Logo

11. Hukuk Dairesi2024/1293 E. 2024/3188 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalıya sevk edilen malların fatura bedellerinin ödenmemesi nedeniyle açılan alacak davasında, davacının ticari defterlerinin usulüne uygun tutulmaması ve bazı faturalarda davalı imzasının bulunmaması sebebiyle alacağın miktarının tespiti.

Gerekçe ve Sonuç: Davalının ticari defterlerini ibraz etmemesi ve usulüne uygun davetlere rağmen beyanda bulunmaması karşısında, davacı defter kayıtlarının tek başına ispat aracı olarak kabul edilemeyeceği, davacı tarafından ibraz edilen imzalı irsaliyelere dayalı faturaların alacak için yeterli delil sayıldığı ve davacının kısmi davasının kabulüne ilişkin yerel mahkeme kararının onanması gerektiği gözetilerek, davacı vekilinin karar düzeltme talebi reddedilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

SAYISI : 2021/836 Esas, 2022/330 Karar

HÜKÜM : Kısmen kabul

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece Mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Davacı vekili tarafından Dairece verilen kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla; kesinlik, süre ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, karar düzeltme dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; müvekkilinin davalıya muhtelif tarihli faturalar tahtında mal satıp sevk irsaliyeleriyle teslim ettiğini ancak davalının faturalara konu borcu ödemediği gibi gönderilen cari hesap ekstresine de cevap vermediğini, bunun üzerine sözü edilen alacağın tahsili amacıyla davalı aleyhine ilamsız icra takibi yaptıklarını, takibin, davalının itirazı üzerine durduğunu ileri sürerek itirazın iptaline ve icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı şirket cevap dilekçesi sunmamıştır.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava, faturaya dayalı alacak iddiasından kaynaklandığından alacaklı olduğunu ispat külfeti davacıda olduğu, davalının, davaya cevap vermediğinden davayı inkar etmiş sayılması gerektiği, incelenen davacı ticari defterleri usulüne uygun tutulmadığından sahibi lehine delil olma vasfını taşımadığı, davacının, icra takibinde, bir kısım faturalara ve dayanağı teslim belgelerine dayandığı, bu belgelerdeki imzaların davalıya ait olup olmadığı hususunda meşruhatlı davetiye tebliğine rağmen davalının beyanda bulunmadığı, bu nedenle bu teslim belgelerine dayanan faturalardaki alacağın sabit olduğunun kabul edildiği, davacı tarafından 13 adet toplam 230.255,03 TL bedelli faturanın 221.129,84 TL'lik kısmının icra takibine konu edildiği, bu faturalardan 20.04.2009 tarihli 6.181,90 TL tutarlı olan faturanın fiyat farkı faturası olduğu, zikredilen faturada davalı imzasının bulunmaması ve taraflar arasında fiyat farkı faturası düzenleneceğine dair anlaşma veya teamül olduğunun ispatlanamaması sebebiyle bu fatura tutarının davacı alacağı olarak kabul edilmediği, keza 23.07.2009 tarihli 9.119,63 TL tutarlı faturada da davalı imzası olmadığından bu fatura tutarının da davacı alacağı olarak kabul edilmediği, bu iki fatura haricindeki 11 faturanın irsaliyelerinde imza bulunduğundan ve yukarıda açıklandığı üzere bu imzaların davalıya ait olduğu kabul edildiğinden davacının bu faturalar nedeniyle alacaklı olduğunun kabul edildiği, davacının ticari defterleri usulune uygun tutulmadığı için 2008 yılından devreden bakiyenin alacak olarak kabul edilmesi söz konusu olmadığı, dolayısıyla Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun bozma kararı doğrultusunda dava konusu faturalarla ilgili yapılan inceleme sonucunda davacının dava konusu faturalardan dolayı alacağının 214.953,50 TL olduğu, davacı defterlerinde 174.758,64 TL davalı ödemesinin kayıtlı olduğu, dolayısıyla davacı alacağından bu ödemelerin düşülmesi gerektiği, yapılan mahsup neticesinde davacı alacağının 40.194,86 TL olduğunun tespit edildiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile takibe vaki itirazın 40.194,86 TL bakımından iptaline ve icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Yargıtay Kararı

Dairenin 24.10.2023 tarihli ve 2022/6915 E., 2023/6120 K. sayılı kararıyla, mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

V. KARAR DÜZELTME

A. Karar Düzeltme Yoluna Başvuran

Dairenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.

B. Karar Düzeltme Sebepleri

Davacı vekili; davalının, verilen kesin süreye rağmen ticari defterleri sunmadığını, usulüne uygun isticvap davetiyesine de iştirak etmediğini, bu nedenle takibe konu edilen faturaları kabul etmiş sayılması gerektiğini, Mahkemece, müvekkilinin 2008 yılından devreden 174.139,06 TL alacağının kabul edilmemesinin doğru olmadığını, Mahkemece, 23.07.2009 tarihli 9.119,63 TL bedelli fatura için düzenlenen 23.07.2009 tarihli sevk irsaliyesinde imza bulunmadığından bahisle bu faturaya konu alacağın ispatlanamadığı sonucuna ulaşılmış ise de uygulamada, faturanın irsaliye faturası olması halinde mutlaka faturanın düzenlendiği müşterinin veya vekilinin imzasının alındığı, söz konusu fatura incelendiğinde, bahsedilen bu teamüle uyularak imza alındığının görülebileceği, faturanın altındaki imza incelendiği takdirde ise diğer faturaların altındaki imza ile aynı olduğunun ve taraflar arasında yıllardır devam eden ticari ilişki gereğince hep aynı kişiye teslimat yapıldığının tespit edilebileceğini, söz konusu faturanın en azından yazılı delil başlangıcı olarak kabul edilip müvekkiline tanık dahil her türlü delille ispat olanağı tanınması gerektiğini, bunun yanında, Mahkemece, davalının, anılan faturayı ilgili Vergi Dairesine bildirilip bildirilmediğinin araştırılmamasının da doğru olmadığını, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın düzeltilmesini ve Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, faturaya dayalı alacak istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 440 ıncı ve 442 nci maddeleri, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 67 nci maddesi.

3. Değerlendirme

Dosyadaki yazılara, mahkeme kararında belirtilip Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, davacı vekilinin 1086 sayılı Kanun’un 440 ıncı maddesinde sayılan hallerden hiçbirisini ihtiva etmeyen karar düzeltme isteminin reddi gerekir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin karar düzeltme isteminin 1086 sayılı Kanun'un 442 nci maddesi gereğince REDDİNE,

Aşağıda yazılı bakiye 328,85 TL karar düzeltme ret harcının ve 3506 sayılı Yasa ile değiştirilen 1086 sayılı Kanun'un 442 nci maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca takdiren 2.505,00 TL para cezasının karar düzeltme isteyenden alınarak Hazine'ye gelir kaydedilmesine,

24.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.