıftaki “Et, balık, kümes ve av hayvanlarının etleri ile her nevi işlenmiş et ürünleri” mallarının da birebir aynı olması nedeniyle 6769 SMK’nın 6/1. maddesi anlamında iltibas tehlikesinin söz konusu olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, YİDK'nın 20.11.2020 tarih ve 2020-M-9637 sayılı kararının 29. sınıf "Et, balık, kümes ve av hayvanlarının etleri ile her nevi işlenmiş et ürünleri" bakımından iptaline, davaya konu marka tescil edilmediğinden hükümsüzlük konusunda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Bu karara karşı davalılar vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

IV. BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI

Bölge Adliye Mahkemesince, “...” ibaresinin gıda maddeleri yönünden ayırt edicilik düzeyinin düşük olduğu ve gıdaların güvenilir kalite ve standartlarda olduğuna işaret edebileceği, buna karşın davaya konu çekişmeli “...” ibaresinin ... isimli kişinin soyundan gelen anlamına gelebileceği, bu durumda her ne kadar markalar arasında kısmi bir görsel benzerlik bulunmakta ise de, anlamsal farklılık oluştuğu, öte yandan sırf başkasının tanınmış markasının tanınmışlığından yararlanmak için SMK'nın 7/5 maddesi hükmü bahane edilmediği müddetçe, kişinin kendi ismini ve soy ismini ticari teamüllere uygun ve dürüstçe kullanmasının hukuka aykırı olmadığı (Uğur Çolak, Türk Marka Hukuku, 4. Baskı S:648), somut uyuşmazlıkta "..." ibaresi davalının soyadı olup başvurunun da dürüst ticari kullanım kapsamında kabul edilmesinin gerektiği, ayrıca davaya konu markanın davacının itiraza mesnet markalarına da benzer olmadığı, bu hale göre taraf markaları arasında SMK'nın 6/1. maddesi anlamında ilişkilendirilme ihtimali de dahil karıştırılma ihtimalinin bulunmadığı davalılar vekillerinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, YİDK iptaline ilişkin davanın reddine, hükümsüzlük konusunda karar verilmesine yer olmadığına verilmiş ve karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

V. TEMYİZ İNCELEMESİ

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, TÜRKPATENT YİDK kararının iptali ve hükümsüzlük talebine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu'nun 6 ncı maddesi

3. Değerlendirme

İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine 6100 sayılı Kanun'un 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi aynı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ve 371 inci maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI.SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372 nci maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, 25.11.2024 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.