"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1507 Esas, 2023/1491 Karar
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/160 E., 2021/40 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı, Yargıtayca duruşma istemli olarak davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne, dava, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 369/2 hükmü gereğince miktar veya değer söz konusu olmaksızın duruşmalı olarak incelenmesi gereken dava ve işlerin dışında bulunduğundan duruşma isteğinin reddine karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
KARAR
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirketin " ibareli markaların sahibi olduğunu, davalının bu markalar ile karıştırma ihtimali bulunacak derecede benzer nitelikteki " marka başvurusuna itirazlarının reddedildiğini, markaların birebir aynı sınıfları kapsadıklarını, davalı başvurusunun 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu'nun (SMK) 5/1(ç) hükmüne aykırılık teşkil ettiğini, müvekkili markasının tanınmış olması sebebiyleveya benzer ibarelerin hiçbir sınıfta tescil edilemeyeceğini, davalı ... başvurusunda asıl vurgunun ibaresinde olduğunu, " ve kelimelerinin markaya ayırt edicilik kazandırmadığını, markalar arasında iltibas tehlikesi olduğunu, tüketicinin markaları birbirinin devamı olarak görebileceğini, dava konusu başvurunun SMK'nın 6/3, 6/4, 6/5 ve 6/6 hükümleri uyarınca da reddi gerektiğini, başvurunun kötüniyetli olduğunu ileri sürerek TÜRKPATENT Yeniden İnceleme ve Değerledirme Kurulu'nun (YİDK) 2020-M-2063 sayılı kararın iptali ile tescil edilmişse 2018/115682 numaralı "" ibareli markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; SMK'nın 6/1 hükmündeki şartlar kümülatif olarak incelendiğinde, başvuruya konu işaret ile davacı markaları arasında ayniyet veya ayırt edilemeyecek derecede benzerlik bulunması gerektiğine ilişkin şartın sağlanmadığını, Pınar ibaresinin ayırt edici niteliğinin düşüklüğü de dikkate alındığında, başvuruya konu işaret ile itiraza mesnet markalar arasında ortalama tüketicinin görsel, işitsel ve kavramsal algısı bakımından, ilişkilendirilme ihtimali dahil iltibasa neden olacak herhangi bir benzerlik bulunmadığını, SMK'nın 6/4 ve 6/5 hükümleri gereği tescil engeli bulunmadığını, davacının kötüniyet iddialarını destekler delil sunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
2.Davalı şirket yetkilisi cevap dilekçesinde; müvekkili şirketin Kahramanmaraş’ta marketler zinciri olan ve soyadıolan şahıslara ait olduğunu, mal ve hizmetler arasındaki bütün ilişkiler ve özelliklerin dikkate alınması gerektiğini, markasında yer alanibaresinin ayırt edici esas unsur olmadığını, ibaresinin ayırt edici unsur olduğunu, bu ibarenin birleşik kelime olup şirket sahiplerinin soyadı ve şirketin 1991’den beridir unvanı olduğunu, şirketinin ta tanınırlığına sahip olduğunu, markalar arasında benzerlik olmadığını, şirketin yetkililerin soy ismini kullanmakla iyiniyetli olduğunu, halk tarafından karıştırılma ihtimalinin bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu başvurunun 2018/115682 sayılı ibaresinden oluştuğu, kapsamındaki 35.sınıftaki -kararda sayılı- mal ve hizmetlerin davacının itiraza mesnet markaları ile aynı/aynı tür/benzer oldukları, davaya konu marka başvurusunda esaslı unsurun ibaresi olduğu, MARAŞ ibaresinin markaya farklı bir imaj katmadığı, ibaresinin bağımsız varlığını koruduğu, davacının özellikle 2011/111091, 2011/111077, 2004/10216, 189448, 190966, 191974 ve 97/017503 tescil numaralı markaların esaslı ibareyi içermesi karşısında taraf markalarının görsel olarak benzerlik taşıdıkları, ibaresinin taraf markalarında aynı anlamı karşılayacak şekilde kullanıldığı, davacı markalarının davalıya ait marka başvurusu ile düşük dereceli sesçil benzerlik taşıdığı, markaların görsel, sesçil ve kavramsal olarak birbirlerine benzemesi karşısında markaların bütünsel olarak benzer olduğu, SMK'nın 6/4 hükmü anlamında bir tescil engelinden söz edilebilmesi için Türkiye’de tescilli olmayan ancak Paris Sözleşmesi’nden yararlanabilecek bir kişinin markasıyla aynı veya benzer markanın varlığı gerektiği, somut olayda bu maddenin uygulanma imkanı bulunmadığı, davaya konu markayı gören tüketicilerin aklına davacının gelmesi ve tüketicilerin mezkûr markayı davacının seri markalarından birisi zannetmesi veya davacı ile bir bağlantısı olduğu yanılgısına düşmeleri, davalının haksız bir kazanç sağlaması, markanın daha kolay hatırlanır olması yahut markanın itibarına zarar verilmesi, özellikleibaresinin ayırt ediciliğinin düşmesi tehlikesi olduğu, bu kapsamda SMK 6/5 hükmü kapsamında tescil engeli olduğu, davalı şirketin kötüniyetli olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, karar, davalılarca istinaf edilmiştir.
IV. İSTİNAF
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile taraf markaları arasında ibaresinin ortaklığından kaynaklı yüksek düzeyde benzerlik bulunduğu, zira kelime markası olan başvurudaki ibaresinin coğrafi yer adı olması, baresinin ise tanımlayıcı olması nedeniyle iltibas karşılaştırmasında dikkate alınmayacağı, davacının sadece ibaresini içeren markasının da bulunduğu, bu hale göre taraf markaları arasında aynı mal ve hizmetlerde kullanılmaları halinde SMK'nın 6/1. hükmü anlamında ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma ihtimalinin bulunduğu, markalar arasında emtia benzerliğinin de gerçekleştiği, nitekim Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 10.11.2022 tarihli ve 2021/3878 E., 2022/8010 K. sayılı kararında ibaresinin, 28.03.2022 tarihli ve 2021/183 E., 2022/2526 K. sayılı kararında ibaresinin, 11.11.2020 tarihli ve 2019/823 E., 2020/4965 K. sayılı kararında içiniz rahat olsun ibaresinin ve 19.10.2020 tarihli ve 2020/142 E., 2020/4208 K. sayılı kararında ibaresinin davacının itiraza mesnet markalarıyla benzer bulunduğu, başvurunun tescili halinde SMK'nın 6/5 hükmündeki koşulların oluşacağı, davalı şirketin ticaret unvanı ve ortaklarının soyadının ibaresinden oluştuğu, taraf markaları arasında iltibas bulunduğundan davalı şirket sahiplerinin soyadının marka olarak kullanıldığı yönündeki iddianın yerinde bulunmadığı, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 12.05.2022 tarihli ve 2021/163 E., 2022/3806 K. sayılı kararının da bu yönde olduğu gerekçesiyle davalıların istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiş, hüküm, davalı ... vekilince temyiz edilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Dava ve Hukuki Nitelendirme
Dava, davacı tarafından, davalı şirket marka başvurusuna yapılan itirazın reddine dair TÜRKPATENT YİDK kararının iptali, tescili halinde davalı şirket markasının hükümsüzlüğü talebine ilişkindir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 353/1-b(1) hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, 03.02.2025 tarihinde kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.