Logo

11. Hukuk Dairesi2024/1850 E. 2025/344 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Doğum öncesi takiplerde doktorun aydınlatma yükümlülüğünü ihlal edip etmediği ve down sendromlu çocuğun doğumundan kaynaklanan maddi ve manevi tazminat taleplerinin dayanağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Yapılan tetkikler ve uzman görüşleri doğrultusunda doktorun gerekli özeni gösterdiği, down sendromu taramalarının kesin sonuç vermeyebileceği ve doktorun mevcut tıbbi imkanlar dahilinde kusurlu davranmadığı gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1555 Esas, 2024/149 Karar

HÜKÜM : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi

SAYISI : 2018/656 E., 2021/298 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

KARAR

I. DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde; davacı ...'un gebelik süresince tıbbi yardım almak için İzmir İlinde bulunan Özel ... Hospital Hastanesi'ne başvurduğunu, Dr. ...'nın kontrolü altında tüm gebelik takibinin yapıldığını, doktorun, her şeyin yolunda gittiğini ve çok sağlıklı bir çocuk dünyaya getireceğini beyan ettiğini, testlerin hastanın talebi üzerine yaptırıldığını, 14.12.2015 tarihinde müvekkilinin doğum yaptığını, çocuk ...'un down sendromlu olarak dünyaya geldiğini, doktorun Tıbbi Kötü Uygulamalara İlişkin Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasını davalı ... Şirketinin yaptığını, doktorun aydınlatma yükümlülüğünü ihlal ettiğini ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik, ... için 10.000,00 TL maddi, 50.000,00 TL manevi, anne ve baba için 50.000,00'er TL manevi tazminatın tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının gebelik takibinde sigortalı hekim tarafından takip edildiği döneme ilişkin tüm test ve tetkiklerin eksiksiz yaptırıldığını, mevcut tıbbi yöntemlerle down sendromu vb. anomalilerin %100 tespiti mümkün olmadığını, sigortalı hekimin kusurlu olduğu iddialarının kabulünün mümkün olmadığını, hastanın sigortalı hekime ilk başvurusunu 16. haftada yaptığını, daha önce 12. haftada farklı bir doktor tarafından ense kalınlığı ölçümü yapıldığını, akabinde hastaya ikili test önerildiğini ve ikili tarama testi sonuçlarında düşük risk olarak tespit edildiğini, sigortalı hekimin hastaya üçlü tarama testi yaptırdığını, üçlü tarama testi sonuçları da ikili tarama testinde olduğu gibi düşük risk olarak geldiğini, yaş veya başka bir risk faktörü bulunmadığından ve renkli doppler USG'de de anomali saptanmadığından hastada amniyosentez/kordosentez endikasyonu tespit edilmediğini, iddia edilen zarar ve gerçekleştirilen tedavi arasında illiyet bağı da bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesince, anne ...’un Özel ... Hastanesinde yapılan gebelik takiplerinin tıbben uygun olduğu, 1 ve 2. trimestrde yapılan 2’li ve 3’lü tarama testlerinin uygun zamanda yapıldığı, bu testlerin sonucuna göre doğacak bebekte down sendromu vardır veya yoktur şeklinde kesin bir sonuca gitmenin tıbben mümkün olmadığı, tarama testlerinde annenin yaşı, hormonal değerleri ve testin özelliğine göre USG sonuçları göz önüne alınarak bir risk oranı belirlendiği, oranın istatistikler ışığında risk sınırının üstünde bir değer göstermesi durumunda amniosentez gibi ileri tetkikler önerilebileceği, tarama testi sonuçlarının risk sınırı üzerine çıkmasının bebekte mutlaka down sendromu olduğu anlamına gelmeyeceği gibi risk sınırının altında olduğu durumlarda da bebekte down sendromu görülebileceğinin tıbben bilindiği, dolayısıyla dava konusu olayda tarama testlerinde ve USG takiplerinde down sendromu düşündürecek bulgu tespit edilmemiş olmasının tıbbi hata olarak değerlendirilmeyeceği, bu olayda davalının sigortalısı olan hekim ...'ya kusur atfedilemeyeceğinin Adli Tıp Kurumu raporu ile de tespit edildiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm, davacı vekilince istinaf edilmiştir.

IV. BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI

Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, karar, davacı vekilince temyiz edilmiştir.

V. TEMYİZ İNCELEMESİ

1. Dava ve Hukuki Nitelendirme

Dava, zorunlu mesleki sorumluluk sigorta poliçesi kapsamında alacak istemine ilişkindir.

2. Değerlendirme

Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 353/1-(b)(1) hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacının temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine, 22.01.2025 tarihinde kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.