"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1237 Esas, 2023/1198 Karar
HÜKÜM : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/53 E., 2020/130 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
KARAR
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin "..." ibareli tanınmış markaların sahibi olduğunu, davalı şirketin ise 2017/14647 sayılı "... ET DOĞAL ET ÜRÜNLERİ+şekil" ibareli marka başvurusunda bulunduğunu, müvekkilinin "..." ibareli markaları ile dava konusu başvuru arasında karıştırılmaya yol açacak düzeyde benzerlik bulunduğunu, dava konusu başvuru kapsamında yer alan 29., 35.ve 43. sınıf mal ve hizmetlerin müvekkili markalarının kapsamlarındaki mal ve hizmetlerle benzer olduğunu, dava konusu başvurunun asli unsurunun "..." ibaresinden oluştuğunu, "..." ibaresi bir bütün olarak herhangi bir anlam ihtiva etmediği için bütün halinde algılanmayacağını, müvekkil şirketin seri markaları ile dava konusu markanın ayırt edilemeyecek derecede benzer olduğunu ileri sürerek 11.12.2018 tarihli ve 2018-M-10730 sayılı YİDK kararının iptali ile markanın tescili halinde hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı TÜRKPATENT vekili cevap dilekçesinde, Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, davacı markaları ile dava konusu başvuru arasında karıştırılma tehlikesinin bulunmadığını, davacının iddialarının yerinde olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
2.Diğer davalı cevap vermemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesince, başvuru konusu marka kapsamında yer alan emtiaların tamamının, davacının önceki tarihli “...” ibaresini içerir markaları kapsamlarındaki emtialar ile aynı, aynı tür ya da benzer nitelikte olduğu, ancak dava konusu markanın görsel olarak ihtiva ettiği unsurlar ile davacı markalarının sahip olduğu görsel unsurlar arasında herhangi bir benzerlik bulunmadığı, dava konusu markada “...” ibaresi herhangi bir şekilde ön plana çıkartılmadığı gibi “-m” harfinin “...” kelimesine birinci tekil şahıs aidiyeti değil “ET” kelime köküne birinci tekil şahıs aidiyetine ilişkin bir anlam kattığı, markanın bütünsel anlamında “... et” ibaresiyle “et” kelime kökünü vurguladığı ve bu vurgunun “doğal et ürünleri” tali unsuru ile de pekiştirildiği, tüketicinin böyle bir markayı gördüğünde zihninde ve algısında davacının “...” markalarının gelmeyeceği, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu'nun (6769 sayılı Kanun) 6 ncı maddesi birinci fıkrasındaki şartların birlikte gerçekleşmediği, davacının “...” markaları tanınmış marka olarak kabul edilse dahi, taraf markaları tüketici nezdinde farklı kavramsal algılara sebep olduğundan ve bütünsel açıdan farklılaştıklarından davacı markalarındaki tanınmışlık, işaretler arasındaki benzemezliğe üstün tutulmaması gerektiğinden aynı maddenin beşinci fıkrası şartlarının gerçekleşmediği, dava konusu markanın bir bütün olarak başvuru kapsamındaki herhangi bir mal veya hizmet açısından tanımlayıcı olarak değerlendirilmesi ve mutlak ret nedeni çerçevesinde hükümsüzlüğünü gerektirir bir algıyı tüketiciye vermeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, karar davacı vekilince istinaf edilmiştir.
IV. BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Bölge Adliye Mahkemesince, tescilli bir marka ile başvuru konusu işaret arasında iltibasa sebebiyet verebilecek derecede benzerlik olup olmadığının, her ikisinin ayırt edici ve baskın unsurları gözetilerek münferit unsurlardan ziyade bütünü itibariyle bıraktığı izlenimin dikkate alınarak belirleneceği, buna göre "... ET DOĞAL ET ÜRÜNLERİ+şekil" ibareli başvuru ile davacının itirazına mesnet "..." asıl unsurlu markalar arasında 6769 sayılı Kanun'un 6 ncı maddesinin birinci fıkrası anlamında ortalama alıcılar nezdinde görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları genel izlenim itibariyle ilişkilendirilme ihtimalini de içerecek şekilde karıştırılma tehlikesinin bulunmadığı, zira başvuruda "..." ibaresi öne çıkarılmadığı gibi bir bütün olarak da başvuruya yeterli ayırt ediciliğin sağlandığı, marka işaretleri arasında benzerlik olmadığından, davacı markalarının tanınmış olmalarının da başvurunun tesciline engel teşkil etmeyeceği, öte yandan dava konusu başvuru yönünden 6769 sayılı Kanun'un 5 nci maddesi anlamında mutlak bir tescil engelinin de söz konusu olmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, karar davacı vekilince temyiz edilmiştir.
V. TEMYİZ İNCELEMESİ
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, YİDK kararının iptali talebine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2.6769 sayılı Kanun'un 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendi, 6 ncı maddesinin birinci ve beşinci fıkraları.
3. Değerlendirme
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) numaralı alt bendi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacının temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372 nci maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, 16.12.2024 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.