Logo

11. Hukuk Dairesi2024/1286 E. 2024/9138 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalının aynı binada benzer faaliyet gösteren işletmesi nedeniyle davacının haksız rekabet hükümlerine dayanarak men, maddi ve manevi tazminat talep etmesi.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının haksız rekabete ilişkin iddialarını destekleyecek yeterli delil sunamaması ve mahkemece verilen keşif ve bilirkişi incelemesi için delil avansını yatırmaması nedeniyle ispat yükünü yerine getiremediği değerlendirilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/534 Esas,2023/1807 Karar

HÜKÜM : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi

SAYISI : 2019/96 E., 2021/574 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

KARAR

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin Karaköy-İstanbul semtinde markası ... işletme ismi ve markası adı altında 3 yılı aşkın süredir bir ticari işletmesi olduğunu, ... markası aynı zamanda Türk Patent ve Marka Kurumu (TÜRKPATENT) nezdinde 25.03.2015 tarihi itibariyle 2015/25701 dosya numarası ile koruma altında olduğunu yeme-içme sektöründe tanınmış bir marka olduğunu, müvekkilinin iş yerinin giriş katında ... CAFE isimli işyerini işlettiği binanın üst katında aynı konsepte açılmış olan HAN isimli çay evi ile ilgili gerek işletmecilerinin aynı zamanda dükkanın bulunduğu binanın mal sahipleri olmaları davalının haksız rekabet teşkil eden davranışlarının önüne geçilemediğini, müvekkilinin müşterilerinin algısında karışıklık yaratarak sanki ...' in masasına oturuyor sandıkları halde HAN'ın masasına oturmaları hedeflendiğini, müvekkilinin maddi zararı olarak şimdilik 20.000,00 TL maddi tazminat talep ettiklerini, yaşanılan iltibas sebebi ile manevi zararının doğduğu itibar zedelenmesinin sonucu olarak 50.000,00 TL manevi tazminat talep ettiklerini, müvekkilinin gerek logosunu, gerek menüsünü iltibas amacı doğrultusunda taklit ederek üst katta bulunan iş yerinin işgali ve hakkı olmadığı halde müvekkilinin cephesinin önüne masalarını koyarak hataen oturan müşterinin kalkmasına engel olmaya çalışan davalının müvekkilini zarara uğrattığı davalı şirketin ilgili işletmeyi açma hazırlıkları aşamasındaki tadilat zararlarının da büyük olduğunu, davalıya ait işletmenin yerinin konseptinin müvekkili işyeri konsepti ile ayırt edilemeyecek derecede benzer olması, masalara oturan müşterilerinin yanılması ve davalı dükkanının müvekkili markasına tecavüz ve haksız rekabet teşkil etmesi nedeni ile müvekkili işletmesine davalının yapmış olduğu tecavüzün durdurulmasını, davalının ticaret unvanı ile yapmış olduğu tecavüzün ve haksız rekabetin önlenmesini, ürettiği mal ve hizmetlerde, tabela katalog ve kartvizit gibi tanıtım vasıtalarını müvekkili işletmesinin önünde kullanmasının önlenmesini, müvekkili ticari itibarının zedelenmesi sebebi ile manevi zararının telafi edilmesini, müvekkilinin yoksun kaldığı kar nedeni ile maddi tazminata hükmedilmesini, haksız rekabete son verilmesini, hükmün gazete ile ilanına karar verilmesi taleplerinin kabulünü, müvekkilinin yoksun kaldığı kar oranı belirlendikten sonra ıslah hakkının saklı kalmak kaydıyla müvekkilinin maddi zararı olarak 20.000,00 TL maddi tazminat taleplerinin kabulüne 50.000,00 TL manevi tazminat taleplerinin kabulüne, karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının han içerisinde yalnızca bir adet iş yerinin kiracısı konumunda olduğunu, müvekkilinin ise 2 katlı iş hanının maliki olduğunu, davacı ilgili işletmede kendi beyanıyla sadece üç yıldır faaliyet gösterdiğini, dava tarihinden önce davacı ile müvekkili arasında kira bedeli ile ilgili anlaşmazlık yaşandığını, kira bedeli ile ilgili müvekkili aleyhine açılan davaya ek olarak sayın mahkemece kötü niyetli olarak işbu davanın açıldığını, davacı yalnızca müvekkilini baskı altına almak maksatlı hareket ettiğini, müvekkili davaya konu iş yerinde bir yıla yakın süredir kafe hizmeti vermeye başladığını, davacının bu süre içerisinde sessiz kaldığını, rıza gösterdiğini, internetteki mekan sitelerinde bir karıştırılmanın mevcut olmadığını, davalı ile müvekkilinin farklı ürünler için hizmet verdiğini, müvekkilinin konseptinin davacıdan farklı olduğunu, davacının markasının kısmen tescil edildiğini, marka hukuku kapsamında davacının esas faaliyet alanı yeme içme hizmetleri içerisinde bulunan kafe hizmetleri 43.sınıfta yer aldığını, davacının kafe hizmetleri için marka tescilinin bulunmadığını, yalnızca bazı ürünler için marka tescili bulunduğunu, bunlar içerisinde çay ve çay ürünlerinin bulunmadığını, davacının tanınmış marka oldukları iddialarının temelsiz olduğunu, tanınmışlığın ispat edilmesi gerektiğini, davacının marka hukukuna dair iddiaların işbu mahkemenin görev konusuna girmediğini, bu nedenlerle davacının haksız rekabet iddialarının tescilli markası noktasında yoğunlaşması ve bu noktada görevli mahkemenin ihtisas mahkemesi olması sebebiyle bu iddiaların reddine ya da davanın görevli mahkemeye gönderilmesini, davacının markasının kısmen tescil edilmiş olması davacının markasının faaliyet gösterdikleri hizmetlere ilişkin değil de ilişkili olmayan ürünler için tescil edilmiş olması, haksız rekabet iddialarının ispatlanmamış olması, davacının herhangi bir tanınmış markasının olmaması, tanınmışlığa ilişkin hiçbir delil sunamamış olması, müvekkilinin bambaşka bir ibare, menü, konsept ve çalışma tarzı ile hizmet vermesi, davacının herhangi bir manevi zararının doğmaması aksine müvekkili ile yaşadığı kira uyuşmazlığı sebebiyle kötü niyetli olarak işbu davayı açmış olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesince, davacı tarafın tescilli markasından kaynaklanan haklarının ihlal edildiği iddiasıyla koruma talep etmediğini, davanın 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun (6102 sayılı Kanun) 56 ve devamı kapsamında haksız rekabetin men'i ile maddi ve manevi tazminat davası açtığı; bu haliyle davacının iddiaları olan bire bir aynı iş kolunda aynı binada, HAN isimli çay ocağı olduğunu iddia ettiği ve binanın üst katında açmış göründüğü mekanda müvekkilinin konsepti ile bire bir şekilde sadece çay sattığı, önce müvekkilinin tentesinin hemen üstüne kendi tentesini kurmak istediğini sonrada müvekkilinin işletmesinin klasikleşen tarihi özgür pencere figürü içerir logosunu ihtiva eder tabelasını müvekkilinin masalarının önüne koyarak müşterinin kafasını karıştırır şekilde kendisinin işletmesine gelmesini sağlamaya çalıştığı, ayrıca cephesini müvekkilinin kullanma hakkını haiz olduğu cam kenarına ve dükkan kenarına işletmesi binanın üst katlarında açıldığı halde masalarını bina girişine koymak suretiyle müvekkilinin müşterilerinin algısında karışıklık yaratarak sanki ...'in masasına oturuyor sandıkları halde HAN'ın masasına oturmalarının hedeflendiğine yönelik iddiaların mahalinde yapılacak keşif ile her iki işletmenin fiziki koşulları, oturma düzenleri, logoları vs. değerlendirilmeden haksız rekabetin şartlarının oluşup oluşmadığına yönelik, davacının iddia ettiği haksız rekabet mahiyetindeki özel haksız fiil olgusunu ispata yarar delillerin dosya kapsamında bulunmadığı, mahallinde uzman bilirkişiler refakatiyle icra edilecek keşif ile davacının iddia ettiği haksız rekabet olgusuna yönelik fiziksel olarak işletmelerin konumları, dışarıdan bakışta yanıltıcı nitelikte olup olmadıkları, oturma düzen ve şekillerine yönelik tespit ve değerlendirmelerin zorunlu olduğu, yalnızca aynı bina, semt ve sektör vb. hizmet verme gibi olguların varlığının tek başına haksız rekabet teşkil eden davranış olarak takdirinin liberal, rekabetçi ekonomik düzenlerde mümkün olmadığı ve bu haliyle de davacı tarafından sunulan delillerin niteliği gözetildiğinde; davalı tarafça 6102 sayılı Kanun'un 54/2’de belirtildiği üzere rakipler arasındaki ilişkileri etkileyen nispette aldatıcı veya dürüstlük kuralına aykırılık oluşturan davranış ve ticari uygulamaların yapıldığına yönelik dosya kapsamında bir delilin bulunmadığı gerekçesiyle sübut bulmayan davanın reddine karar verilmiş, karar davacı vekilince istinaf edilmiştir.

IV. BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI

Bölge Adliye Mahkemesinnce, davada ispat yükünün davacıda olduğu, davacının haksız rekabet iddiasının davalının iş yerini fiili kullanımından kaynaklandığı, mahkemenin bu durumun yerinde tespiti için keşif ve bilirkişi incelemesi kararı verdiği, ancak davacının verilen kesin sürede delil avansını yatırmaması nedeniyle incelemenin yapılamadığı ve davacının bu delile dayanmaktan vazgeçtiğinin tespit edildiği, davacının dosyaya sunduğu delillerin haksız rekabetin varlığını tespite yeterli olmadığı, dinlenen davalı tanığı Hüseyin Zafer Argun'un "Taraflara ait iş yerlerinin katlarının farklı olduğu ve girişlerinin farklı sokaklardan yapıldığı." yönündeki beyanı da gözetildiğinde mahkemece ispatlanamayan davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, karar davacı vekilince temyiz edilmiştir.

V. TEMYİZ İNCELEMESİ

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, haksız rekabetin tespiti, meni, durdurulması ile maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 6102 sayılı Kanun'un 54/2 ile 56. maddeleri.

3. Değerlendirme

Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) numaralı alt bendi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372 nci maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, 17.12.2024 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.