Logo

11. Hukuk Dairesi2024/1047 E. 2024/9142 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali talebi.

Gerekçe ve Sonuç: İlk Derece Mahkemesinin, davalıların kredi borcundan sorumluluğunun bulunmadığına dair tespitleri ve davacı bankanın aksini ispatlayamaması gözetilerek, davalıların itirazının kısmen kabulüne ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1843 Esas, 2023/1616 Karar

HÜKÜM : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi

SAYISI : 2018/574E., 2021/563 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

KARAR

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağının tahsili için başlatılan icra takibine davalıların haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek davalıların icra takibinde nakit ile nakde dönüşen gayri nakit alacağa yönelik itirazının iptaline, 239.868,78 TL üzerinden takibin devamına, %20 oranında icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; kredi kullanan asıl borçlunun borçlandığı tarihin, 1 yıllık kefalet süresi geçtikten sonraki borçlanma olduğunu, müvekkilinin hiçbir sorumluluğu bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

2. Diğer davalı cevap dilekçesi sunmamıştır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı ... ve dava dışı ... (... Mühendislik)'in her iki genel kredi sözleşmesinin müşteri bölümünü imzaladıkları, diğer davalı ...'nun ise 02.03.2016 tarihli genel kredi sözleşmesi ile irtibatlı müteselsil kefalet ve hesap rehni sözleşmesinde kefalet imzası bulunduğu, davalı ... yönünden dosyaya sunulan genel kredi sözleşmelerinde sözleşmeyi asıl borçlu sıfatıyla imzalayanların alacaklıya karşı borcun tamamından sorumlu olmayı kabul ettiklerine dair bir beyan bulunmadığı, ayrıca teminat mektupları ve çek defterlerinin, ... (... Mühendislik) firmasına verildiği, ihtarnamelerde ...-... Mühendislik firmasının borçlarından bahisle adı geçen firmanın borçlarının muaccel hale geldiği ve ödemesinin talep edildiği, dosyayla sunulan teminat mektubunun başlığının ...-... Mühendislik firmasına ait olduğu, bankacılık uygulamasında fiilen kredi kullandırıldığında, kredi tutarının krediyi kullananın KMH veya tevdiat hesabına aktarılması sırasında düzenlenen mahsup fişlerine veya karşılıklı olarak düzenlenen tediye ve tahsil fişlerine de, her iki borçlunun imzasının alındığı, davacı tarafça buna ilişkin belgelerin sunulmadığı, 28.01.2016 tarihli adi ortaklık sözleşmesinde banka kredileri için taraflardan birine yetki verildiği, imzalar hakkında müşterek borçlu veya müteselsil borçlu olduklarına dair bir açıklama olmadığı, bu nedenle davalı ...’ın dava konusu krediler sebebiyle sorumluluğunun bulunmadığı, davalı müteselsil kefil ... yönünden ise davacı banka tarafından dava dışı ..., ... Mühendislik’e kullandırılan kredilere dayanak 02.03.2016 tarihli 1.000.000,00 TL limitli genel kredi sözleşmesini 1.000.000,00 TL’lik kefalet limiti ile müteselsil kefil olarak imzaladığı, sözleşme hükümleri incelendiğinde gayrinakdi krediler, başka bir ifadeyle teminat mektubu ve çek yasal yükümlülüklerin banka nezdinde bir hesaba bedellerini nakit olarak depo edeceği yönünde açık bir hüküm bulunmadığı, bu nedenle davalı kefilin bu yönde bir sorumluluğunun olmadığı, gayrinakdi kredilerin tutarlarının talep edilebilmesi için sözleşmede depo talep edebileceği yönünde düzenlemenin ayrıca olması gerektiği, davalı ... yönünden takip tarihi itibari ile takip talepnamesindeki taleple bağlı kalınarak, 128.474,69 TL anapara ve 1.405,08 TL mahrum kalınan kâr payı olmak üzere toplam 128.879,77 TL talep edebileceği, takipten sonra tazmin olunan teminat mektupları ve çek yaprakları yasal sorumluluk yükümlülük bedelleri tazminleri ile ilgili olarak dava dilekçesindeki taleple bağlı olarak, 38.000,00 TL 18.09.2017 tarihinden, 62.355,72 TL için 13.11.2017 tarihinden, 1.410,00 TL için 23.08.2017 tarihinden, 1.410,00 TL için 25.09.2017 tarihinden, 1.410,00 TL için 04.10.2017 tarihinden, 2.770,00 TL için 21.03.2018 tarihinden itibaren, yıllık %9,75 Mahrum Kalınan Kâr Payı talep edebileceği gerekçesiyle davalı ... yönünden açılan davanın reddine, davalı ... yönünden ise davalının icra takip dosyasına yapmış olduğu itirazın 128.474,69 TL anapara ve 1.405,08 TL mahrum kalınan kâr payı olmak üzere toplam 129.879,77 TL üzerinden iptaline, bu miktar üzerinden takibin devamına, asıl alacak üzerinden takip talebinde belirtilen koşullarla faiz işletilerek takibin devamına, hükmolunan alacak üzerinden %20 oranında 25.975,95 TL icra inkar tazminatının anılan davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, takipten sonra tazmin olunan teminat mektupları ve çek yaprakları yasal sorumluluk yükümlülük bedelleri tazminleri ile ilgili olarak, dava dilekçesindeki taleple bağlı olarak, 38.000,00 TL için 18.09.2017 tarihinden, 62.355,72 TL için 13.11.2017 tarihinden, 1.410,00 TL için 23.08.2017 tarihinden, 1.410,00 TL için 25.09.2017 tarihinden, 1.410,00 TL için 04.10.2017 tarihinden 2.770,00 TL için 21.03.2018 tarihinden itibaren, yıllık %9,75 mahrum kalınan kâr payı ile birlikte davalı ...'ndan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiş, karar davacı vekilince istinaf edilmiştir.

IV. BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı vekilinin davalı ... hakkında kurulan hükme yönelik istinaf itirazı yönünden yapılan incelemede, İlk derece mahkemesince davacının toplam 132.513,09 TL nakit alacağın tahsili, 319.810,64 TL gayri nakit alacağın depo edilmesi istemiyle başlatılan icra takibinde borcun tamamına yönelik davalıların itirazı üzerine açılan işbu itirazın iptali davasında, gayri nakdi alacağa ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak üzere davalıların 132.513,06 TL nakit alacak ile 107.355,72 TL nakde dönüşen gayri nakit alacak olmak üzere toplam 239.868,78 TL'ye itirazın iptalinin talep edildiği, davalı ... hakkında davanın kısmen kabulüne, toplam 129.879,77 TL'ye anılan davalının itirazının iptaline, takibin anılan miktar üzerinden devamına, ayrıca dava dilekçesindeki taleple bağlı olarak, 38.000,00 TL için 18.09.2017 tarihinden, 62.355,72 TL için 13.11.2017 tarihinden, 1.410,00 TL için 23.08.2017 tarihinden, 1.410,00 TL için 25.09.2017 tarihinden, 1.410,00 TL için 04.10.2017 tarihinden 2.770,00 TL için 21.03.2018 tarihinden itibaren, yıllık %9,75 mahrum kalınan kâr payı ile birlikte davalı ...'ndan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verildiği, mahkemece toplam 237.235,49 TL yönünden davanın kabulüne karar verildiğinden davacı vekilinin istinafa konu ettiği reddedilen miktar davalı ... yönünden 2.633,29 TL olup, 21.09.2021 tarihli kararın kesin nitelikte olduğu, mahkeme hükmünün reddedilen kısım gözetildiğinde davalı ... yönünden kesin olması nedeniyle davacı vekilinin davalı ... hakkındaki istinaf başvurusunun usulden reddine karar vermek gerektiği, davacı vekilinin diğer davalı ... hakkında kurulan hükme yönelik istinaf itirazları yönünden yapılan incelemede; davacı banka ile dava dışı ... ve davalı ... arasında 02.03.2016 tarihli 1.000.000,00 TL limitli, 11.01.2016 tarihli 600.000,00 TL limitli genel kredi sözleşmeleri imzalandığı, davalı ile dava dışı ...'in imzalarının müşteri sıfatıyla atıldığı, davacı tarafından gönderilen hesap kat ihtarnamesi üzerine davalı ... tarafından davacıya gönderilen 05.09.2017 tarihli ihtarname ile kefaletnamelerin geçersiz olduğu, 26.07.2017 tarihli ihtarname ile ... ile akdedilen ortaklık sözleşmesinin feshedildiği, 14.03.2017 tarihli ihtarname ile de borçtan ...'in sorumlu olduğunun bildirildiği, davalı ... ile dava dışı ... arasında 28.01.2016 tarihinde ortaklık sözleşmesi imzalandığı, 04.04.2016 tarihinde ise ortaklık sözleşmesinin feshedildiği, ortaklık sözleşmesinin yürürlükte bulunduğu süre içerisinde davalı ... ve dava dışı ... müşteri sıfatıyla davacıyla dava konusu takip dayanağı iki adet genel kredi sözleşmesini imzaladığı, davalının imzasının yer aldığı müşteri kısmında müşterek borçlu veya müteselsil borçlu olduğuna ilişkin herhangi bir ibare bulunmadığı, ortaklık sözleşmesinde pilot ortak konusunda herhangi bir düzenleme yer almadığı gibi, banka kredilerine ilişkin ortaklardan birine yetki verildiğine dair bir hükümde bulunmadığı, bu durumda ortaklık adına imzalanacak genel kredi sözleşmesinin davalı ortak ve dava dışı ortak tarafından birlikte imzalanması gerektiği gibi, kredinin kullandırılmasına ilişkin tediye ve tahsil fişlerinde de her iki ortağın imzasının alınması gerektiği, yargılama aşamasında alınan bilirkişi raporlarında dava konusu icra takibi ile tahsili talep edilen kredilerin dava dışı ... tarafından kullanıldığının tespit edildiği, davacı yan, kredinin kullandırılmasına ilişkin tediye ve tahsil fişlerinde davalı ...'ın da diğer ortakla birlikte imzasının yer aldığına ilişkin herhangi bir bilgi ve belgeyi dosyaya sunmadığı, hal böyle olunca, mahkemece davalı ...'ın genel kredi sözleşmesinde dava dışı ortak ile birlikte müşteri sıfatıyla imzası yer almakta ise de, müşterek borçlu veya müteselsil borçlu olduğuna ilişkin herhangi bir ibarenin sözleşmede yer almadığı, kredinin dava dışı ortak tarafından kullanıldığının bilirkişi raporları ile tespit edildiği, davacının kullandırılan krediyi davalı ... ve dava dışı ortağın imzasının yer aldığı kredi tediye ve tahsil makbuzuyla kullandırıldığına dair yazılı bir belge ibraz etmediği, davalı ...'ın dava dışı ortağa kullandırılan kredi nedeniyle sorumluluğunun bulunmadığı gözetilerek anılan davalı yönünden yazılı şekilde hüküm kurulmasında bir isabetsizliğin görülmediği gerekçesiyle davalı ... hakkında kurulan hükme yönelik istinaf itirazının ise reddedilen kısım yönünden kararın kesin olduğundan istinaf başvurusunun usulden reddine, davalı ... hakkındaki istinaf başvurusunun ise esastan reddine karar verilmiş, karar davacı vekilince temyiz edilmiştir.

V. TEMYİZ İNCELEMESİ

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) numaralı alt bendi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372 nci maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, temyiz harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 17.12.2024 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.