"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/117 E., 2024/493 K.
HÜKÜM : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/143 E., 2021/401 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
KARAR
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirketin 09, 35, 36, 42. sınıflarda tescil edilmek üzere 2020/70831 sayılı "..." ibareli marka tescil başvurusu yaptığını, başvurunun Markalar Dairesi Başkanlığı kararı ile kısmen reddedildiğini, itirazın ise Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu (YİDK) tarafından 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu'nun (SMK) 5. maddesinin birinci fıkrasının (b) ve (c) bentleri uyarınca nihai olarak reddedildiğini, müvekkilinin 2013 yılından itibaren kripto para borsası hizmetleri için yazılım, aplikasyon, kurulum ve altyapı hizmeti veren ve müşterileri için kripto para alım satım platformları oluşturan bir şirket olduğunu, müvekkilinin müşterilerine "..." markası altında mal ve hizmetlerini sunduğunu, müvekkiline ait markanın tanımlayıcı olmadığını ve ayırt ediciliği haiz bir marka olduğunu, müvekkil markasının unsurlarını içeren markaların birçok ülkede tescil edilebilirlik kriterini karşıladığını, müvekkiline ait markayı oluşturan iki kelimenin de kendine has anlamlarının bulunduğunu ve bu kelimelerin bir araya gelerek farklı bir kavram ortaya çıkardığını, müvekkiline ait markanın hem tescil talebinde bulunulan mal ve hizmetler hem de hitap edilen tüketici kitlesi bakımından ayırt edici olduğunu, TÜRKPATENT nezdinde "..." ve "..." ibaresini içeren çok sayıda marka kaydı bulunduğunu, müvekkiline ait markanın internette yer alış biçimlerine bakıldığında tüketici tarafından bütün olarak ve marka olarak algılandığını ileri sürerek davaya konu YİDK kararının iptalini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu markanın beyaz zemin üzerine siyah renk ile yazılan "..." ve "..." ibarelerinden oluşturulduğunun görüldüğü, İngilizce olan ... ibaresinin Türkçe’de ‘’Tacir, Tüccar, Ticaret Adamı, Borsa Simsarı’’ gibi anlamlar taşıdığının tespit edildiği, "..." ibaresinin "Bitcoin" ibaresinin kısaltması olarak "Bitcoin (...)" şeklinde kullanıldığı, bir markanın ayırt edici gücünün başvuru kapsamındaki emtialar ve markanın bütünsel açıdan bıraktığı algı göz önüne alınarak değerlendirilmesi gerektiği, "..." ibaresinin bir bütün olarak "bitcoin yatırımcısı", "bitcoin alım satımı yapan kişi" olarak algılanacağı ve ilgili ibarenin piyasada yaygın kullanımının olduğu, tüketicinin "..." kelimesini davacı ile özdeşleştireceği hiçbir ek unsurun markada mevcut olmadığı, dolayısıyla somut olayda dava konusu ibare ile karşı karşıya kalan tüketici nezdinde marka algısı yaratmayacağı, dava konusu ibarenin piyasadaki yaygın kullanımı itibariyle tanımlayıcı olduğu, mal ve hizmetlerde SMK'nın 5/1(b-c) hükümleri uyarınca gerek soyut gerekse de somut ayırt ediciliğinin bulunmadığı, SMK'nın 5/2 hükmü uyarınca davacının, dava konusu marka ile ilgili başvuru tarihinden önce başvuruya konu mal ve hizmetlerde kullanım sonucu ayırt edicilik kazandığına ilişkin delil sunmadığının görüldüğü gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm, davacı tarafça istinaf edilmiştir.
IV. İSTİNAF
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı ve gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine karar verilmiş, hüküm, davacı tarafça temyiz edilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Dava ve Hukuki Nitelendirme
Dava, marka ile ilgili kurum kararlarının iptali istemine ilişkindir.
B.Değerlendirme ve Gerekçe
SMK'nın 4. maddesine göre, bir teşebbüsün mallarının veya hizmetlerinin diğer teşebbüslerin mallarından veya hizmetlerinden ayırt edilmesini sağlaması ve marka sahibine sağlanan korumanın konusunun açık ve kesin olarak anlaşılmasını sağlayabilecek şekilde sicilde gösterilebilir olması şartıyla her tür işaretler marka olarak tescil edilebilecektir.
SMK'nın 5/1-(b) hükmüne göre herhangi bir ayırt edici niteliğe sahip olmayan işaretler marka olarak tescil edilemezler. Burada marka için aranan ayırt ediciliğin aynı maddenin birinci fıkrasının (a) bendinde aranan soyut ayırt edicilikten ayrıştığının kabulü gerekmektedir. Zira kanunun gerekçesinden de (b) bendi ile aranan ayırt ediciliğin (a ) bendi ile aranan ayırt edicilik koşulundan bir kısım farklılaştığı anlaşılmakta olup, bu bende dayalı kriterlerin markanın tescil edileceği sınıftan ayrık düşünülmemesi gerekmektedir. (Bahadır Zeynep,Markanın Hükümsüzlüğü ve İptali, Turhan Kitabevi, Ankara, 2018, s.48-49.)
Yine SMK'nın 5/1-(c) hükmünde ise ticaret alanında cins, çeşit, vasıf, kalite, miktar, amaç, değer, coğrafi kaynak belirten veya malların üretildiği, hizmetlerin sunulduğu zamanı gösteren veya malların ya da hizmetlerin diğer özelliklerini belirten işaret veya adlandırmaları münhasıran ya da esas unsur olarak içeren işaretlerin mutlak ret yaptırımına maruz kalacağına işaret edilmiştir. Buna göre bir işaret, tescilli olduğu mal/hizmetleri doğrudan tanımlaması halinde marka olarak tescil edilemeyecektir. Aynı maddenin ikinci fıkrası uyarınca ise tescilden önce kullanma ile ayırt edicilik kazanması halinde tescil başvurusu reddedilemeyeceği gibi, bir şekilde tescil edilen işaretin hükümsüzlük davası açılmazdan evvel ayırt edicilik kazanmış olması şartıyla hükümsüzlüğüne de karar verilemez.
Somut olaya gelince, tescili talep edilen marka başvurusunun; "..." ibarelerinden oluştuğu, ... ibaresinin Bitcoin'in kısaltması olduğu, ... kelimesinin ise İngilizce bir kelime olup Türkçe'de tacir anlamına geldiği; 9, 35, 36 ve 42. sınıflarda tescilinin istendiği, ancak nihai olarak YİDK kararı ile yukarıda açıklanan kanun maddeleri zikredilerek tümü ile reddedilmiştir. Ancak, marka olarak tescil ettirilmek istenen davacının "..." ibaresi SMK'nın 5. maddesi hükmü gereği aynı Kanun'un 4. maddesinde aranan sicilde gösterilebilirlik ve soyut ayırt edilebilirlik kriterlerine haiz bir işarettir, bu işaret ile tescili istenilen mal ve hizmetler karşılaştırıldığında, Bitcoin yani finans ve para ile ilgili olmayan sınıflar bakımından yukarıda yazılı maddeler kapsamında aranan soyut ve somut ayırt ediciliğe haiz olduğu ve dolayısıyla tanımlayıcı bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Bu itibarla, sözkonusu işaretin soyut ayırt ediciliği bulunmasına ve Bitcoin ile ilgili olmayan mal/ hizmetler açısından tanımlayıcı olmayıp somut ayırt ediciliğe de sahip olduğu anlaşılmış olmasına göre, İlk Derece Mahkemesince bitcoin ile ilgili olmayan sınıflar bakımından davacı ... başvurusunun ayırt ediciliğe sahip olmadığı gerekçesi ile hüküm kurulması doğru olmamış yazılı gerekçe ile kararın bozulması gerekmiştir.
VI. SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULARAK KALDIRILMASINA, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 373/1 hükmü uyarınca dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 19.02.2025 oybirliğiyle karar verildi.