Logo

11. Hukuk Dairesi2023/6953 E. 2024/8067 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı banka vekilinin dava konusu alacağın temliki nedeniyle yaptığı başvurunun feragat mi yoksa temlik bildirimi mi olduğu hususunda yaşanan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı banka vekilinin feragat dilekçesinde alacağın kime ve ne kadar miktarla temlik edildiğinin açıklanmaması, temlik alanın kimlik bilgilerinin ve temlik belgesinin sunulmaması, ancak istinaf ve temyiz aşamalarında temlik sözleşmesinin sunulması karşısında, mahkemenin tüm dosya kapsamını ve temlik sözleşmesinin içeriğini değerlendirerek karar vermesi gerekirken, eksik inceleme ile davanın reddine karar vermesi usul ve yasaya aykırı görülerek karar bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1018 Esas, 2023/1145 Karar

HÜKÜM : Başvurunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Sındırgı Asliye Hukuk Mahkemesi (Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla)

SAYISI : 2022/340 E., 2023/16 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı asıl davada davalı-birleşen davada davacı banka vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

KARAR

I. ASIL ve BİRLEŞEN DAVA

1.Asıl davada davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin arkadaşı ...'ın kullandığı banka kredilerine kefil olduğunu, borcun ödenmemesi üzerinde müvekkili tarafından borcun kapatıldığını, banka çalışanı tarafından başkaca borcun kalmadığının belirtildiğini, ancak daha sonra bankadan aranılarak 192.150,00 TL borcun bulunduğunun bildirildiğini, müvekkilinin noter kanalı ile gönderdiği ihtarname ile borcu ve kefilliği kabul etmediğini bildirdiğini, daha sonra gelen ihtarname ile borcun 292.450,00 TL olduğunu öğrendiğini, banka tarafından icra takibi başlatıldığını, borcun kapatılmasından sonra asıl borçlunun farklı krediler kullandığını ve bu kredilerde de müvekkilinin bilgisi dışında kefil olarak gösterildiğini ileri sürerek, davanın kabulüyle müvekkilinin 13.06.2016 tarihli ihtarnamede belirtilen borca dayalı başlatılan Balıkesir 3.İcra Müdürlüğünün 2016/3180 E. sayılı dosyasında müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine ve kötü niyet tazminatı ile %10 oranında para cezasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Birleşen davada davacı Banka vekili dava dilekçesinde; dava dışı borçlu ...’un 12.11.2012, 23.12.2013 ve 01.08.2014 tarihli sözleşmeler ile davacı bankadan kredi kullandığını, davalıların müteselsil kefil olarak söz konusu kredi sözleşmelerinden sorumlu olduklarını, ihtara rağmen borcun ödenmemesi nedeniyle ihtiyati haciz kararı alınarak başlatılan icra takibine itiraz ettiklerini, itirazın haksız olduğunu ileri sürerek Balıkesir 3. İcra Müdürlüğünün 2016/3180 E. sayılı dosyasına yapılan itirazın iptaline, takibin devamına, alacak tutarının %20'sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir.

II. ASIL VE BİRLEŞEN DAVAYA CEVAP

1.Asıl davada davalı banka vekili cevap dilekçesinde; dava dışı ...'a 3 farklı sözleşme kapsamında toplamda 230.000,00 TL'lik kredi kullandırıldığını, davacının kefil sıfatıyla bu borçtan sorumlu olduğunu savunarak asıl davanın reddini istemiştir.

2.Birleşen davada davalı ... ve ... vekilleri cevap dilekçelerinde davanın reddinin gerektiğini savunmuşlardır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesince tüm dosya kapsamına göre, asıl ve birleşen davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmiş, hüküm davalı-birleşen davada davacı Banka vekilince istinaf edilmiştir.

IV. BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI

Bölge Adliye Mahkemesince, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, banka istinafında temlik nedeniyle feragat beyanında bulunduğunu, bu hususun borçluluğu etkilemeyeceğini, husumetin temlik alıcısına yöneltilmesi gerektiğini ileri sürmüş ise de, banka vekili tarafından verilen 12.04.2022 tarihli feragat dilekçesinde alacağın açıkça kime ve ne kadar miktar için temlik edildiği açıklanmadığı gibi temlik alanın kimlik bilgilerine de yer verilmediği, dilekçe ekinde temlik belgesi de dosyaya sunulmadığı, sadece "banka tarafından alacağın haricen tahsil edilmesi (temlik işlemi) nedeniyle davadan feragat edildiği" açıklaması ile yetinildiği, asıl dava davacısının feragat dilekçesi kapsamı ile banka vekili tarafından verilen feragat dilekçesi kapsamları birlikte değerlendirildiğinde davacı banka vekili tarafından verilen 12.04.2022 tarihli dilekçenin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 309 uncu maddesine uygun bir feragat beyanı niteliğinde olduğu, bu dilekçenin alacağın 3. kişiye temlik edildiğinin mahkemeye bildirilmesi niteliğinde olmadığı, tarafların açık feragat beyanları doğrultusunda Mahkemece karar verilmesinde bir isabetsizlik olmadığı gibi lehine feragat edilen davalı ...'ın vekalet ücreti ve yargılama gideri talebinin bulunması nedeniyle bu davalı lehine vekalet ücreti takdirinde de 6100 sayılı Kanun'un 312/1. maddesine aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davalı birleşen davada davacı Banka vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, karar davalı birleşen davada davacı Banka vekilince temyiz edilmiştir. banka istinafında temlik nedeniyle feragat beyanında bulunduğunu, bu hususun borçluluğu etkilemeyeceğini, husumetin temlik alıcısına yöneltilmesi gerektiğini ileri sürmüş ise de, banka vekili tarafından verilen 12.04.2022 tarihli feragat dilekçesinde alacağın açıkça kime ve ne kadar miktar için temlik edildiği açıklanmadığı gibi temlik alanın kimlik bilgilerine de yer verilmediği, dilekçe ekinde temlik belgesi de dosyaya sunulmadığı, sadece "banka tarafından alacağın haricen tahsil edilmesi (temlik işlemi) nedeniyle davadan feragat edildiği" açıklaması ile yetinildiği, asıl dava davacısının feragat dilekçesi kapsamı ile banka vekili tarafından verilen feragat dilekçesi kapsamları birlikte değerlendirildiğinde davacı banka vekili tarafından verilen 12.04.2022 tarihli dilekçenin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 309 uncu maddesine uygun bir feragat beyanı niteliğinde olduğu, bu dilekçenin alacağın 3. kişiye temlik edildiğinin mahkemeye bildirilmesi niteliğinde olmadığı, tarafların açık feragat beyanları doğrultusunda Mahkemece karar verilmesinde bir isabetsizlik olmadığı gibi lehine feragat edilen davalı ...'ın vekalet ücreti ve yargılama gideri talebinin bulunması nedeniyle bu davalı lehine vekalet ücreti takdirinde de 6100 sayılı Kanun'un 312/1. maddesine aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davalı-birleşen davada davacı Banka vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, karar davalı-birleşen davada davacı Banka vekilince temyiz edilmiştir.

V. TEMYİZ İNCELEMESİ

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık gelinen aşamada, birleşen davada davacı Banka vekilinin 12.04.2022 tarihli beyanının 6100 sayılı Kanun kapsamında geçerli bir feragat beyanı mı yoksa alacağın temlik edildiğinin bildirimi mahiyetinde mi olduğu, buradan hareketle de birleşen davanın feragat nedeniyle reddinin yerinde olup olmadığı noktasındadır.

2. İlgili Hukuk

1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 125, 307 ve devam hükümleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2.6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 183 ve devamı hükümleri

3. Değerlendirme

1. Asıl dava genel kredi sözleşmesi kapsamında asıl borçlunun kredi borcunu ödememesi üzerine davacı kefilinde borçlularından olduğu Balıkesir 3. İcra Müdürlüğü'nün 2016/3180 E. sayılı takipte menfi tespit istemine; birleşen dava ise yine genel kredi sözleşmeleri kapsamında asıl borçlunun kredi borcunu ödememesi üzerine asıl dava davacısının da aralarında olduğu kefiller aleyhinde başlatılan Balıkesir 3. İcra Müdürlüğü'nün 2016/3180 E. sayılı ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin olup, İlk Derece Mahkemesince asıl ve birleşen davaların feragat nedeniyle reddine karar verilmiş, karar birleşen davada davacı Banka vekili tarafından istinaf edilmekle inceleyen Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Somut olayda taraflar arasındaki uyuşmazlık gelinen noktada, birleşen davada davacı Banka vekilinin 12.04.2022 tarihli beyanının geçerli bir feragat beyanı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

Davacının talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesi olan feragat, 6100 sayılı Kanun'un 307 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olup, kayıtsız ve şartsız olmak kaydıyla dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılabilmekle beraber hüküm ifade etmesi için karşı tarafın veya mahkemenin muvafakati de gerekmemektedir.

Öte yandan alacağın temliki, 6098 sayılı Kanun'un 183 ve devam hükümlerinde düzenlenmiş olup, kanun, sözleşme veya işin niteliği engel olmadıkça alacaklı borçlunun rızasını aramaksızın alacağını üçüncü bir kişiye yazılı bir sözleşmeyle devredilmesidir.

Yine 6100 sayılı Kanun'un 125 inci maddesinin ikinci fıkrasında ise davanın açılmasından sonra, dava konusunun davacı tarafından devredilmesi halinde devralmış olan kişinin görülmekte olan davada davacı yerine geçeceği ve davanın kaldığı yerden itibaren devam edeceği düzenlenmiştir.

Birleşen davada davacı Banka vekili 12.04.2022 tarihinde sunmuş olduğu dilekçesinde "...itirazın iptali davasından alacak haricen tahsil edildiğinden (temlik işlemi ile) davadan feragat edildiğini...feragat doğrultusunda işlem yapılmasını" talep etmiş, bu beyanının ekinde ise herhangi bir temlik sözleşmesi sunmamıştır. Ancak bununla birlikte, yine davacı Banka vekili gerek istinaf ve gerekse de temyiz aşamalarında 12.04.2022 tarihli dilekçesinin davanın reddini gerektiren bir feragat beyanı olmadığını, alacağın dava dışı üçüncü kişiye temlik edildiğini, anılan dilekçede temlik işlemine dikkat çekilerek bunun bildirilmek istendiğini, dolayısıyla davanın feragat nedeniyle reddinin ve müvekkili aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu, davanın alacağı temlik alan taraf olarak eklenmek suretiyle devamının gerektiğini savunmuş, istinaf ve temyiz dilekçeleri ekinde de temlik eden sıfatıyla banka adına Avukat Pelin Sezginal, temlik alan sıfatıyla ... ve icra müdür yardımcısı ... imzalı "Temlik Sözleşmesi" başlıklı 04.04.2022 tarihli bir sözleşme sunmuştur.

Anılan bu temlik sözleşmesi incelendiğinde ise, Balıkesir 2. İcra Müdürlüğü'nün 2016/3316 E. sayılı dosya numarası üst kısma yazılmak ve icra dairesi müdür yardımcısı huzurunda düzenlenmekle birlikte içeriğinde, eldeki davaya da konu Balıkesir 3. İcra Müdürlüğü'nün 2016/3180 E. sayılı icra takibiyle tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla bir kısım alacak hakkının temlikini içerdiği anlaşılmaktadır.

Şu halde Mahkemece, Balıkesir 2. İcra Müdürlüğü'nün 2016/3316 E. sayılı dosyası da temin edilerek, 12.04.2022 tarihli temlik sözleşmesinin içeriği birleşen davacı Banka vekilinin feragat beyanı ve tüm dosya muhteviyatı birlikte değerlendirilip bu cihette yapılacak inceleme ve değerlendirmenin sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın reddi doğru olmamış ve bozmayı gerektirmiştir.

2.Bozma sebebine göre davalı-birleşen davada davacı Banka vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına karar verilmiştir.

VI. SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı-birleşen davada davacı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULARAK KALDIRILMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı-birleşen davada davacı Banka vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, 6100 sayılı Kanun'un 373 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 20.11.2024 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.