"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/51 Esas, 2024/230 Karar
HÜKÜM : Davanın kabulü
İLK DERECE MAHKEMESİ : Trabzon Asliye Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2022/39 E., 2022/694 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildi. Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip, gereği düşünüldü.
KARAR
I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde; müvekkili ... diğer davacı şirketin yetkilisi ve sahibi olduğunu, davalının ise şirketin müdürü, sigortalı çalışanı ve müvekkilinin ceza evinde kaldığı dönemde vasisi olduğunu, ceza evinden çıktıktan sonra mal alımı için dava dışı şirkete senet bırakıldığını, ödeme yapıldıktan sonra senedin aynen geri alındığını ve davalının uhdesinde saklandığını, senedin teminat amacıyla verildiğini, senet hamilinin davalı olmadığını, vade ve bedelin sonradan davalı tarafından doldurulduğunu, davalı ile aralarında ticari ilişki bulunmadığından senedin malen verilmesinin bir anlamı olmadığını, davalı tarafından aleyhine kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla icra takibi başlatıldığını belirterek takip dosyası dolayısıyla davalıya borçlu olmadığının tespitine ve davalı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; senedin davacının borçlarına karşılık kendisine verildiğini, senedin teminat senedi olmadığını, davacının borçlarını ödemediğini belirterek davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesince, senet lehtarı olan davalının senet üzerindeki malen kaydını talil ederek senedin nakden yani davacı tarafa verdiği borca istinaden düzenlendiğini iddia ederek senedi talil ettiği, davacı tarafça imzası inkar edilmemiş olan dava konusu senedin yazılı delil başlangıcı kabul edildiği, talil eden davalının davacı taraf ile aralarındaki temel hukuki ilişkiyi tanık dahil her türlü delille ispat edebileceği, bu kapsamda davalı tanıklarının dinlenildiği, tanık beyanlarından davacının gerek kendisine ait, gerekse anne/babasına ait TL, altın, döviz borcunu davacı tarafa ait olup sonradan kamulaştırılmış olduğu bildirilen otel yapımı sırasında davacıya verdiği, ayrıca davalının davacı şirkette şirket müdürü olarak çalışmış olup ücretini de alamadığı, dava konusu olan bononun davalı tarafından davacıya verilen borç ve davacı şirketteki çalışmaları karşılığı hak kazandığı ücrete ilişkin olduğu, davacı tarafın dava konusu senetteki imza ve tutara itiraz etmemesi karşısında tarafların davalının alacağı konusunda 400.000,00 TL üzerinden mutabık kaldığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekilince istinaf edilmiştir.
IV. BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Bölge Adliye Mahkemesince, dava konusu senette keşide yerinin bulunmadığı, bu haliyle senedin adi senet hükmünde olduğu, davacı şirketin senet üzerine atılan ikinci imza nedeniyle aval veren konumunda olduğu, bu haliyle yasal unsurlara tabi olmayan adi senede dönüşen bonodan dolayı davacı şirketin sorumluluğunun bulunmadığı, bu nedenle davacı şirket yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı, davacı şahıs yönünden yapılan değerlendirmede; takip dayanağı senet adi senet vasfında olsa bile bonoya ilişkin talil ve ispat yükünün adi senetler yönünden de geçerli sayılması gerektiği, somut olayda dayanak senet üzerinde "Malen" kaydının bulunduğu, davalı yanca senetteki "Malen" kaydının talil edildiği, gerek bu nedenle gerekse senedin kambiyo vasfı bulunmaması nedeniyle ispat yükünün davalı alacaklı üzerinde bulunduğu, davalı tarafından davacıya borç verildiği hususunu ispata yarar şekilde dosya kapsamına geçerli bir delil ibraz edilemediği, cevap dilekçesinde açıkça yemin deliline de dayanılmadığı, bu davacı yönünden açılan davanın da kabulü yerine yazılı şekilde karar verilmesinin doğru görülmediği, davalının icra takibinde haksız ve kötü niyetli olduğu, gerekçesiyle davacılar vekilinin istinaf başvurularının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden hüküm kurulmasına, davanın kabulü ile davacıların icra takip dosyasından borçlu olmadıklarının tespitine, davacıların kötüniyet tazminatı talebinin kabulü ile asıl alacak miktarının %20'si oranında (80.000,00 TL) kötüniyet tazminatının davalıdan alınarak davacılara verilmesine karar verilmiş, karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
V. TEMYİZ İNCELEMESİ
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, menfi tespit istemine ilişkindir.
B.Değerlendirme ve Gerekçe
1.Taraflar arasında teminat senedi olduğu iddia edilen, üzerinde ''malen'' kaydı bulunan senetten dolayı borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkin davada yapılan yargılama neticesinde İlk Derece Mahkemesince, davalı tarafından senedin ''nakden'' olarak talil edilmesi sebebiyle ispat yükünün yer değiştirdiği, davalının davacıdan alacaklı olduğunu tanık delili ile ispat ettiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, karar davacılar vekilince istinaf edilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesince, senet üzerinde keşide yerinin bulunmaması nedeniyle bono vasfını yitirdiği, adi senet niteliğinde olduğu, davacı şirketin senet üzerine atılan ikinci imza nedeniyle aval veren konumunda olduğu, bu haliyle yasal unsurlara tabi olmayan adi senede dönüşen bonodan dolayı davacı şirketin sorumluluğunun bulunmadığı, senet adi senet vasfında olsa bile bonoya ilişkin talil ve ispat yükünün adi senetler yönünden de geçerli sayılması gerektiği, senedin talil edilmesi sebebiyle ispat yükünün davalı alacaklıda olduğu ve davalının davacıdan alacaklı olduğunu ispat edemediği gerekçesi ile davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden hüküm kurulmasına, davacıların dava konusu senetten dolayı borçlu olmadıklarının tespitine ve davalılar aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmiş, karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
2.Dava konusu senette yapılan inceleme neticesinde; kefil bölümünde ...'un imzasının bulunduğu, ödeyecek bölümünde ...'un ismi bulunmakla birlikte şirketin tam unvanının yer aldığı, dolayısıyla asıl borçlunun davacı şirket olduğu anlaşılmaktadır. Aval Kurumu 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 700. ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olan kambiyo senetlerine özgü bir kurum olup, adi yazılı senetlerde ...'un avalist sıfatıyla atmış olduğu imza nedeniyle sorumluluğu bulunmamaktadır. Mahkemece adi senetteki avalistin kim olduğu yönünde yapılan değerlendirme yerinde değildir. Bu nedenle davanın davacı ... yönünden reddi gerekmektedir.
3.Diğer taraftan, talil kambiyo senetlerinin ihdas nedenine ilişkin bir durum olmakla adi yazılı senette kambiyo senetlerine özgü talil kavramında hareketle ispat yükünün tayininde hataya düşülmüş olup bu yönden yapılan değerlendirme de doğru değildir. Adi senette ispat yükü imzasını inkâr etmeyen borçluya aittir. Kabule göre de, davacı borçlu senedi alacağı mal karşılığı teminat olarak verdiğini belirtmiş olup çift taraflı talilde ispat yükü yer değiştirmemektedir.
4.Hal böyle olunca yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda bir değerlendirme yapılarak sonuca varılması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
VI. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının kabulü ile İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULARAK KALDIRILMASINA, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 373/1 hükmü uyarınca dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine, 11.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.