"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi
SAYISI :2020/1837 Esas, 2023/2132 Karar
HÜKÜM :Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ :İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi
SAYISI :2016/1078 E., 2020/235 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili ve davalılar ... ile ... vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
KARAR
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalıların müvekkili banka ve bankanın genel müdür, yönetim kurulu üyesi, genel müdür yardımcısı ve sair üst düzey görevlerde bulundukları dönemde bankaca gerçekleştirilen Mimaroba Batıköy projesinde, yasaların ve yönetmeliklerin kendilerine yükledikleri sorumlulukları yerine ettirmediklerini, basiretli bir tacir gibi davranmayarak bankanın zararına yol açtıklarını, dava konusu edilen projede davalılarca gerçekleştirilen zararlandırıcı işlemlerin müvekkili banka ile müteahhit firma arasında akdedilen sözleşme gereği götürü bedel üzerinden ödenmemesi gerektiği halde alan hesaplarına dahil edilen teraslar vs nedeniyle 12.643.327 m2 alan için firmaya usulsüz ödeme yaptırdıklarını, firmaya yapılan fazla ödeme tutarının 24.02.2000 tarihi itibariyle 155.020.699,00 TL'ye ulaştığını, yol açılan banka zararının çok büyük olduğunu ileri sürerek 155.020.699,00 TL zararın 24.02.2000 tarihinden itibaren T.C. Merkez Bankası reeskont faiz haddi oranı üzerinden faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1-Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; talebin zamanaşımına uğradığını davacının iddia ettiği gibi dava konusu projede doğmuş bir zararın olmadığını, aksine projeden kâr edildiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
2-Davalılar ... ve davalı ... vekili cevap dilekçesinde, talebin zamanaşımına uğradığını, usulsüz ödeme yaptıkları iddiasının gerçeği yansıtmadığını, davacının dava dilekçesinde atıf yapmakla yetindiği müfettiş raporlarında yer alan bazı iddialar ve vakıaların gerçek dışı olduğunu, davaya konu edilen büyüklükteki geniş kapsamlı projelere ilişkin işlerin bu yönetmeliğin kapsamı dışında tutulduğunun açıkça ifade edildiğini, davacının uğradığı iddia edilen zararın varlığını ispatlamakla yükümlü olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
3-Diğer davalılar, davaya cevap vermemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile anonim şirketlerde yönetim ve denetim kurulu üyeleri görevleri sırasında sebep oldukları zararlardan dolayı şirkete, pay sahiplerine ve 3. kişilere karşı sorumlu olduğu, sorumluluğun doğması bakımından öncelikli koşulun zararın gerçekleşmiş olması ve zarar görenin zararın varlığını kanıtlamış olması gerektiği, zararın varlığı sabit ise yönetim ve denetim kurulu üyelerinin zarardan sorumlu olduğunun karine olarak kabul edileceği, yönetim ve denetim kurulu üyelerinin ancak kendilerine bir kusur izafe edilemeyeceğini kanıtlayarak sorumluluktan kurtulabileceği, somut olayda teras alanlarına ilişkin olarak dava dışı müteahhite yapılan fazladan ödemenin 05.05.1997 tarih, 541 sayılı yönetim kurulu kararına dayandığı, bu tarih itibari ile davalıların görevde olmadıklarının, bu nedenle kendilerine bir kusur izafe edilemeyeceğinin anlaşıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili ve davalılar ... ve ... vekilince istinaf edilmiştir.
IV. İSTİNAF
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili ve davalılar ... ve ... vekilince temyiz edilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Dava ve Hukuki Nitelendirme
Dava, davacı bankanın önceki dönemlerde yönetim kurulu üyesi olan davalıların görevleri sırasında zarara neden oldukları iddiasına dayalı tazminat istemine ilişkindir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 353/1-b(1) hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekili ile davalılar ... ve ... vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, temyiz harçları peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 03.03.2025 tarihinde kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.