Logo

11. Hukuk Dairesi2024/1483 E. 2025/39 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı kurumun Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu (YİDK) kararının yerinde olup olmadığı, davalı markasının hükümsüzlüğüne karar verilip verilmeyeceği ve taraf markaları arasında iltibas yaratacak derecede benzerlik bulunup bulunmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: İlk Derece Mahkemesinin, taraf markaları arasında görsel ve işitsel benzerlik bulunduğu, tüketicinin davalı markasını davacı markasıyla ilişkilendirme ihtimalinin mevcut olduğu gerekçesiyle marka hükümsüzlüğüne karar vermesi usul ve yasaya uygun bulunarak onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1714 Esas, 2023/1663 Karar

HÜKÜM : Başvurunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/5 E., 2021/309 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

KARAR

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı şahsın 2019/54979 başvuru numaralı ve “...” ibareli markanın 42. sınıftaki hizmetlerde tescili için yaptığı başvuruya, müvekkili şirketin 2018/108385, 2017/57540, 2012/85002, 2006/49831, 2003/02522, 2003/01401, 2002/30295, 2002/05955, 2000/24972, 2000/18315, 91/002810 sayılı ve “...” ibareli markalarını mesnet göstererek itiraz ettiğini, itirazın Markalar Dairesi Başkanlığınca reddedildiğini, ret kararına karşı Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kuruluna (YİDK) yapılan itirazın da nihai olarak reddedilmiş olduğunu, oysa müvekkili şirketin “...” ibareli seri markaların sahibi olduğunu, müvekkili şirketin “...” ibareli tanınmış marka başvurusunun TÜRKPATENT tarafından T/00292 numarası ile kabul edildiğini, dava konusu başvurunun müvekkili markalarına iltibasa sebebiyet verecek derecede benzediğini, “...” ibaresinin anlamsız ve yaratılmış bir sözcük olması sebebiyle çok yüksek bir ayırt ediciliğe sahip olduğunu, başvurunun müvekkili şirket markasındaki “M” harfinin yerine bu harfin yan çevrilmiş halini andıran “ZZ” harflerinin getirilmesi ile oluşturulduğunu, bunun dışında tüm harfler ve sıralanışının aynı olduğunu, davalı markasının müvekkili markalarının serisi veya bir başka versiyonu olduğu algısının oluşacağını, davalı başvurusunun kötü niyetli olarak yapıldığını, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu'nun (SMK) 6/4 ve 6/5. hükümleri uyarınca da tescil engeli bulunduğunu, davalının tescil başvurusunun müvekkili şirket aleyhine haksız rekabet oluşturduğunu, davalının markayı “... HOME” ve “... MİMARLIK” olarak kullandığını, dolayısıyla karıştırma ihtimalini ortadan kaldırdığı yönündeki savunmasının çelişkili ve hatalı olduğunu, "home" ve "mimarlık" ibarelerinin dekorasyon ve mimarlık gibi işlerde tanımlayıcı olduğunu, iltibas değerlendirmesinde dikkate alınmayacaklarını ileri sürerek, YİDK’nın 2020/M-9378 sayılı kararının iptaline, 2019/54979 sayılı markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı ... vekili cevap dilekçesinde, müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

2.Diğer davalı vekili cevap dilekçesinde, müvekkili markasının anlamsız ve rastgele oluşturulmuş bir marka olmadığını, “art” kelimesinin İngilizce “sanat” anlamına geldiğini, “ezza” kısmının ise İtalyanca’da bütünlük anlamı taşıyan “interezza” kelimesinden alındığını, markanın iki kelimenin inovatif olarak birleşmesi sonucu oluşturulduğunu, müvekkili markasının “...” kelimesi ile hiçbir bağlantısının bulunmadığını, tarafların aynı iş sahasında faaliyet göstermediğini, dava konusu markayı müvekkilinin hali hazırda aktif olarak kullanmadığını, seramik ürünlerin satışında “... HOME” ve dekorasyon işlerinde (tasarım ve mimari işler) “... MİMARLIK” unvanı ile bu ibareyi kullandığını, markaların ortalama tüketici nezdinde karıştırılmayacağını, müvekkili markasındaki iki “z” harfinin telaffuzda büyük farklılık oluşturduğunu, markaların anlamsal, söylemsel ve sektörel olarak benzer olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile taraf markaları arasında emtia ayniyeti bulunduğu, markaların esas unsurlarının "..." ve "..." ibarelerinden oluştuğu, "..." ibaresinin ayırt ediciliğinin yüksek olduğu, 42. sınıf hizmetlerin tüketicilerinin bilinçli tüketicilerden oluştuğu, taraf markaları bütün olarak karşılaştırıldığında; davacı markalarının esas unsuru olan "..." ibaresi ile dava konusu markanın esas unsuru olan "..." ibaresi arasında görsel ve yüksek seviyede işitsel benzerlik bulunduğu, markaların farklı kavramsal çağrışımlar oluşturmadıkları, çünkü her iki kelimenin de ilgili tüketici kesimi nezdinde bilinen bir anlamının bulunmadığı, taraf markaları arasında toplamda 5 harf benzerliği bulunduğundan ve markalar uzun kelime markaları olduğundan işitsel ve görsel olarak 2 harften ibaret farkın taraf markalarının tüketici nezdinde karıştırılmasının önüne geçemeyeceği, ortak olarak bulunan harflerin taraf markalarında ilk 4 harf ve son harfi oluşturmasının tüketicilerin dikkatinin markanın başına yoğunlaşması nedeniyle kelimenin başında oluşturulan benzerliğin tüketiciler nezdinde iltibasa yol açma ihtimalinin yüksek olduğu, davacı markalarının orijinal olmaları nedeniyle tüketici nezdinde ayırt ediciliğinin yüksek olduğu, taraf markalarında yer alan aynı/aynı tür hizmet bakımından ilgili tüketicinin bilinç düzeyinin yüksek olduğu kabul edilse dahi tüketicinin taraf markalarını aynı/aynı tür ürünler üzerinde gördüğünde ya da işittiğinde, önceden bildiği ve tanıdığı davacıya ait markalar ile davalının başvuru konusu markasını birbiri ile ilişkilendirme ihtimalinin bulunduğu, SMK'nın 6/1. maddesinin uygulanma şartlarının oluştuğu, nitekim Yargıtay 11. Hukuk Dairesi'nin 10.11.2020 tarih ve 2020/455 E., 2020/4879 K. sayılı kararında, "..." ibareli markalarla "..." ibareli marka arasında iltibas tehlikesi bulunduğu yönünde karar verildiği, davacının dava aşamasında tanınmışlığın ispatına ilişkin deliller sunduğu, ancak SMK'nın 6/5. maddesindeki koşulların mevcut olmadığı, davalının kötüniyetli hareket ettiğini gösterir somut delil ileri sürülmediği gerekçesiyle, davanın kabulüne, 2020/M-9378 sayılı YİDK kararının iptaline, dava konusu 2019/54979 sayılı markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmiş, hüküm davalılar vekillerince istinaf edilmiştir.

IV. BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davalılar vekillerinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, karar davalılar vekillerince temyiz edilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Dava ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davalı Kurum YİDK kararının yerinde olup olmadığı ve buradan hareketle davalı markasının hükümsüzlüğünün gerekip gerekmediği noktasındadır.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 353/1-b(1) hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalılar vekillerinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı harcın istek halinde ilgililere iadesine, 13.01.2025 tarihinde kesin olarak oy çokluğuyla karar verildi.

- K A R Ş I O Y-

Uyuşmazlık ve karşı oyumuzun konusu, davacının ... markası ile, davalının başvuru konusu ... markasının 6769 sayılı SMK 6/1 maddesi kapsamında iltibas yaratacak derecede benzer olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

Markaların karıştırılma ihtimali incelemesi, markanın bütünüyle bıraktığı etki ve izlenime göre değerlendirilir. Farklı unsurlardan oluşmasına rağmen önceki markayı çağrıştırma söz konusu olabileceği gibi, aksine; benzer unsurlara rağmen farklı etki yaratması da söz konusu olabilir. Markaların görsel, anlamsal, fonetik olarak iltibas tehlikesi oluşturup oluşturmadıklarının tespiti, esas unsurların tespiti ve tüketici nezdinde oluşturacağı etkiye göre belirlenir.

Davalının başvuru markası bir bütün olarak değerlendirildiğinde, özgün niteliği yüksek, harfler (yazılış olarak baş ve sonlardaki (A) harflerin yerine ters (V), (R)’nin yarım şekilde, (E) harfinin ise alt alta paralel üç çizgi şeklinde) özgün tasarlanmış olarak oluşturulduğu, dolayısıyla görünüş olarak tamamen farklı olduğu anlaşılmaktadır. ... ibaresi, ... ibaresini çağrıştırmamakla, ondan farklı bir unsur ve ibare olarak algılanmaktadır ve ortalama tüketici nezdinde, işaretler arasında bağlantı kurulması veya aynı işletmeden geldiği sanısını uyandırması mümkün değildir. Ayrıca tescil edilmek istenen 42. sınıf mal ve hizmetler niteliği itibariyle de dikkat ve özeni yüksek tüketiciye sunulan mal ve hizmetlerdir. Markaların farklı olarak algılanacağı ve farklı ticari kaynaklardan geldiği izlenimini verdiği bu nedenle karıştırma ihtimali bulunmadığı anlaşılmaktadır.

İlk Derece Mahkemesi kararında emsal alınan ... ibaresi ile ... ibaresinin benzer olduğu, iltibas tehlikesi bulunduğuna ilişkin Mahkeme kararını onayan Dairemiz kararı o ibareler arasında benzerlik nedeniyle bu davaya emsal değildir.

Bu nedenlerle kararın bozulması gerektiğini düşündüğümüzden çoğunluğun onama kararına katılamıyoruz.