Logo

11. Hukuk Dairesi2024/1148 E. 2024/9069 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Limited şirket müdürünün yetkisini aşarak şirkete ait taşınmazı muvazaalı olarak davalıya sattığı iddiasıyla tapu kaydının iptali ve taşınmazın şirkete iadesi davası.

Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazın, rayiç bedelinin çok altında bir fiyata, şirketin tek malvarlığı niteliğinde olması ve satış işleminin şirket menfaatine olmaması gözetilerek muvazaalı olduğu, satış yetkisinin genel kurulda olması gerekirken şirket müdürünün yetkisini aştığı ve davalının da bu durumu bildiği değerlendirilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/2313 Esas, 2023/1898 Karar

HÜKÜM : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi

SAYISI : 2020/226 E., 2021/747 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve

Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

KARAR

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; şirket ortakları arasındaki sorunlar sebebi ile şirketin genel kurul toplantısı yapılmak üzere mahkemeden kayyum atanması talebinde bulunulduğunu, 13.08.2018 tarihinde verilen karardan sonra yapılan 25.10.2018 tarihli genel kurulda yönetim kuruluna seçilen ortağın şirket defterlerini ve malvarlığını incelediğinde şirket adına kayıtlı tek taşınmazın önceki dönem şirketi temsile yetkili ... tarafından, kardeşi olan davalıya herhangi bir genel kurul kararı alınmaksızın 31.08.2018 tarihinde satıldığının öğrenildiğini, satış işleminin muvazaalı olduğunu ileri sürerek taşınmazın davalıya satışına dair tapu kaydının iptali ile tekrar davacı adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; dava konusu taşınmazın şirketin kuruluş tarihinde %50 hissesi olan dava dışı ... tarafından şahsi parası ile alınıp şirket adına tescil edildiğini, diğer ortakların taşınmaz için kira ödediklerini, 50.000,00 TL sermaye ile kurulup halihazırda 37.500,00 TL ödenmemiş sermayesi bulunan şirket tarafından kuruluştan kısa süre sonra bu taşınmazın alınabilmesinin mümkün olmadığını, taşınmaz satın alınırken de bir genel kurul kararı alınmadığını, taşınmazın gerçek sahibinin ..., görünürdeki malikinin davacı şirket olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesince, ticaret sicil kayıtlarına göre dava konusu taşınmazın satış tarihinde şirket yetkilisinin ... olduğu, ...'ın kardeşi olduğu anlaşılan davalı ...'ın dava konusu taşınmazı bilirkişi raporu ile saptanan rayiç bedelinin (887.192,00 TL) çok altında bir bedel (97.000,00 TL) ödeyerek edindiği, davalının şirket müdürü ...'ın kardeşi olması nedeniyle iyi niyetinden söz edilmeyeceği, söz konusu taşınmazın davacı şirketin sahip olduğu tek malvarlığı olması yanında, şirketin varlığını sürdürebilmesi için hayati önemi haiz bulunduğu, taşınmazın satılmasına ilişkin herhangi bir genel kurul veya ortaklar kurulu kararı bulunmadığı gibi mali müşavir bilirkişi raporuna göre 31.12.2019 tarihi itibariyle davaya konu taşınmazın şirket defter kayıtlarında aktifte yer aldığı, satışa ilişkin herhangi bir işlem kaydının bulunmadığı, dava konusu taşınmazın satışının şirketin menfaatine olmadığı, her ne kadar davalı taraf taşınmazın şirket müdürü ... tarafından kendi şahsi mal varlığından ödenerek şirket adına alındığı ve diğer ortakların taşınmazın kullanımı için ...'a kira ödediğini ileri sürmüşse de iddialarını ispatlayamadığı, dava konusu taşınmazın muvazaalı olarak davalıya devredildiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekilince istinaf edilmiştir.

IV. BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI

Bölge Adliye Mahkemesince, dava konusu taşınmazın davalıya satış tarihi olan 31.08.2018 tarihi itibariyle gerçek piyasa değerinin 887.192,00 TL olduğu, tapu kayıtlarına göre; taşınmazın davacı şirket tarafından dava dışı malikten 11.12.2014 tarihinde satın alındığı, davacı şirket adına kayıtlı iken daha sonra 31.08.2018 tarihinde davacı şirketin o tarihte tek yetkili müdürü ve davalının kardeşi olan dava dışı ... tarafından davalıya 97.000,00 TL bedelle satıldığı, satışın, davacı şirkete olağanüstü genel kurul toplantısının yapılması talepli açılan davada şirkete kayyım atanmasına dair verilen 13.08.2018 tarihli karardan kısa bir süre sonra 31.08.2018 tarihinde yapıldığı, satışın 2018 yılına ait ticari defterlerde yer almadığı, fatura veya fiş bulunmadığı, dava tarihi ve 30.12.2020 tarihinde hâla şirket aktifinde kayıtlı göründüğü, taşınmazın satış tarihindeki rayiç bedelinin çok çok altında satışı yapan şirket müdürü ...'ın kardeşi olan davalıya yapıldığı, rayiç bedelin altında olan ve tapuda gösterilen 97.000,00 TL'nin dahi şirkete aktarıldığının tespit edilemediği, davalının da ödeme yaptığını savunmadığı gibi satışı gerçekleştiren şirket müdürünün isticvabında, davalıya satışını yaptığı bu taşınmazın satış bedelini kendisinin aldığını ve davalıyla birlikte sahibi oldukları restoranlardan mahsup yaptıklarını beyan ettiği nazara alındığında muvazaa iddiasının davacı tarafından ispatlandığı, dava konusu taşınmazın satışının muvazaalı olarak ve şirket ortaklarını zarara uğratmak kastıyla yapıldığı, satışın gerçek bir satış olduğunun davalı tarafça ispatlanamadığı, dava konusu gayrımenkulün şirketin tek malvarlığı olduğu, şirketin faaliyet konusu taşınmaz ticareti olmadığından bu taşınmazın satışına şirket müdürünün tek başına 6102 sayılıTürk Ticaret Kanunu'nun (6102 sayılı Kanun) 623 üncü maddesindeki yönetim ve temsil yetkisi kapsamında karar vermesinin mümkün olmadığı, bu işlemin adi bir yönetim ve temsil işi olmayıp, şirketin en önemli mal varlığının elden çıkarılmasına ilişkin olduğu, ancak bir genel kurul kararıyla yapılmasının mümkün olduğu, fakat bu yönde bir genel kurul kararının da bulunmadığı, davalı tarafından her ne kadar, dava konusu taşınmazın gerçekte davacı şirkete ait olmadığı, gerçekte şirket müdürü ve ortağı olan ... tarafından şahsi mal varlığından bedeli ödenerek alındığı, diğer ortakların da bu ortağa kira ödediği savunulmuş ve istinaf sebebi olarak ileri sürülmüş ise de dosya kapsamında davalının bu iddialarının ispatına yarayacak herhangi bir yazılı delil sunulmadığı, bu nedenle taşınmazın davacı şirket tarafından ilk kez alındığı ve şirket kayıtlarına girdiği tarihteki değerinin ne olduğunun ve şirketin bu tarihte taşınmazı alacak mali gücü bulunup bulunmadığının tespitinin sonuca bir etkisinin bulunmadığı, davalı vekilinin bilirkişi raporuna itirazlarının dikkate alınmadığı, raporların eksik olduğu yönündeki istinaf sebeplerinin de yerinde görülmediği gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, karar davalı vekilince temyiz edilmiştir.

V. TEMYİZ İNCELEMESİ

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, davacı şirkete ait iken limited şirket müdürü tarafından yetkisi aşılmak suretiyle muvazaalı olarak davalıya satıldığı iddia olunan dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına tescili talebine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 6102 sayılı Kanun 623 üncü maddesi.

3. Değerlendirme

Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) numaralı alt bendi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalının temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372 nci maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, 16.12.2024 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.