Logo

11. Hukuk Dairesi2024/1648 E. 2024/9460 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı tarafından yapılan marka başvurusunun, davacının tescilli markaları ile benzerlik teşkil edip etmediği ve davalının kötü niyetli olup olmadığı hususunda Türk Patent ve Marka Kurumu kararının iptali istemine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Taraf markaları arasında ortalama alıcılar nezdinde görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları genel izlenim itibariyle iltibas tehlikesi bulunmadığı, dava konusu başvuruya yeterli ayırt ediciliğin sağlandığı ve davalının kötü niyetli olduğuna dair yeterli delil bulunmadığı değerlendirilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1557 Esas, 2023/1508 Karar

HÜKÜM : Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/270 E., 2021/239 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

KARAR

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı gerçek kişinin 2018/76816 sayılı "... Antalya ..." ibareli marka başvurusunda bulunduğunu, müvekkilince adına tescilli "..." ibareli markalara dayalı olarak bu başvuruya yapılan itirazın davalı Kurum tarafından reddedildiğini, alınan kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, zira taraflar arasında devam etmekte olan bir marka tecavüz ve haksız rekabet davasının bulunduğunu, davalı aleyhine İstanbul 15. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2018/23 D.iş sayılı tespit dosyasının ikame edildiğini, dosya kapsamında alınan bilirkişi raporunda, davalının ... markalarını izinsiz olarak kullandığının ve kendisini yetkili servis gibi tanıttığının tespit edildiğini, "www.antalyavolvoservisi.com" internet sitesinde bu kullanımların gerçekleştirildiğini, ayrıca yine davalının iş yerinde ve sair mecralarda da müvekkilinin ... markalarını haksız ve izinsiz olarak kullandığını, davalıya daha evvel 07.05.2018 tarihli ihtarnamenin keşide edildiğini, buna rağmen davalının kullanımlarını sürdürdüğünü, ayrıca müvekkili markalarını tahrif ederek başka markalar da kullanmaya başladığını, davalının bu sefer de müvekkili markalarındaki “o” harfini “q” şeklinde değiştirerek “...” şeklinde kullanımlara başladığını, yine “Antalya ... Servisi” kelimesinin kısaltması olarak “... Antalya ...” markasını da kullandığını, bu ibare ile başvuru yaptığını, “...” kelimesini markada ön plana çıkarttığını, davalının müvekkili markalarından haksız kazanç sağlama amacıyla hareket ettiğini, davalının hukuka aykırı kullanımları ile ilgili olarak İstanbul 1. FSHHM’de 2018/553 E. sayılı tecavüz ve haksız rekabet davasının ikame edildiğini, anılan dosya kapsamında davalı aleyhine ihtiyati tedbir kararı verildiğini, yine ilgili dosya kapsamında alınan bilirkişi raporunda da ihlal eylemlerinin tespit edildiğini, davalı başvuru sahibinin kötü niyetli olduğunu, müvekkilinin “...” markalarının dünya genelinde tanınmış bulunduğunu, otomotiv sektörünün en bilinen markaları arasında yer aldığını, müvekkilinin satış sonrası servis hizmetlerini çok sıkı ve yoğun bir şekilde müşterilerine sunduğunu, Türkiye’de 32 yetkili servisi bulunan müvekkilinin www.volvocars.com.tr adresinde bu servislerini güncel olarak paylaştığını, müvekkilinin markaların tanıtımı için yoğun sermaye harcadığını, bu bağlamda faaliyetlerine başladığı yıllardan bu yana en çok tercih edilen ve tanınmış markalardan biri olarak kabul edilmesi gerektiğini, davalının 2018/76816 sayılı markasının 37. sınıfta tescil edilmek istenildiğini, bu sınıfın tamamı yönünden reddinin gerektiğini, taraf markaları arasında karıştırılma ihtimalinin bulunmadığı yönündeki tespitin hatalı olduğu gibi davalının kötü niyetinin de değerlendirilmediğini, ayrıca müvekkilinin tanınmışlığı hususunda da bir tespitte bulunulmadığını, Kurumun daha evvel “...” şeklindeki başka bir başvuruya yönelik itirazlarını kabul ettiğini, davalının “...” markalarını haksız bir şekilde kullandığı gibi şimdi de Antalya ... şeklinde bir marka ile sanki müvekkili firma ile arasında bir bağ varmış gibi algı yaratmaya çalıştığını, davalının fiili kullanımlarında kullandığı tabelasının dahi müvekkili markalarının bilinirliği ve tanınırlığından yararlanma amacı taşıdığını, kullanılan font ve rengin müvekkili markaları ile aynı olduğunu, müvekkilinin yetkili servislerinin isminin “...” şeklinde tanımlandığını, bu markaların da tescilli olduğunu, benzer uyuşmazlıklarda müvekkili lehine kararlar çıktığını ve “..., ..., “ gibi markaların reddedildiğini, müvekkilinin dava konusu ibare üzerinde üstün ve gerçek hak sahibi de olduğunu ileri sürerek, 2020-M-4147 sayılı YİDK kararının iptaline, dava konusu markanın tescili halinde hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı ... vekili cevap dilekçesinde, Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, davacının itirazına mesnet markalarla başvuru konusu işaret arasında iltibasa sebebiyet verebilecek derecede benzerlikten söz edilemeyeceğini, başvuru konusu "... ANTALYA ..." ibareli işaretle, itiraza mesnet "..." ibare ve biçimli markalar arasında ortak bir unsur bulunmadığını, davacının diğer iddialarının da yerinde olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

2.Davalı ... vekili cevap dilekçesinde, taraf markaları arasında yeterli ayırt ediciliğin sağlandığını, markaların hem görsel hem de telaffuz açısından birbirlerinden farklı olduğunu, emsal olarak gösterilen kararların işbu davaya bir etkisinin bulunmadığını, yine "www.antalyavolvolservisi.com" alan adının ve kullanımların da işbu dava ile bir ilgisinin olmadığını, müvekkili başvurusunun asli unsurunun "..." harfleri olduğunu, markaların tüketici gözünde birbirlerinden yeterince farklı bulunduğunu, müvekkilinin kötü niyetli olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesince, dava konusu marka başvurusu kapsamında yer alan 37. sınıf hizmetlerin, davacı yanın önceki tarihli markaları kapsamında yer alan 12. sınıftaki mallarla benzer bulunduğu, davaya konu marka içeriğinde yer alan “...” ibaresinin, “ANTALYA ... SERVİS” ibaresini oluşturan sözcüklerin baş harflerinin birleştirilmesi ile oluşturulan bir kısaltma olduğu, davalı savunmasının aksine markaya hiçbir ayırt edicilik kazandırmadığı, aynı şekilde davaya konu markada yer alan “ANTALYA” ibaresinin de davalının hizmet verdiği bölgeye atıf yaptığını ve tali unsur olarak taraf markalarını farklılaştırmasının olanaksız olduğu, bu kapsamda ortalama tüketicinin "... ANTALYA ..." ibaresinde kısaltma ve şehir isminden ibaret olan "... ANTALYA" ibarelerine önem atfetmeyeceği ve asli unsur olarak "..." ibaresine yoğunlaşacağı, diğer yandan "..." ibaresinin "... SERVİSİ" ibaresinin kısaltması olduğu, "..." markalı araçlar için bağımsız servis hizmeti vermekte olan davalıdan hizmet alacak potansiyel müşteriler tarafından da ... SERVİSİ’nin kısaltması olarak algılanacağı, bu sebeple markalar arasında iltibas ihtimalinin ortaya çıkaracağı, dava konusu "... ANTALYA ..." markasını aynı türden hizmetler üzerinde gören tüketici kitlesi nezdinde, davacının yetkili servisi, iştiraki yahut en azından bağlantılı olduğu bir işletme olarak algılayacağı ve markalar arasında karıştırılma ihtimali doğacağı, davacının “...” esas unsurunu taşıyan markalarının otomotiv sektörü başta olmak üzere gerek ülkemizde gerekse de yurt dışında pek çok ülkede tanınmış marka olarak kabul edildiği, ancak dosya kapsamına göre davacının, davalının markasal kullanımları nedeniyle tanınmışlığının zarar gördüğüne yönelik bir kanaate ulaşılamadığı, davacının bu husustaki iddialarını ispat edemediği, dolayısıyla davacı markasının tanınmış olmasının varılan sonucu değiştirmeyeceği, dosya kapsamına göre davalının eylemlerinin kötü niyetli olduğuna yönelik iddiaların ispatlanamadığı, davalının yeni bir marka tescil başvurusunda bulunması eyleminin kötü niyetli bir eylem olarak nitelendirilemeyeceği gerekçesiyle davanın kabulüne, YİDK'in 22.06.2020 tarih ve 2020-M-4147 sayılı kararının tüm mal ve hizmetler yönünden iptaline, davaya konu markanın tüm mal ve hizmetler yönünden hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine karar verilmiş, hüküm davalılar vekillerince ayrı ayrı istinaf edilmiştir.

IV. BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI

Bölge Adliye Mahkemesince, davacının tanınmışlık ve kötü niyete dayalı iddialarının ilk derece mahkemesince yerinde görülmediği, davacı tarafça da bu yönden istinaf kanun yoluna başvurulmadığından artık bu hususların kesinleştiği, dava konusu başvurunun "... ANTALYA ..." ibaresinden oluştuğu, başvuruda bütüne hakim unsurun kırmızı ve mor renkler

kullanılarak, stilize bir şekilde yazılmış “A-V-S” harflerinden oluşan logo olduğu, bu logonun hemen altında ise “ANTALYA ...” ibarelerine yer verildiği, bir il adı olan "ANTALYA" ibaresinin ayırt ediciliğe katkısının olmadığı, "..." kelimesinin ise dilimizde ya da İngilizce’de bilinen herhangi bir anlamının bulunmadığı, dava konusu markada bu haliyle ön planda yer alan ve vurgunun hakim olduğu unsurun, "..." harfleri ile oluşturulmuş logo olduğu, "..." ibaresinin ise tali nitelikte bulunduğu, davacının itirazına mesnet markalarının asli unsurunun "..." ibaresi olduğu, buna göre yapılan değerlendirmede, dava konusu başvurunun esas unsurunu oluşturan "..." ibaresi ile davacının "..." asıl unsurlu markaları arasında, ortalama alıcılar nezdinde görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları genel izlenim itibariyle ilişkilendirilme ihtimalini de içerecek şekilde iltibas tehlikesinin bulunmadığı, dava konusu başvuruya yeterli ayırt ediciliğin sağlandığı, bir an için "..." ibaresinin de dava konusu başvuruda asli unsur olduğu düşünülse dahi yine de taraf markaları arasında karıştırılma ihtimalinden söz edilemeyeceği, zira bu ibarenin hecelerine bölünerek değerlendirme yapılmasının mümkün olmadığı, ibarelerin sadece ilk hecesinin aynı olmasının da işaretlerin bütünü itibariyle bıraktığı izlenim farklı bulunduğundan ve başvuruda baskın biçimde "..." ibaresine yer verildiğinden, iltibasa sebebiyet vermeyeceği gerekçesiyle davalılar vekillerinin bu yöne ilişkin istinaf başvurularının kabulü ile Mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmiş, karar davacı vekilince temyiz edilmiştir.

V. TEMYİZ İNCELEMESİ

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, marka ile ilgili Kurum kararının iptali istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine 6100 sayılı Kanun'un 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi aynı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ve 371 inci maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI.SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacının temyiz itirazının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372 nci maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, temyiz harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 26.12.2024 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.