Logo

11. Hukuk Dairesi2024/2756 E. 2024/4168 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacılar tarafından, davalı şirkete yatırılan paranın ortaklık ilişkisi kurulacağı vaadiyle verildiği, ancak ortaklığın kurulmadığı iddiasıyla paranın iadesi talep edilmesi.

Gerekçe ve Sonuç: Davalıların zamanaşımı def'i ileri sürmesinin dürüstlük kuralına aykırı olduğu ve davacıların hukuki güveninin korunması gerektiği gözetilerek direnme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1006 E 2024/221 K

HÜKÜM : Direnme-kabul

Taraflar arasındaki geçerli ortaklık ilişkisi kurulmadığının tespiti ve alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacılar vekili ve davalılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurularının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiş ve Dairemizin 20.02.2023 tarih, 2022/359 E. ve 2023/937 K. sayılı kararı ile bozulmuştur.

Dairemiz bozma kararına Bölge Adliye Mahkemesince direnilmesi üzerine karar davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 373 üncü maddesinin beşinci fıkrası gereğince Dairemizce yapılan incelemede;

I. DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde; davalı şirketin yurt dışında birçok ülkede yatırılan paraların istenildiği her an geri çekilebileceği ve karşılığında yüksek oranda faiz verileceği garantisi ile müvekkillerinin davalı tarafa para verdiğini, ancak ödenen paranın bir türlü geri alınamadığını ileri sürerek, taraflar arasında geçerli bir ortaklık ilişkisi bulunmadığının tespitine ve ödenen paranın davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalılar vekili cevap dilekçesinde; husumet, zamanaşımı ve hak düşürücü süreden davanın reddi gerektiğini, şirkete sermaye olarak verilen paranın geri istenemeyeceğini, davacının iddialarının asılsız olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 23.05.2019 tarih, 2013/639 E. ve 2019/289 K. sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili ve davalılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 14.10.2021 tarih, 2019/1540 E. ve 2021/1165 K. sayılı kararıyla davalı şirketin 7194 sayılı Kanun'un 41 inci maddesi kapsamında olmadığı, yatırılan paranın yüksek faiz getireceği ve istediği her an paranın geri ödeneceği vaadiyle davacıya güven telkin edildiği, davalı şirketin yöneticileri hakkında ceza mahkemelerinde davalar açıldığı, açılan davaların sonucunun uzun bir süreç aldığı gözetildiğinde davacının açmış olduğu davada davalı tarafça zamanaşımı definin ileri sürülmesinin dürüstlük kuralına aykırı olduğu, davalıların haksız fiil hükümlerine göre sorumluluklarının bulunduğu, dava dilekçesinde Türk lirası talep edildiği için davacının yabancı para cinsinden hüküm kurulmasına yönelik beyanlarının yerinde olmadığı gerekçesiyle tarafların istinaf başvurularının bu yönlerden yerinde olmadığı, Mahkemece verilen kısa kararla gerekçeli karar çelişkili olduğundan bu hususun resen dikkate alınması gerektiği belirtilerek İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın kabulü ile davacı aynı zamanda mirasçı ...'ın toplam 41.777,32 TL alacağının, mirasçılar ..., ... ve ...'ın mirasçılık belgesinde miras payları oranı dikkate alınarak hesaplanan her biri yönünden ayrı ayrı 8.355,46 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile adı geçen davacılara verilmesine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili ve davalılar vekili temyiz talebinde bulunmuştur.

2. Dairemizin 20.02.2023 tarih, 2022/359 E. ve 2023/937 K. sayılı kararı ile davalıların eyleminin haksız fiil niteliğinde olduğu, süresi içerisinde zamanaşımı definde bulunulduğu, işbu davada zamanaşımı yönünden davacı lehine usuli kazanılmış hak bulunmadığı, cezanın üst sınırına göre ceza zamanaşımı süresinin 765 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 102 nci maddesinin dördüncü fıkrası ile 104 üncü maddesinin ikinci fıkraları uyarınca 5 yıl, uzamış zamanaşımı süresinin ise 7,5 yıl olduğu, davacının 1999 yılında şirkete para yatırdığı buna karşın eldeki davanın 2013 yılında 7,5 yıllık zamanaşımı süresinden sonra açıldığı gözetilerek mahkemece zamanaşımı sebebiyle davanın reddine karar verilmesi gereğine işaret edilerek karar bozulmuştur.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Verilen Direnme Kararı

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Yargıtay 11. Hukuk Dairesi'nin zamanaşımı savunmasının dürüstlük kuralı ile bağdaşmadığına dair istikrarlı kararlarının olduğu, bu kararların davacılar üzerinde hukuki güven oluşturduğu ve oluşan bu güvenin korunması gerektiği, Özel Dairenin istikrarlı hale gelen bu içtihadından İBK kararını gerekçe göstererek döndüğü ve fakat İBK kararı içeriğinde yalnızca zamanaşımının başlangıcına ilişkin değerlendirme bulunduğu, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin önceki kararlarındaki zamanaşımı savunmasının dürüstlük kuralı ile bağdaşmadığına dair gerekçesini değerlendirir bir gerekçe bulunmadığı, bu hali ile hukuki güvenlik ilkesinin ihlal edildiği, ilaveten davacı yanın kandırıldığını ileri sürdüğü, davalıların ise davacının şirket ortağı olduğunu savunarak TTK hükümlerine göre hak talep edilemeyeceğine dair itirazda bulunmakla birlikte zamanaşımı savunması da yaparak çelişkili davranış yasağının tipik örneğini oluşturdukları, savunmanın kendi içerisinde tutarlılık içermediği gerekçesi ile önceki kararda direnilmesine ve davanın kabulüne karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen direnme kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; davada yabancı para cinsinden talepte bulunmalarına rağmen TL üzerinden hüküm kurulmasının ve hükmedilen faiz türünün hatalı olduğunu belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflar arasında geçerli ortaklık ilişkisi kurulmadığının tespiti ve bu amaçla verilen paranın iadesi istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun (818 sayılı Kanun) 41 inci, 55 inci ve 60 ıncı maddeleri, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (6762 sayılı Kanun) 321 inci ve 336 ncı maddeleri.

2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Hukuk Genel Kurulu, 22.04.2022 tarih, 2021/7 E. ve 2022/2 K. sayılı kararı.

3. Değerlendirme

1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. 6100 sayılı Kanun’un 373 üncü maddesinin beşinci fıkrası gereğince Dairemizce yeniden yapılan incelemede;

3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve direnme yoluyla aleyhine hüküm kurulan davalıların temyiz talebinde bulunmamış olmasına ve temyiz itirazlarının sadece davacının temyizleri ile sınırlı olarak incelenmiş olmasına göre davacılar vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası ve 373 üncü maddesinin beşinci fıkraları uyarınca ONANMASINA,

Temyiz harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

21.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.