"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/905 Esas, 2023/1128 Karar
HÜKÜM : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Gaziantep 3. Asliye Hukuk Mahkemesi (Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi sıfatıyla)
SAYISI : 2018/587 E., 2021/292 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
KARAR
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının 1965 yılından beri gıda sektöründe gösterdiği faaliyetlerinde “...” markasını kullandığını, müvekkili tarafından 2005/59169 nolu başvuru ile 30 uncu sınıfta tescil ettirilmiş olan “...” markası ile 2000/28723 nolu başvuru ile 30 uncu sınıfta tescil ettirilmiş olan “...” markası, 2003/37993 nolu başvuru ile 30 uncu sınıfta tescil ettirilmiş olan “... İdeal Şekil” markası, 2003/37992 nolu tescil ile 30 uncu sınıfta tescil ettirilmiş olan “... İdeal Şekil” markası, 86/90422 nolu tescil ile 30 uncu sınıfta tescil ettirilmiş olan “... Pasta”, 2004/14950 nolu tescil ile 30 ve 43 üncü sınıflarda tescil ettirilmiş bulunan “... Şekil” markalarının bulunduğunu,davalının müvekkilinin markasının ayırt edilemeyecek derecede benzerini kullandığını, bu kullanımın adına tescil edilmiş ... markasının önüne “yeni” ibaresi eklenerek gerçekleştirildiğini ve küçük puntolarla yazılan “yeni” kelimesinin markası ile davalının kullanımı arasında ayırt edici bir fark sağlamadığını, aksine bir durum yaratarak müvekkilinin markasına bağlı bir şube olarak algılanmaya sebep olduğunu, müvekkilinin markası ile davalının kullandığı işyeri isminin karışıklığa yol açacak derecede benzer olduğunun görüldüğünü, taraflarınca Fatsa Cumhuriyet Başsavcılığına yapılmış şikâyet başvuru kapsamında açılmış 2013/3021 numaralı soruşturma dosyasından bilirkişi raporu alındığını, bu bilirkişi raporunda söz konusu olayda şüpheye yer vermeyecek şekilde markanın ayırt edilemeyecek kadar benzerinin kullanıldığını, pastahanenin müvekkilinin firmasına ait olduğu veya onun şubesi olduğu kanaatini uyandırabileceğini, davalının mahkumiyetine karar verildiğini, fakat davalının mahkumiyetine hükmedilen kararın varlığına rağmen marka hakkına tecavüz fiilini teşkil eden eylemini sürdürerek müvekkilinin markasını kullanmaya devam ettiğini, marka hakkına tecavüz edilen kimsenin 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun (6769 sayılı Kanun) 149 uncu maddesinde öngörülmüş haklarını kullanabileceğini ileri sürerek davanın kabulüne, tecavüz fiilinin tespitine, tecavüz teşkil eden fiillerin durdurulmasına, "Yeni ...” ve “Fatsa ...” kullanımlarının men ve ref’ine, davalının kullandığı internet sayfasına internet erişiminin durdurulmasına, fazlaya dair tüm talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla 20.000,00 TL maddi tazminat ile 50.000,00 TL manevi tazminatın haksız fiilin gerçekleştiği tarihten itibaren işleyecek olan ticari yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının bu davayı açmadan önce iddia ettiği vaki tecavüzün durdurulması için ihtar çekmediğini, bu sebeple usulden ret edilmesi gerektiğini, müvekkilinin Türk Patent ve Marka Kurumuna 2013/04792 Hizmet nosu ile 2013 yılında başvuruda bulunduğunu, 23.12.2013 tarihinden itibaren 12.05.2017 tarihinde büyük harflerle “...”, altta küçük punto büyük harfle “YENİ ... “ olarak 30, 35 ve 43 üncü emtia ile tescil aldığını, müvekkilinin bugünkü kullanımının da bu şekilde olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesince, 2013/104792 sayılı davalı adına tescilli marka “... YENİ ...” ibarelerinden oluştuğu ve “...” ibaresi markanın esas unsurunu oluşturduğu, ancak davalımn incelemeye konu fiili kullanımları, söz konusu markadan tamamen farklı şekilde “YENİ ...” şeklinde ve bu kullanımda esas unsurunu “...” ibaresi oluşturduğu, davalının tescilli markasının, tescilli markadan önemli ölçüde farklılaşan fiili kullanımlar bakımından bir hukuka uygunluk nedeni oluşturmasının mümkün olmadığı, ayrıca davacının markaları ilgili sınıflarda davalı markasından çok önce tescil edildiği, 6769 sayılı Kanun'un 155 inci maddesi uyarınca davalı adına tescilli markanın, somut uyuşmazlık bakımından hukuka uygunluk nedeni olarak kabul edilmeyeceği, davalı tarafından gerçekleşen fiilin markasal kullanımların davacı adına tescilli markalara tecavüz oluşturduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile tecavüzün tespiti ile bu tecavüzün önlenmesine, hükme esas alınan bilirkişi raporu kapsamında 17.798,90 TL tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine fazlaya ilişkin istemin reddine, tarafların ekonomik ve sosyal ve konum durumları gözününe alınarak davacı lehine 3.000,00 TL manevi tazminatın 29.11.2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince istinaf edilmiştir.
IV. BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Bölge Adliye Mahkemesince, dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklara ve gerekçe içeriğine göre, mahkemece taraflar arasındaki uyuşmazlığın somut olayın özelliklerine uygun olarak belirlendiği, yargılamanın usullere uygun olarak yürütüldüğü, taraflarca gösterilen hükme etki edecek delillerin usulüne uygun olarak toplandığı, karara esas alınan bilirkişi raporlarının ve maddi tazminata ilişkin hesaplamanın dosya kapsamına uygun ve karar vermeye elverişli nitelikte olduğu, manevi tazminatın hakkaniyete uygun takdir edilmesi ve tüm dosya kapsamından; karar gerekçe içeriği bir bütün olarak değerlendirildiğinde mahkemece delillerin takdirinde ve yasa kurallarının olaya uygulanmasında bir isabetsizlik görülmediği, kararda kamu düzenine aykırı herhangi bir husus bulunmadığı, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, karar davalı vekilince temyiz edilmiştir.
V. TEMYİZ İNCELEMESİ
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, markaya tecavüzün tespiti, önlenmesi ile maddi manevi tazminat taleplerine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 6769 sayılı Kanun'un 149 ve devamı maddeleri.
3. Değerlendirme
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) numaralı alt bendi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalının temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372 nci maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, 27.11.2024 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.