"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/47 Esas, 2023/2133 Karar
HÜKÜM : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2020/568 E., 2021/769 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildi. Duruşma için belirlenen 14.01.2025 günü hazır bulunan davacı vekili Avukat ... ile davalı vekili Avukat ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip, gereği düşünüldü.
KARAR
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; taraflar arasında düzenlenen 04.04.2019 tarihli "mal alım sözleşmesi" ile müvekkilince imal edilecek avizelerin davalıya satışına ilişkin esasların düzenlendiğini, sözleşme kapsamında davalının 05.04.2019 tarihli 3 adet çekle toplam 600.000,00 TL avans ödemesi yaptığını, bu avans ödemesine karşılık müvekkilince davalıya 05.04.2019 düzenleme tarihli 600.000,00 TL bedelli avans teminat senedi verildiğini, daha sonra döviz kurundaki dalgalanma nedeniyle davalının talebi üzerine verilen ilk teminat senedinin iadesi karşılığında davalıya 2 adet 50.000 USD'lik avans teminat senedinin düzenleme ve vade tarihi olmaksızın verildiğini, ancak davalının ilk senedi iade etmediğini ve boş olarak verilen iki adet senedi de anlaşmaya aykırı doldurarak işleme koyduğunu, taraflar arasında düzenlenen 26.04.2019 tarihli mal alım sözleşmesi kapsamında ise, müvekkilince davalıya satılacak avize emtiası için davalı tarafça 26.04.2019 keşide tarihli 300.000,00 TL bedelli çek ve 29.04.2019 tarihinde 50.000,00 TL nakit olmak üzere toplam 350.000,00 TL avans ödemesi yapıldığını, bu avans ödemesinin teminatı olarak da müvekkilince 26.04.2019 tarihli ve 350.000,00 TL bedelli avans teminat senedi verildiğini, sözleşmeler ile senetlerin arka yüzünde bu senetlerin teminat amacıyla verildiğinin yazılı olduğunu, müvekkilinin sözleşmeler kapsamındaki edimlerini yerine getirmesine rağmen davalının avans olarak verilen teminat senetlerinin iade edilmediğini ve cari hesap bakiye alacağını ödemediğini ileri sürerek, İstanbul 11. İcra Müdürlüğünün 2019/37064 E. sayılı takibine konu teminat senetlerinden dolayı davalıya borçlu olunmadığının tespitine, cari hesap alacak bakiyesi yönünden şimdilik 10.000,00 TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 31.08.2021 tarihli ıslah dilekçesi ile alacak talebini 598.500,00 TL'ye yükseltmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; tebligatın usulsüz olduğunu, taraflar arasında çok yönlü ticari ilişki bulunduğunu, davacının edimlerini yerine getirmemesi nedeniyle takip başlatıldığını, davacının teminat senedine ilişkin iddialarının yersiz olduğunu, sözleşmelerde yer alan soyut nitelikteki "avans teminat senedi" ibarelerinin takip konusu bonolarla ilişkilendirilmeye çalışıldığını, sözleşmelerde açıkça bono bilgilerinin yer almadığını, teminat senedi verilmesine ilişkin genel bir ibarenin bu senedi teminat senedi haline getirmeyeceğini, takip konusu iki adet TL cinsi senede ilişkin davacı şirket yetkilisinin kabul beyanı bulunduğunu, icra dosyasındaki haciz zaptı ve kefalet beyanları dikkate alındığında davanın reddi gerektiğini, USD cinsi senetler yönünden herhangi bir ispat vasıtası ileri sürülmediğini, senetlerin vade tarihlerinin sözleşmelerden önceki bir tarihe ilişkin olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile taraflar arasında imzalanan 04/04/2019 ve 26/04/2019 tarihli mal alım sözleşmeleri kapsamında, davacı tarafça satışı yapılan mallara ilişkin davalı tarafça yapılan avans ödemelerine karşılık takibe ve davaya konu bonoların davacı tarafça düzenlenerek davalıya verildiği, davacı tarafça satışı yapılan ve davalıya teslim edilen mallara ilişkin düzenlenen (davalı ticari defterlerinde kayıtlı olan) fatura içeriğine davalı tarafça süresi içinde itiraz edilmediği, dolayısıyla sözleşmeler kapsamında malların davalıya teslim edildiğinin kabulü gerektiği, davalı tarafça taraflar arasındaki sözleşmeler dışında, bono düzenlenmesini gerektirecek başka bir hukuki ilişkinin iddia ve ispat edilmediği, bu durumda takibe ve davaya dayanak bonoların bedelsiz kaldığı kanaatine varıldığı, davalının takibe girişmekte kötü niyetli olduğu, incelenen ticari defter ve kayıtlara göre davacının davalıdan 598.500,00 TL cari hesap bakiye alacağının bulunduğu, ancak davadan önce davalının temerrüde düşürülmediği gerekçesiyle menfi tespit davasının kabulü ile takibe dayanak yapılan 4 adet bonodan dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, %20 oranında hesaplanan 310.000,00 TL tazminatın davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, alacak davası yönünden davanın ıslah edilmiş şekli ile kabulü ile 598.500,00 TL'nin ıslah tarihi olan 31.08.2021 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiş, hüküm, davalı tarafça istinaf edilmiştir.
IV. İSTİNAF
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile mahkeme kararının usul ve yasaya uygun bulunduğu gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, hüküm, davalı tarafça temyiz edilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Dava ve Hukuki Nitelendirme
Dava, satım sözleşmesinin teminatı olarak verilen bonolara dayalı olarak başlatılan takip nedeniyle davacının borçlu olmadığının tespiti ve satım sözleşmesinden kaynaklanan bakiye alacağın tahsili istemlerine ilişkindir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 353/1-b(1) hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalının temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, takdir olunan 28.000,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, 14.01.2025 tarihinde kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.