Logo

11. Hukuk Dairesi2024/1103 E. 2024/9478 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacıya ait "destek" ibareli seri markalar ile davalının tescil için başvurduğu "... destek ofisi+şekil" işaretinin 6769 sayılı Kanun'un 6. maddesi kapsamında karıştırılma ihtimali bulunup bulunmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Taraf markalarının ayırt edici unsurunun "destek" ibaresi olduğu, şekil unsurlarının farklı olsa dahi genel izlenim bakımından karıştırılma ihtimali yarattığı ve davalının daha önce reddedilen başvurusundaki engeli aşmak için seri marka oluşturacak şekilde kötü niyetli başvuruda bulunduğu gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi

SAYISI :2021/1512 Esas, 2023/1515 Karar

HÜKÜM :Davanın reddine

İLK DERECE MAHKEMESİ :Ankara 4. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi

SAYISI :2018/318 E., 2020/40 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

KARAR

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; davalının 2017/74946 numaralı "... destek patent ofisi" başvurusuna müvekkilinin “destek” ibareli seri markalarını gerekçe göstererek itiraz ettiğini, itirazın TÜRKPATENT tarafından kabul edilerek davalının başvurusunun tamamen reddedildiğini, bunun üzerine davalının bu defa önceki başvurusundaki “patent ofisi” ibaresini çıkartarak davaya konu "... destek ofisi+şekil" ibareli başvuruyu yaptığını, dava konusu bu başvuruya da müvekkilinin “destek” ibareli seri markalarını gerekçe göstererek itiraz ettiğini, bu defa itirazlarının reddedildiğini, müvekkilinin 1983 yılında sınai haklar alanında hizmet vermek amacıyla kurulduğunu, dava konusu başvurunun müvekkilinin redde mesnet gösterilen “destek” ibareli markaları ile aynılık/benzerlik gösterdiğini, tüketici nezdinde markaların karıştırılması, ilişkilendirilmesi ihtimali bulunduğunu, müvekkilinin “destek” markası ve ticaret unvanıyla tanınmış olduğunu, davalı başvuru sahibinin de marka vekili olduğu ve müvekkili ile aynı alanda iştigal ettiğinden müvekkilinden haberdar olmamasının imkânsız olduğunu, davalının müvekkilinin tanınırlığından faydalanarak haksız kazanç elde etmeye çalıştığını, başvurusunun kötüniyetli olduğunu ileri sürerek 29.06.2018 tarih ve 2018-M-5243 sayılı Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu (YİDK) kararının iptali ile 2017-74946 numaralı markanın sicilden terkinine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; müvekkili kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

2.Davalı ... davaya cevap vermemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesince, davalının "şekil+... DESTEK OFİSİ" ibareli başvuru markasıyla davacının "DESTEK" ibareli tescilli markaları (2014/73252, 2004/12324, 2005/03300) arasında sesçil ve görsel olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunduğu, bu markalarda DESTEK ibaresinin asli unsur olarak ön plana çıkartıldığı, dava konusu hizmetler açısından ortalama düzeydeki tüketici kesimi nezdinde her iki markanın işletmesel kökenlerinin aynı olduğu, idari ve ekonomik açıdan birbiriyle bağlantılı işletmeye ait markalar olarak algılanabileceği, bu açıdan taraf markaları arasında 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu'nun (6769 sayılı Kanun) 6 ncı maddesinin birinci fıkrasındaki iltibas-benzerlik koşullarının oluştuğu, davacı tarafın diğer iddialarının ise sonuca etkili görülmediği gerekçesiyle davanın kabulüne, 29.06.2018 tarih ve 2018-M-5243 sayılı YİDK kararının iptaline, marka tescil edilmediğinden hükümsüzlük konusunda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hüküm davalı ... vekilince istinaf edilmiştir.

IV. BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI

Bölge Adliye Mahkemesince, dava konusu başvurunun esas unsurunu oluşturan "... DESTEK OFİSİ" ibaresi ile davacının "Destek" asıl unsurlu markaları arasında, ortalama alıcılar nezdinde görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları genel izlenim itibariyle ilişkilendirilme ihtimalini de içerecek şekilde iltibas tehlikesinin bulunmadığı, dava konusu başvuruya yeterli ayırt ediciliğin sağlandığı, taraf markalarında ortak olarak bulunan "destek" ibaresinin, işaretlerin bütünü itibariyle bıraktığı izlenim farklı bulunduğundan, iltibasa sebebiyet vermeyeceğinden davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisinin doğru olmadığı gerekçesiyle davalı ... vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, davanın reddine, dava konusu başvuru tescil edilmediğinden hükümsüzlük konusunda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, karar davacı vekilince temyiz edilmiştir.

V. TEMYİZ İNCELEMESİ

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, itiraza mesnet davacıya ait "destek" ibareli seri markalar ile davalının tescil için başvuru yaptığı "... destek ofisi+şekil" işaretinin 6769 sayılı Kanun'un 6 ncı maddesinin birinci fıkrası kapsamında ilişkilendirilme ihtimali de dahil karıştırılma ihtimali bulunacak derecede benzer olup olmadıkları, buradan varılacak sonuca göre YİDK kararının yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 6769 sayılı Kanun'un 6 ncı maddesi.

3. Değerlendirme

Dava, YİDK kararının iptali ve markanın hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.

Somut olayda daha önce davalının "... destek patent ofisi" ibaresini marka olarak tescil ettirmek için başvuruda bulunmuş, davacının "destek" ibareli seri markalarına dayalı olarak yapmış olduğu itiraz üzerine davalı ... tescili için yaptığı başvurudan sonuç alamadığından bu kez davalının yine davacının markalarının ayırt edici unsuru olan "destek" ibaresini daire şeklindeki kurt figürünün içerisine yerleştirmek suretiyle marka tescil başvurusunda bulunmuş, davacının itirazına rağmen sonuç olarak bu işaret marka olarak tescil edilmiştir. Ancak yukarıda belirtildiği üzere hem davacının hem de davalının markasındaki ayırt edici unsur "destek" ibaresidir. Davalı markasında şekil unsuruna yer verilmişse de aynı olmamakla birlikte davacının markalarında da şekil unsuruna yer verilmiştir. Bu nedenle taraf markaları bütün olarak karşılaştırıldığında genel izlenim bakımından ilgili tüketici kesimi nezdinde karıştırılmaya sebep olacak derecede benzer olduğunun kabulü gerekir. Diğer taraftan davalı, daha önce karşısına çıkan tescil engelini aşmak için davacının markaları ile seri marka oluşturacak şekilde dava konusu işaretin marka olarak tescili için başvuruda bulunmuştur. Bu hususun 6769 sayılı Kanun'un 6 ncı maddesinde nispi ret nedeni olarak belirtilen kötüniyetli başvuru olarak değerlendirilmesi gerekir. Hal böyle olunca Bölge Adliye Mahkemesince davalı ... vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.

VI. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA, 6100 sayılı Kanun'un 373 üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesi'ne gönderilmesine, peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 26.12.2024 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY

İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 355. vd. Maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi aynı Kanun'un 369/1 hükmü ve 371. Maddesinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmesi gerekirken davacı vekilinin temyizi üzerine kararın yazılı gerekçe ile bozulmasına ilişkin sayın çoğunluk görüşüne karşıyız.