"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/303 Esas, 2023/1499 Karar
HÜKÜM : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2019/705 E., 2020/635 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
KARAR
I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde; davalının İzmir 5. İcra Müdürlüğünün 2017/8577 E. sayılı takip dosyasıyla davacılar hakkında kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla 02.01.2017 düzenleme, 02.02.2017 ödeme tarihli borçlularının davacılar, alacaklısının davalı olduğunu, 490.000,00 TL tutarındaki, bedeli malen kaydına dayalı bono ile takibe giriştiğini, takip sonunda takibe konulan borcun 29.03.2018 tarihinde yapılan ödemeyle dosyanın infaz edildiğini, davalı ...'den bir mal veya hizmet almadıklarını, söz konusu bononun 500.000,00 TL bedelli taşınmaz için boş olarak davalıya verildiğini, takip dayanağı bononun taşınmaz alım satımı görüşmelerinin yapıldığı sırada davacılara taşınmaz maliki Nurhayat Mede'nin eşi ... tarafından boş olarak imzalatıldığını ve taşınmazın bedelinin ödenmesini takiben iade edileceğinin bildirilmesine rağmen iade edilmediğini, takip dayanağı bono karşılığında davalıdan herhangi bir mal ve hizmet alınmadığı ve bu sebeple de bunun bedelsiz kaldığını, borçlu olmadığı bir parayı tamamen ödemek zorunda kalan davacıların ödenen paranın ödeme tarihinden itibaren faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının dava dilekçesinde somut bir gerekçe göstermediğini, dosyaya borçlu olmadığını gösteren bir belge sunamadığını, İcra İflas Kanunu ve diğer yasal mevzuat gereği davalının müvekkile borçlu olmadığını yazılı belge ile kanıtlamak zorunda olduğunu, davacının, dava dilekçesi ekinde iddialarını kanıtlayıcı mahiyette yazılı bir belgede sunmadığını, davacının sunduğu protokolün davaya konu bono ile bir ilgisinin bulunmadığını, protokolün hiçbir yerinde davaya konu edilen bono ile ilgili bir açıklama yer almadığını, bu nedenle davacılar tarafından açılan davanın hukuki dayanaktan yoksun olduğunu ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesince, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, 03.02.2016 tarihli satış vaadi sözleşmesi başlıklı belgede davaya konu senet ile ilgili herhangi bir kaydın bulunmadığı, senette "malen" ibaresinin bulunduğu, malen ibaresinin yazılmış olmasının malın teslimine karine teşkil ettiği, ispat yükünün davacıda olduğu, davacı tarafın senedin boş olarak imzalattırıldığı ve taşınmaz bedelinin ödenmesinden sonra iade edileceğine yönelik beyanlarının yazıldığı delillerle ispat edilmesi gerektiği, dosyada bu hususta yazılı bir delilin bulunmadığını, bu nedenle dosya kapsamıyla sübut bulmayan davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince istinaf edilmiştir.
IV. BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Bölge Adliye Mahkemesince, somut olayda dava konusu senede, taşınmaz alım satımı hususunda düzenlenen 03.02.2016 tarihli "satış vaadi sözleşmesi" başlıklı belgede atıf yapıldığı, bu senedin taşınmaz bedelinin 100.000,00 TL tutarındaki kısmı için boş olarak verildiği iddia edilmiş ise de, 03.02.2016 tarihli belgede davaya konu senetle ilgili herhangi bir kaydın bulunmadığı, senette "malen" ibaresinin bulunduğu, malen ibaresinin yazılmış olmasının malın teslimine karine teşkil etmesi nedeniyle, senedin düzenlenme nedenini talil eden davacının iddiasını ispatla yükümlü olduğu, senedin boş olarak imzalattırıldığı ve taşınmaz bedelinin ödenmesinden sonra iade edileceği, taşınmaz bedelinin ödenmesiyle senedin bedelsiz kaldığına yönelik iddialarının yazılı delillerle ispat edilmesi gerektiği, dosyada bu hususta yazılı bir delilin bulunmadığını, kabule göre de, davacı vekili, müvekkillerin iradelerinin davalının aldatmayı doğuran eylemi sebebi ile bozulduğunu iddia etmiş ise de, dava dilekçesinde davacıların bu yönde bir iddiasının bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, karar davacı vekilince temyiz edilmiştir.
V. TEMYİZ İNCELEMESİ
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, 2004 sayılı İcra İflas Kanunu'nun (2004 sayılı Kanun) 72 nci maddesi uyarınca menfi tespit istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2.2004 sayılı Kanun'un 72 nci maddesi.
3. Değerlendirme
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) numaralı alt bendi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacıların temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372 nci maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine, 20.11.2024 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.