"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/2272 Esas, 2024/299 Karar
HÜKÜM : Davanın reddi
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak verilen karar davacı vekili ve davalı ... tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
KARAR
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili Şirketin 2000/04524, 2007/32835, 2013/32392, 2013/60855, 2013/29479, 2013/29468 sayılı “...”, “...”, “... x”, "...", “... indeks”, “... index” ibareli tanınmış markaların sahibi olduğunu, davalının, bu markalar ile karıştırma ihtimali bulunacak derecede benzer nitelikteki “...+şekil” ibaresini marka olarak tescil ettirmek üzere başvuruda bulunduğunu, 2016/04687 kod numarasını alan başvurunun, Resmi Marka Bülteninde ilanı üzerine müvekkili tarafından Markalar Dairesi Başkanlığına itiraz edildiğini, ancak itirazın yerinde görülmeyerek reddedildiğini, bu kararın yeniden incelenmesi talebinin de nihai olarak YİDK tarafından reddedildiğini, oysa davalı Şahsın 2016/04687 sayılı “... şekil” markasının, müvekkilinin “...” ibareli markaları ile ayırt edilemeyecek derecede benzerlikle iltibas oluşturduğunu, müvekkilinin markalarının ... ibaresini esas unsur olarak ihtiva ettiğini, davaya konu marka tescil isteminin “... + şekil” bileşik kelimesinden meydana geldiğini, markanın esas unsuru olan “...” ibaresinin ÖMRÜ ve ... kelimesinin yan yana getirilmesi suretiyle oluşturulan bir marka olduğunu, markada geçen ÖMRÜ kelimesinin birebir karşılığı olmayıp tamlama niteliğinde bir kelime olarak düşünülebileceğini, dolayısıyla tamladığı ... kelimesine göre ayırt edici özelliğinin zayıf kaldığını, davalıya ait 2016/04687 sayılı “... şekil” marka başvurusunun tescil edilmek istendiği sınıflarda yer alan emtianın, müvekkilinin markalarının bulunduğu sınıflarla birebir aynı olduğunu, davalının tescil başvurusunun, başından beri kötü niyetli bulunduğunu, haksız rekabet içerdiğini ileri sürerek, davaya konu 2016/04687 sayılı “... + şekil” markasının tesciline ilişkin 02.08.2017 tarihli ve 2017-M-6421 sayılı YİDK kararının iptali ile tescil edilmiş ise başvurunun hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı cevap dilekçesi sunmamıştır.
2.Davalı Kurum vekili cevap dilekçesinde; müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Bölge Adliye Mahkemesince bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde, markalar arasında iltibasa yol açacak derecede bir benzerlik olup olmadığının tespitinde her iki markaya konu işaretin, ayırt edici ve baskın unsurları dikkate alınarak bütünü itibariyle görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları izlenimin esas alınması gerektiği, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 08.06.2016 gün ve E.2014/11-696, K. 2016/778 sayılı kararı uyarınca iltibas değerlendirmesinin hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel hukuki bilgi ile çözümlenmesinin mümkün olduğu hususu da gözönünde bulundurularak yapılan incelemede başvuru markasının “...+şekil”, redde mesnet markaların ise “...”, “... x”, "...", “... indeks”, “... index” ibareli olduğu, markalar bir bütün olarak incelendiğinde markalar arasında 556 sayılı KHK'nın 8 inci maddesinin birinci fıkrası (b) bendi anlamında ortalama alıcılar nezdinde görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları genel izlenim itibariyle ilişkilendirilme ihtimalini de içerecek şekilde iltibas tehlikesinin olmadığı, zira dava konusu başvuruda, davacı markasının asli unsurunu oluşturan "..." ibaresinin öne çıkartılmayıp bir bütün olarak "..." ibaresine asli unsur olarak yer verildiği, bu şekilde başvuruya yeterli ayırt ediciliğin sağlandığı, taraf marka işaretlerinin benzer olmadığından Türk Patent ve Marka Kurumunun 2017-M-6421 sayılı YİDK kararının iptaline ilişkin davanın reddi gerektiği, Dairece verilen 24.02.2022 Tarih ve 2020/772 E, 2022/217 K. sayılı karar ile dava konusu edilen 2016/04687 sayılı "..." ibareli markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmiş olup, bu karara yönelik olarak davanın ilgili taraflarınca temyiz kanun yoluna başvurulmadığı anlaşıldığından, hükümsüzlük kararına yönelik olarak Dairece bir inceleme yapılmadığı gerekçesiyle Türk Patent ve Marka Kurumunun 2017-M-6421 sayılı YİDK kararının iptaline ilişkin davanın reddine, dava konusu edilen 2016/04687 sayılı "..." ibareli markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmiş, hüküm davacı vekili ile davalı ... vekilince temyiz edilmiştir.
IV. TEMYİZ İNCELEMESİ
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, YİDK kararının iptali ve markanın hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 556 sayılı KHK'nın 8 inci maddesinin birinci fıkrası (b) bendi.
3. Değerlendirme
Dosyadaki yazılara, Bölge Adliye Mahkemesince 6100 sayılı Kanun'un 373 üncü maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekili ile davalı ... vekilinin ayrı ayrı bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
V. SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı ile davalı ...'in temyiz istemlerinin ayrı ayrı reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372 nci maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, temyiz harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 22.10.2024 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.